2. Bölüm

1K 108 48
                                    


Akşam uyumak için hazırlıklar yapılıyorken aniden bölgeyi basan karşı taraf yüzünden herkes giyinip kuşanmış sınıra doğru gitmeye başlamıştı. Wooyoung bunun olacağını bildiği için yanındaki San'a güvenmeyi seçmişti şu an. İkisi de birbirinin arkasını kollayacaktı bundan ikisi de emindi.

San'ın bir yanında en güvendiği adam Yeosang, bir yanında hâlâ hislerini yok sayamadığı Wooyoung, arkalarında da bütün adamları ordu halinde yürüyordu. San o kadar sinirliydi ki çenesi kasılmıştı. Bunları bekliyordu elbette, Wooyoung eski yuvasına dönmüştü onlar da bunu kaldıramıyordu ama eski yaptığı hataya düşüp onu elinden tekrardan kaçıramazdı. Bu kez her ne pahasına olursa olsun onun yanında olacaktı. Göz ucuyla Wooyoung'a bakmıştı. Onu tekrardan elinden alacaklar korkusuyla içten içe kendini yiyordu.

"Wooyoung," diyerek çocuğun dikkatini çekmeyi başarıp kendine dönmesini sağlamıştı. Gözlerinde saklamayı çalışıp başaramadığı gerginliği gördü. "Merak etme bir şey olmayacak. Sana bir şey yapamazlar, sen tarafını seçtin artık yeniden bizden birisin."

Wooyoung duyduğu şeylerle hoşnut olmuşcasına başıyla onu onaylamış, önüne dönüp sınıra yürümeye devam etmişti. "Biliyordum bu işin peşini bırakmayacağını ama bu kadar erken geleceğini düşünmemiştim."

"İstediği zaman gelsin biz her zaman hazırız. Zaten kaç gündür yerinde duramıyordu bekliyorduk biz böyle bir şeyi sende gelince tam oldu."

"San, biliyorum kendine zor hakim olabilirsin ama bana bir şey derse karışma ben hallederim." Wooyoung, San'ı tembihlerken olumlu bir işaret alınca rahatlamıştı. Doğru kararın bu olduğunu hatta tek çıkış yolu olduğunu biliyordu. San ona güvenilmesi gerektiğini tekrardan kanıtlıyordu, belki de en baştan onun yanında olmalıydı.

Karşı bölgedekileri yavaştan görmeye başladıklarında San'ın yüzünü alaycı bir gülümseme kaplamıştı, Wooyoung onun bu halini görünce üstündeki gerginliği atmış aynı onun gibi rahat bir hava takınmıştı. Kendi istediği gibi davranmaya başlamıştı bile. Kendisindeki bu rahatlık kesinlikle San'ın ortama yaydığı enerjidendi, bu adamın her şekilde sözleriyle karşısındakini ezeceğini biliyordu.

Mesafe git gide kapanırken Wooyoung karşısındaki eski sevgilisinin yanında aldattığı kişiyi görünce gözleri sinirle kısıldı. Yüzsüzlüğünü görünce iyi ki buraya gelmişim diyerek düşünmeden edemedi. O birine sinir olmaya başladığı an gram sevgisi kalmazdı kimseye karşı, tamamen silmişti bile. Karşısındakinin hiçbir şansı yoktu artık ama Wooyoung o kadar iyi biliyordu ki kendisini San'ın yanında görünce sinirden kuduracaktı yine. İkisinin yanyana olma düşüncesi yüzünden bile kaç defa tartışmışlardı.

Arada kalan mesafe tamamen azaldığında öndeki Hyunki ellerini cebine atıp tam iki bölge arasında durdu. San da aynı şekilde durduğu gibi iki tarafın insanları da duraksayıp liderlerin tepkilerini bekledi. Kısa bir bakışma sürdü öndeki ikiliden.

"Vay be Wooyoung," İlk sessizliği bozan Hyunki olmuştu. Bakışlarını San'a çevirdi tüm sinir bozucuğuyla, Wooyoung'un sinirlenmeye başlayan yüzünü gören Hyunki cümlesine devam etti. "Benim altımdan çıktığı gibi sana koşmuş bakıyorumda."

"Ağzına sıçarım senin lan!" Wooyoung duyduğu şey yüzünden kan beynini sıçramış bir şekilde öne atılmışken San hızlıca beline atlamış onu geriye doğru çekmişti. Onun bu olaya karışmasına izin vermek istememişti. Wooyoung her ne kadar ben hallederim desede eğer saldırmasına izin verseydi diğer insanların ilk hedefi olurdu.

Damaged | Woosan |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin