20. Bölüm

510 62 17
                                    


Ortam o kadar gergindi ki dövüşülecek alandaki tozlar yukarıya kalkmış heyecanla bağıran insanların arasına karışmıştı.

Karşı karşıya kalmış ikiliyi ilk gaza getiren şey geri sayım olmuştu. Ring alanında değillerdi ama birkaç kural uygulanır mı diye merakla bekliyordu bazıları. Mesela pes eden olacak mıydı? Ya da karşısındaki ona zaman verecek miydi yoksa saldırışa geçip işini biterecek miydi?

"Sadece dövüşmeyeceğiz değil mi? Nasıl gidiyor hayat?" Hyunki ellerini birbirine vurup hazırlandı. Rakibini kışkırtmak için ilk ataklarına başlamıştı.

Yumruğunu savurduğu gibi San hızlıca kendini kurtarmayı başardığında güldü. Peşinden de San karşısındakinin olayı ciddiye almadığını fark edip zaman kaybetmeden yumruğunu savurdu ve anında Hyunki'nin yüzü diğer tarafa döndü. Onun ringe çıkmadığını tüm hareketlerinden anlayabiliyordu, profesyonel biri değildi, gelişi güzel savuruyordu yumruklarını. San'ın tek gerildiği şey kendisinden daha uzun ve yapılı olmasaydı ama böyle giderse maçı alırdı.

"Çeneni kapatacağını hiçbir zaman düşünmemiştim zaten. Benimki iyi gidiyor, ya seninki? İnsanlara sır verirken güvenebiliyor musun bari?" San bir tane daha yumruk atarken bu kez karşıdaki kendini kurtardı ve sinirle ona baktı. Açtığı konuyla diğerinin dikkatini dağıtmaya başladığını fark edince büyük bir gülümsemeyle güldü.

Hyunki önce etrafa baktı biri duydu mu diye, mesafe onların duyabileceği kadar yakında değildi neyseki. "Ne saçmalıyorsun lan?"

"Elinizdeki mallar diyorum, haberim var her şeyden. Şu an sen burdayken belki de polisler sizin bölgeye baskına gitmiştir, ne dersin?" Böyle bir şey yapmamıştı ama Hyunki'yi telaşlandırıp aklını dağıtmak için söylemişti. Hem Wooyoung'un hem de köstebeğin anlattıklarına karşı bunu söylemekte çok rahattı, her şey kendi elindeydi.

"Kim haber verdi size?"

Hyunki bu kez San'a öfkeyle saldırdığında çocuğu öyle bir sıkıştırdı ki San kendini savunamadı ve beline darbe yiyerek dizlerinin üzerine çöktü.

Arabanın üstünde oturan Wooyoung'un daha ilk darbeden nefes kesildi, devamı gelirse nasıl dayanacaktı? Bir şekilde kıpırdamadan, ifadelerini dümdüz tutmalı ve San'a verdiği sözü yerine getirmeliydi. Zaten onu böyle görmekten nefret ederken şu anki dövüşün sebebi kendi olduğu için üstüne üstlük tüm bu insanların nefretini kazandığı için gerginlikle dudağını dişledi.

"Anlaşılan herkese güvenmemen gerekiyormuş. Yanındaki adamlarını iyi seç." San toparlandığı gibi resmen Hyunki'nin üstüne atlayıp peş peşe yumruklarını savurdu. Bir kolu yukarı kalkmışken Hyunki birden onu yakalayıp üstünden attı.

"Sen önce şu maçtan sağ çık ondan sonra konuş."

İkili yerdeki tozları havalandırırken birbirlerine saldırıp sonra geriye çekilip nefesleniyor, arada bir de tekrardan konuşuyorlardı.

Arabanın üstünden izleyen Wooyoung telaşla bacaklarını sallandırdı. Bir an önce şunun bitmesini isteyip parmaklarıyla kendisine işkence ediyordu resmen. Arada bir bakamayacak gibi olduğunda yüzünü öndekilere çevirip motive eden bağırışlarıyla San'ı gazlayan insanlarla kendisi de motive olup tekrardan San'a bakıyordu.

San'ın çekik gözlerinin arasından attığı tehdit edici bakışları oturduğu yerden bile görebiliyordu. Sinirle inip kalkan göğsü kaslarını iyice ortaya sererken terlemeye başlamış saçlarından bir damla oraya doğru süzülmüştü. Ellerini yumruk yapmış soluklanırken hızlıca Wooyoung'a göz atmış, ona inançla bakan gözlerini görünce tekrardan bakışlarını rakibine çevirmişti.

Damaged | Woosan |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin