40. Bölüm

476 55 33
                                    


San eve girer girmez Wooyoung'un yanına fırlamış, koltukta uzanan çocuğun kolundan tuttuğu gibi kaldırmaya çalışarak onu da telaşa sokmuştu.

"Bu akşam benimle bir yere geliyorsun. Akşam yemeğini orda yiyeceğiz."

"Ne, hemen mi?" Kafasındaki en büyük sorun ne giyeceğim olurken Wooyoung bağırır gibi sormuştu. Oturduğu yerden kalkmak zorunda kaldı.

"Önceden kararlaştırılmış bir şey ama ben yeni olduğum için az önce öğrendim."

"Nereye gidiyoruz? Ayrıca benim de takım giymem gerekiyor mu?" Yatak odalarına çıkarken sormuştu Wooyoung. Dolabını açıp üzerine daha ciddi bir şeyler bakmaya başlayacaktı.

"Şirket çalışanlarının olduğu bir yemek. Herkes sevgilisini, eşini falan getiriyor işte biz de birlikte gidiyoruz. Ne istersen onu giy takıma sadece ben zorunluyum."

San'ın sözleri diğerini olduğu yerde germeye yetmişti çünkü birlikte gitmeleri ilişkilerinin boyutunu değiştirirdi, özellikle de çalıştığı yere karşı yan yana durmaları işin ucunda San'ın babasını da ilgilendirecek bir durumdu.

"San, kimliğini açıklamak zorunda kalırsın. Ben gelmeyeyim." Wooyoung bunu diyip geriye doğru adımlarken San onu kolundan tutup kendisine doğru iyice çekti.

"Herkes biliyor zaten."

"Ne?" Gözlerinin içine doğru şaşkınca bakarken diğerinin şefkatli bakışlarıyla karşılaşmıştı. San yine bir şeyler karıştırıyordu belli ki. "Bana daha önce bundan bahsetmemiştin."

"Ben her zaman açıktım ki sadece sen görmüyordun, herkes seni biliyordu. Herkes San'ın sevdiği biri var diye dolaşıp seni merak ediyordu. Bu hayatım boyunca her yerde yaşadığım bir şey."

San'ın ailesinin imalı konuşmaları ve bakışlarını sonunda anlayabilmişti Wooyoung bir yandan da kendi ailesine böyle açık olamadığı için üzülmüştü.

"Sana yüz vermedim diye arkamdan neler denmiştir." Dudak büzerken San onun tatlılığına dayanamayıp yanağından makas aldı, yanağı serbest bırakırken de Wooyoung yanağı acıdığı için eliyle yanağını tutup San'a kötü kötü bakışlar attı.

"E yani. Ben reddedilecek adam mıyım?" San göz kırptı bir yandan da diğerinin beline dolanarak kendisine doğru çekti.

"Egoya bak ya." Wooyoung gülerken kollarının arasından sıyrılmış, San'ın kıyafetine uygun klasik ama takım tarzı olmayan birkaç parça çıkarıp üstünde tutarak emin olmuştu.

Yemeğe gittiklerinde en son köşeye oturmalarını tercih etmişti San çünkü Wooyoung'la özel konuşabilirdi bu yüzden onu duvar kenarına alıp yanına kendisi oturdu.

Uzunlamasına olan masada karşılarında da sevgili olan bir çift vardı. Geldiklerinden beri bakışlarını kız arkadaşında tutmayıp Wooyoung'a odaklamıştı bu kişi, hem kızı hem de Wooyoung'u rahatsız ederken San gözlerini yanındakinden çekemediği için durumu anlamamıştı.

Telefon sesi ortamdaki konuşmayı bastırırken San eline telefonunu alınca iç çekti çünkü babası arıyordu aynı tahmin ettiği gibi. "Babam arıyor, nasıl geçiyor diye soracak kesin. Hemen gelirim." Wooyoung'a karşı konuşmuştu.

Kızın biraz morali bozulduğu için masadan kalkmış, diğer kızlarla birlikte lavaboya doğru ilerlemişti. O da gidince masada tek başına kalmış gibi hisseden Wooyoung kendisini iyice yemeğe verip başını bile kaldırmamıştı.

"Daha önce sana çok güzel olduğunu söyleyen oldu mu? Bayağı yani, insanın baktıkça bakası geliyor." Deminden beri karşısında kendisinden gözlerini ayırmayan adam sonunda fırsat bulup konuşmuştu.

Damaged | Woosan |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin