San, Yunho'ların bölgesine ilerlerken bu kez kurduğu planları doğrultusunda arabasına eşyalarını doldurup gelmişti. Diğerine doğru adımlarken göz göze geldikleri an kocaman gülümsemişti.Wooyoung onu görür görmez koşup sarılırken San onu kolları arasına alıp boynundan öpmüştü hatta öperken de geçen gün bıraktığı izleri de görüp sırıtmıştı.
Wooyoung ona sıkıca sarılıp omzunda kafasını dinlendirirken tek bir kelime bile etmemişti. San saçlarını okşadı sakince. Daha önce hiç bu kadarını yapmamıştı, çok fazla şeydi San'a göre... Sevgi dolu? İlk defa böyle bir an yaşadıkları için kalbi hızlanmıştı. Her ne kadar endişelense de yüzü gülen çocuğu gördüğü için sadece kendisinin öyle düşündüğü konusunda hemfikir oldu.
"Babam bölgeyi kontrole gelecekmiş, e babam evde olmadığında annem de onsuz durmaz biliyorsun. Diyorum ki hazır ev boşken birkaç gün bizim evde takılalım. Gelir misin benimle?" dedi San saçlarını okşamaya devam ederken.
Wooyoung kafasını San'ın omzundan çekip içerdeki eve doğru baktı. "Yunho'ya-"
San onun dikkatini çekmek için parmaklarıyla hafifçe çenesini tutup gözlerini yeniden buluşturdu. "Siktir et Yunho'yu. Birkaç günden bir şey olmaz. Sen istiyor musun asıl onu söyle."
"Olur." Wooyoung tekrardan sarılmıştı. Belli etmemeye çalışsa da kafası oldukça doluydu. Belki de birkaç gün uzaklaşmaları ona da iyi gelirdi.
*
San kapıyı ardından kapatır kapatmaz Wooyoung onu yanaklarından tutup kendisine çekerek dudaklarından öpmeye başladığında neye uğradığını şaşırdığı için öylece kalakalmıştı. Wooyoung üstüne doğru geldiği için San gerilemiş, sırtını kapıya yaslamıştı. Wooyoung o tepki vermediği için geriye çekilip incelediğinde San gözlerini kıstı. Kesin bir şeyler vardı Wooyoung'da.
"Noluyor?"
Omuz silkti Wooyoung. "Buraya sevişmek için gelmedik mi?"
"Birlikte takılmak için geldik ama istersen onu da yaparız tabii." San diğerine çaktırmadan onu süzdü ama bir şey anlamadı tekrardan. Bu kadar açıkça söylediği hiçbir an olmamıştı.
İkili San'ın odasına kıyafetlerini yerleştirirken San sıcak hava yüzünden boğulduğunu söylemiş, havuza girmek istemişti. Kendisine şort ayarlayıp banyoda hazırlanırken Wooyoung kıyafetlerini yerleştirmeyi bırakmış onu beklemişti. San banyodan çıktığında diğeri gözlerini üstünde gezdirip iç çekmişti. Gerçekten bu kadar iyi gözükmek zorunda mıydı?
San onun haline güldükten sonra Wooyoung'a da kendisinin en küçük şortunu verdi.
Üstündeki tişörtü dikkatle çıkarıp yatağa bırakan Wooyoung, San'ın ilgisini çekmeyi başarmıştı. Göğüs uçlarının etrafının hâlâ kızarık olduğunu fark etmişti San, üstelik kıyafet de değdiğinde canını yakıyor gibiydi, çıkarırken dikkatli çıkarmıştı. San her ne kadar zor olacak olsa da bir dahakine bu kadar kendisini kaybetmemek için söz verdi.
Wooyoung şortu yakın bir yere koyduğu gibi altındakileri birden indirince San hemen refleks olarak başını çevirdi. Yani daha önceden görmediği şey değildi ama Wooyoung'a bugün bir haller olduğu kesindi. Wooyoung'un bunu yapma sebebiyse artık daha rahat olmalarıydı, belki birazcık da San'ın ilgisini çekmek içindi.
"Düşüyor bu." Şortu giymişti giymesine ama özellikle bel kısmı bol geliyordu. Kaymasın diye şortun belinden tutarak San'a doğru yaklaştı.
"Elimdeki en küçük şort buydu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Damaged | Woosan |
Fanfiction"Ben varken ringe çıkma demiştin. Sen gittin ve ben sözümü tutamadım." fanart: ssugatwt