Bölgedeki çocuklar San maçı kazandığı için kutlamayı şehir merkezinde bir otel kiralayarak yapmak istemişlerdi. Giriş katını parti olarak açtıkları için şu an büyük bir kalabalık ve müziğe eşlik eden bedenler bulunuyordu.Wooyoung ortamda tek başına kaldığı için kafasından şarkıya eşlik ederek sıkılmamaya çalışıyordu.
San onunla olan kavgasından sonra hiçbir şekilde konuşmamıştı hatta karşılaşmamışlardı bile. Şimdiyse sağ tarafındaki bölgede arkadaşlarıyla birlikte muhabbet edip gülüyorlardı. Aslında Wooyoung burda tek değildi Yeosang, Seonghwa ve Mingi de yanındaydı ancak işleri olduğundan gitmek zorunda kalmışlardı.
"Düzelmedi mi aranız?" Yunho, Wooyoung'un San'a baktığı yöne baktıktan sonra tekrardan ona dönmüştü. Onu tek başına görmeyi beklememişti ve ne kadar kötü hissettiğini görebiliyordu.
"Yüzüme bile bakmıyor." İç çekerek bakışlarını San'ın üzerinden çekip başında bekleyen kişiye döndürdüğünde dudaklarını büzmüştü.
"Mingi de yoğunluktan benimle ilgilenmiyor. Tek başıma çok sıkıldım." Wooyoung'un oturduğu koltuğun çıkıntısına yarım bir şekilde oturdu Yunho.
"Nolur sen de beni burda tek bırakıp gitme. Bölgedeki herkes benden nefret ediyor zaten gidip de ortamına adım atacağım birisi yok. Çocuklar da bıraktı gitti."
Ortamda o kadar uzun süre tek kalmıştı ki can sıkıntısından patlayacaktı. Başkalarının muhabbetine de dalmaya yüzü yoktu zaten kendisine atılan kötü bakışlara maruz kalıyordu. San'ın kendisini böyle bıraktığını bir türlü kabullenemedi. Üstüne gelmemesi için o kadar söylenmişken neden kendisini bu kadar zorladı ki?
"Wooyoung niye bu kadar gerginsin? Şu an burda kimse sana bir şey yapamaz sakin ol ve kendini düşün biraz."
"Bilmiyorum. Ben şu an gerçekten oturup ağlamak istiyorum ama ağlayasım da gelmiyor ki saçma sapan bir haldeyim." Aslında kendi de çözememişti sadece bomboş oturup bunları düşünüp kafasında gerçekten San'ın ona ne hissettiğini çözmeye çalışıyordu sadece.
Yunho etrafına bakındı önce, daha sonra da şu an Wooyoung'un kafasını dağıtabilecek en iyi şeyi buldu. "Bence ağlamak değil de eğlenmek istiyorsun?"
"Hı?" Başını kaldırıp kendisine gülümseyen çocuğa baktığında tüm düşünceleri kafasında dağılıp gitmişti.
"Kalk dans edelim." Yunho ayağa kalkıp elini Wooyoung'a uzatmışken göz ucuyla San'a baktı. "Hem baksana seninki inadından buraya bakmıyor bile azcık ilgisini çekeriz fena olmaz."
Wooyoung iç çekerek San'ın yüzüne baktı bir kez daha. Gözlerini bir an olsun kendisinden ayırmazdı hiç, şimdi niye böyle yapıyordu? Üstelik kendisini zorladığı için asıl Wooyoung'un trip atması gerekiyordu ama dayanamamıştı. "Beni hiç bu kadar görmezden gelmemişti. Benden vazgeçmeye başlıyor sanırım."
"Saçmalama istersen. Kalk dedim." Tekrardan ısrar etmeye devam etti Yunho. "Bu kadar güzel olmuşken burda böylece oturman haksızlık olur."
Wooyoung şu an kendisiyle ilgilenmeyin San'ı pişman etmek istiyordu ki tekrardan gözleri ondan başkasını göremesin. Hiçbir zaman hissetmediği birtakım duyguları hissetmeye başlamıştı bu yüzden adını da koyamıyordu. İlgi odağının hep kendisi olmasına alışmışken birden boşluğa düşmüştü sanki.
"Yunho," Wooyoung yavru köpek bakışlarıyla onun suratına bakarken sızlandı bir yandan da. "Sen daha önce nerdeydin cidden?"
"Yanındaydım ya." diyerek aynı bölgede geçirdikleri zamanları kastetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Damaged | Woosan |
Fanfiction"Ben varken ringe çıkma demiştin. Sen gittin ve ben sözümü tutamadım." fanart: ssugatwt