39. Bölüm |M|

668 62 111
                                    


San o kadar baskılayıcı bir gün geçirmişti ki eve girip ceketi girişteki koltuğa doğru bir nevi fırlatmıştı. Çekmeceye koyup ara sıra içtiği sigarasını, çakmağını ve küllüğü alarak kendisini koltuğa bıraktı. Sigarayı yakıp kafasını koltuğun başlığından boşluğa doğru bırakıp gözlerini kapattı, tavana dumanı üflerken kollarını da koltuğun başlarına uzattı.

İş onu zorlamaya başlamıştı. Adımını atar atmaz girdiği toplantılar, yeni yüzler, sorumluluklar ringe çıkmaktan çok daha başka seviyede olduğu için bir anda bu olaylara dalması onu zorlamıştı.

Sigarasından bir duman daha alıp tepeye üflerken bacağında hissettiği iki elle gözlerini açıp oraya baktı. Wooyoung önünde diz çökmüş keskin gözlerle kendisini izliyordu. Ellerini baldırlarına doğru çıkarmaya başladığında sigarasını kendisinden uzaklaştırıp onu inceledi.

"Napıyorsun?"

"Seni rahatlatmaya çalışacağım."

San hiçbir şey demedi. Wooyoung onun pantalonunun düğmesini ve fermuaranı açıp aletini dışarı çıkarırken San biten sigarasını küllüğe bastırıp ikinciyi yakmıştı. Wooyoung çıkardığı aleti bir anda ağzına alıp çekiştirmeye başladığı gibi ağzındaki alet şişmeye başladı.

San iki parmağı arasındaki sigarasından bir kere çekip dışarıya yollarken pür dikkat onu izliyordu sessizce. Wooyoung kendisi farkında olmasa da San'ın şu an içerden ne kadar kendisini zorladığını ağzındaki aletten hissedebilmişti. Bu durum hoşuna gittiği gibi ağzından çıkarıp dil darbeleriyle diğerini yerinde kıpırdattı.

Koltuğun üstündeki kolunu kaldırıp dirseğini oraya yaslayarak parmaklarını şakaklarında gezdirdi. Sahiden bu çocuk yüzünden aklındaki her şey silinmiş gibiydi, her ne yapıyorsa kendisinden başkasını düşünmemesini sağlıyordu ve bu da San'ın şu anki en büyük ihtiyacıydı.

Wooyoung'un uzadığı saçları gözünün önüne gelince San sigarasını dudakları arasına almış, diğerinin kolundaki bilekliklerden lastikli olanını çıkarıp saçlarını gelişi güzel arkadan toplayarak önüne düşmemesine yardımcı olmuştu.

Wooyoung teşekkür eder gibi ağzından çıkarıp gözlerini de gözlerine dikip aşağıdan yukarıya yalayınca San ağzından sigarayı parmakları arasına almış, inleyerek başını geriye atmıştı.

"Mahvediyorsun beni." San kısık nefesleri arasında diğerine fısıldamıştı.

Ağzından çıkarıp San'a karşı güldü. "Biliyorum." Tekrardan ağzına aldığında kendi aletinin de eşofmanının içinde belirginleşip zorlandığını hissederek elini oraya atmıştı.

San onun kendisiyle uğraştığını görünce diğerinin ağzına sıçradığında Wooyoung ağzından çıkarmadan hepsini yutarak geri çekildiğinde San bu görüntü karşısında inlemişti. Parmaklarıyla dudaklarını temizleyecekti ki Wooyoung onun parmaklarını yalayarak onları da yuttu.

"İnsanda akıl bırakmıyorsun Wooyoung."

Wooyoung gülerek doğrulduğunda San onun belinden kendisine doğru çekmiş, altındakileri indirmişti. Şişmiş aletini gören San sigarasını söndürüp kül tablasını masaya bıraktı. Wooyoung kendi yönetiminde olan durumu diğerine bıraktığında San onun sırtını kendisine bakacak şekilde döndürdü ve bacağına oturttu. Wooyoung iyice San'ın göğsünden boynuna doğru yükselerek başını oraya bıraktığında San onun bacaklarını açıp iyice kucağında yerleştirdi ve başını çevirip dudaklarından öptü.

İkisi de tek kelime etmiyordu. San sadece çocuğun her yerinde ellerini gezdiriyordu her bir hücresini hissetmek ister gibi. Özellikle göğüslerinde durduğunda ikisi de gülümsüyordu çünkü ikisinin de karşılıklı en istediği yer orasıydı. San sakince okşamaya başlamıştı elleriyle. Bu yaptığı zamanla sakin hareketlerden daha da sert hareketlere gittikçe kucağındaki iyice kıpırdayıp durdu ve aletleri birbirine sürtünce birlikte inlediler.

Damaged | Woosan |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin