50. Bölüm |Final|

741 60 77
                                    


Düğün günü gelmişti gelmesine ama sabahına San'ın önceden Hyunki yüzünden ezilen eli uykusunda nasıl olduysa ters bir hareketiyle acımaya başladığı için uyuyamamış, babasını uyandırıp acile gitmek zorunda kalmıştı. Wooyoung zaten oldukça yorgun olduğu için de onu uyandırmak istememişti.

Eve döndüklerindeyse evde büyük bir telaş varken Wooyoung da odada dört dönüyordu çünkü bir türlü San ona telefondan dönmemişti. San'ın annesinden öğrendiği kadarıyla merak içinde beklemeye devam ederken San odaya girdiğinde ona doğru adımladı.

"San noldu?"

San yatağa oturarak diğerini yanına çekmişti.

"Akşam elimin ağrısından yatamadım ve acile gittik sorun yok." dediğinde Wooyoung'un sorgulayıcı bakışlarını havada kapıp devam etti. "Çok yorgundun halledip geldik zaten."

"Ne dedi doktor?"

"Zaten ben boksu bırakmasaymışım da maça çıkamayacakmışım yani boks hayatım tamamen bitmiş oldu." Tebessüm etmişti her ne kadar arada bir gidip eğlencesine devam ederim düşüncesinde olsa bile üzülmüştü.

Yıllarca hayal ettiği şeyi gerçekleştirdikten sonra kendi isteğiyle vazgeçse bile bu durum içinde bir yerde hep yara kalacak gibiydi.

Wooyoung diğerinin yanından kalkıp önünde diz çökerek sargılı elini avcunun içine aldı ve sakince öpüp kafasını oraya yasladı. "Hepsi benim yüzümden özür dilerim."

"Bu cümleyi artık sana yasaklıyorum." San elini çekerek Wooyoung'u ayağa kaldırmıştı. Birinin suçlanmasının şu saatten sonra bir önem taşımayacağı için üzülmeye de gerek yoktu artık.

"Tamam susuyorum." Eliyle ağzına fermuar çekmiş gibi yaparak zorla gülümsedi San'a karşı. Bazı günler ona belli etmese bile kendisini suçladığı çok an oluyordu zaten bu durumda ona iyi gelmemişti.

"San hadi hazırlanıp gelin geç kalacağız." San'ın annesi kapıyı tıklatıp ikiliyi çağırırken düğünün yapılacağı bahçeye doğru hızlı adımlarla ilerlemişti.

Wooyoung ayağa kalktı, asılı kıyafetini çıkarıp yatağa bırakırken San kaşını kaldırıp kıyafeti iyice süzerek ona baktığında o da aynı şekilde San'a bakarak ne olduğunu anlamaya çalıştı. San başını yana eğerek bu kez de Wooyoung'u süzmeye başladı.

"Bununla mı duracaksın yanımda?" diye başladı konuşmasına. "Bu biraz şey değil mi?"

"Niye? Beğenmedin mi?" Wooyoung dudak büzerken başka ne giyebilirim diye kafasında tartmaya başlamıştı bile ancak sorun onun sandığı gibi bir şey değildi zaten düğünde giyebileceği başka da kıyafeti yoktu.

San sırıttı. "Bayıldım."

Wooyoung'a yaklaşarak yatakta duran kıyafete bir kere göz attıktan sonra diğerinin kıyafetindeki düğmelerine uzanarak sargılı eliyle en üstten bir tanesini açmıştı. Ne yaptığını pür dikkat izleyen Wooyoung öylece durup ona izin verirken San birkaç düğme daha aşağıya inerek tepkisini değiştirmeden tamamiyle hepsini çözdü. Elleri arasında her zamanki gibi nefes alışverişi yaşayan çocuğun heyecanlanmasına gülümsedi. İki eliyle kıyafetin yanlarından, onun omuzlarından aşağıya doğru bıraktığında kıyafet yeri boylamıştı.

Başını kaldırıp San'a baktığında oldukça dikkatli bir şekilde incelendiğini fark ettiğinde geriye adımladı. "Napıyorsun San?" Şu an bunun için uygun bir ortam olmadığını bildiği halde ona yanaşmazdı değil mi?

"Üstünü giydiriyorum." Dümdüz bir ses tonuyla cevap verirken yatağın üzerinde duran siyah bir kısmı tül bir kısmı bluz olan kıyafeti aldı.

Damaged | Woosan |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin