Sabah San yatağındaki kişinin güzelliğiyle büyülenmiş bir şekilde güne uyanmışken aşağı indiğinde bu ruh halinin dağılması an meselesi olmuştu. Hyunki yine rahat duramamış, San'ın sinirini bozacak işlere kalkışmıştı. Yeosang bölgeye gönderilen notu Mingi sayesinde bulup San'a ilettiğinde yeni uyanan çocuk sinirinden deliye dönmüştü."Ulan gelmiş benimle ringe çık yazmış ben bunun ağzını yüzünü patlatmaz mıyım? Elimde kalacak elimde. Yok Yeosang ben bunu parçalarım gerçekten." Bir türlü yerinde duramayıp ordan oraya yürüyen San sinirle saçlarını geriye attırdı.
"San tamam sus sakinleş bir ya."
Wooyoung duvarın oraya sinmiş ikilinin arasındaki konuşmaları dinlerken yine Hyunki'ye içinden sövmeye başlamıştı. Ne zaman bırakacaktı peşini? Zaten onu önemsemediğinden gidip aldatmıştı şimdi kurtulmuştu kendisinden işte, kendi hayatına bakar diye umut ettikçe tekrardan başa dönüyorlardı. Ayrıca daha fazla San'ın ortada kalmasını istemiyordu, onu korumaya çalıştıkça yine başrol o oluyordu.
"Gelmiş birde kazanan Wooyoung'u alır diyor. Çocuğa malmış gibi davranıyor resmen, kabullenemiyor onu terk edip bizi seçtiğini." Öfkeyle inip kalkıyordu San'ın göğsü. Wooyoung'un laf yemesine ayrı, elinden alınmaya çalışılmasına ayrı patlamıştı.
Wooyoung daha fazla dayanamayıp sığındığı duvarın arkasından çıkıp ikiliye baktı. "O ringe çıkan biri bile değil, onu her türlü alt edebilirsin önemli olan boy da değil senin orda nasıl maçlar aldığını biliyorum San. Sen onun karşısında kazanabilirsin."
Az önceki sözleri duyan San tek kaşını kaldırdı. "İzlemedim diyordun ama izliyor muydun?"
"İzliyordum tabii ki de. Sadece sana vuracaklarını anladığımda bakmıyordum. Ayrıca o sana o kadar kuruluyordu ki adın geçtiği gibi benim ne tepki vereceğimi merak ediyordu, kafayı seninle bozmuş manyağın biriydi. Beni orda o kadar bıktırdı ki buraya gelirken tek sebebim aldatılmak değildi. Ödüm kopuyordu birden baskın yapıp sana zarar verecek diye." Wooyoung gaza gelip bir bir aklındakilerini sıralarken çok fazla açıldığını düşünüp dudaklarını birbirine bastırarak bakışlarını karşısındakinden çekti.
Yeosang başını olumsuz anlamda sallayıp bu ikiliyi bir türlü anlayamadığı için sabır dileyip kafasını geriye attı.
"Bir türlü itiraf edemiyorsun ama sen bensiz yapamıyorsun." San suspus olmuş çocuğa karşı adımlarken Wooyoung hızla başını kaldırıp sinirli bir bakış atmıştı. "Niye bakıyorsun öyle? Yalan mı?"
Yeosang kafasını kaldırıp ikiliye bakınca atışmaya devam edeceklerini anlayıp hızlıca kalkmıştı. "Ben gideyim öyle konuşun katlanamıyorum daha fazla."
Wooyoung yanından giden Yeosang'a yalvarır gibi bakışlar attığında görmezden gelen arkadaşı odayı terk etti. Odada tek kalmışlardı yine. San bir kere yakalamışken bırakmayı düşünmüyordu.
"Çok mu endişelendin bana zarar gelmesinden?" San parmağına doladığı iki tel saçı çevirirken Wooyoung'un geriye gitmesine eşlik etti, Wooyoung'un sırtı duvara çarpınca da karşı karşıya durdular.
"Eski dostumdun, endişelenmemem için bir sebep yok." diyerek meydan okudu Wooyoung. Bu kez kaçmamış ya da dur dememişti, direkt tepkisini görmek istedi.
"Sikeyim dostluğunu."
San parmaklarını çekip sinirle solur bir şekilde odadan çıkarken duvara elini vurmayı da ihmal etmedi. Bu vuruş Wooyoung'u yerinde hoplattı. Bu kadar ciddi tepki vermesini beklemiyordu, yine onu kızdırdığı için garip hissetmişti. Kendi hisleri konusunda hâlâ kararsız olduğu için kendisi de ne yaptığına emin olamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Damaged | Woosan |
Fanfiction"Ben varken ringe çıkma demiştin. Sen gittin ve ben sözümü tutamadım." fanart: ssugatwt