Wooyoung hızlıca kaçan San yüzünden ne yapacağını şaşırmışken birden kendisini Yeosang'ın odasına giderken buldu. Bugün asla Sanla aynı odada uyuyamazdı. San gerçekten ondan çok etkileniyordu, bir dokunuşuyla bu hale gelebilmişti. Aralarındaki etkileşimin bu kadar büyük olması onun da nefesini kesmişti.Yeosang kafasını kaldırıp odasına giren kişiyi görünce başını yastığa geri koydu. "Ne var?"
"Sağ ol ya harika karşılıyorsun. Bugün seninle uyuyacağım onun için geldim." Wooyoung koşa koşa yatağa atladı. Yeosang'ı yerinden oynattığı için mırıldanmalar duysada aldırış etmedi.
"San'ın seni odadan kovması için ne yaptın lan? İmkansız çünkü böyle bir şey." Sessizce sormuştu sorusunu.
"Kovmadı zaten ben kendim geldim." Az önceki anı aklından atmadığı için zaten oldukça gergindi, birde Yeosang böyle şeyleri kurcalarsa ne tepki verirdi emin değildi. Odanın karanlığında elleriyle yüzünü kapatıp gülümsemeye başladı birkaç saniye, nasıl olsa yanındaki göremiyordu yüzünü.
"Seni mi çok sıkıştırdı yoksa? Öptü mü ona mı sinirlendin?" Bu kez Yeosang telaşlanıp yanındaki gece lambasını yakarak yanındaki çocuğun halini gördüğünde yüzünü buruşturdu. "Bu hal ne? Yoksa daha fazlası mı!"
"Ay hayır Yeosang sus ya." Ellerini yüzünden çekip ciddi durmaya çalıştı. "Değişik bir şey yaşandı aramızda ondan ne yapmam gerektiğini bilemedim. Bugün burda kalsam daha iyi olur."
Yeosang tek kaşını kaldırdı, değişik bir şey derken iki şey olabilirdi; birincisi kavga etmeleri, (bu zaten değişik bir şey değildi) ikincisi de Yeosang'ın aklına gelince yatağa geri süzülmesini sağlayan şeydi.
"Keşke anlamasaydım."
"Tamam uyu lütfen." Wooyoung yatağa iyice süzülüp cam tarafına, Yeosang'ın olmadığı tarafa yüzünü çevirdi. San'ı bu kadar etkilemiş olması aşırı hoşuna gitmişti. Dokunuşları bu kadar etkili miydi cidden? Dudaklarını birbirine bastırıp gülmesini bastırdı.
San yan odada işini bitirip banyodan çıkmış, az önce yaşadıkları şeyi düşünerek yatağa oturup sorgulamaya başladı. Ellerini arkasındaki yatağa yaslayıp düşündü. Nasıl birden böyle olduğunu o da anlamamıştı. Kendisi Wooyoung'a yaklaştığında çocuğun hallerini gördüğü halde bunları yaşamamışken nasıl gardı bu kadar düşmüştü? Acaba Wooyoung onu sapık gibi mi görmeye başlamıştı, bu düşünceleriyle kafayı yiyecekti. Yanındaki saç havlusunu alıp sinirle saçlarını kurutmaya başladı.
"Berbat ettin her şeyi San."
Kafasını kuruttuğu havluyu yanına atıp geriye doğru uzandı. Onu görünce nasıl davranmalıydı? Hiçbir şey yokmuş gibi davranırsa bu bana hep oluyor görüntüsü mü verirdi? Böyle yaparsa daha beter bir görüntü mü oluştururdu acaba? Kafasındaki düşünceler susmuyordu.
Doğrulup üstünü giyindi hızlıca ve yatağına girdi. Yarın ringe çıkacaktı yine, kafasındaki düşünceleri toplayıp uykusuz bir şekilde gitmek istemediği için kendini uykunun ellerine teslim etti.
***
Sabah aşağı ilk inen Wooyoung olmuştu. Telaşla ordan oraya yürüdü, odada bir yerleri toplayıp, San ne zaman gelir acaba diye düşünerek normal gözükmeye çalışıyordu ama ne kadar telaşlı olduğunu kendi de fark etti. Kendisini koltuğa bırakıp televizyonu açtı, en azından izliyormuş gibi gözükürdü.
Yarım saat sonra San merdivenlerde belirdiğinde Wooyoung onu gördüğü gibi yerinde doğruldu. San eşyalarını çantaya koymuş ringe gidiyorum havası veriyordu resmen. Yeni maçı Hyunki'yle olacaktı bu yüzden araya bir maç sıkıştıracağını düşünmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Damaged | Woosan |
Fanfiction"Ben varken ringe çıkma demiştin. Sen gittin ve ben sözümü tutamadım." fanart: ssugatwt