"Geldin sonunda."Wooyoung tam ona yaklaşıyordu ki kendisine doğru yürüyen San'ı fark edince yerinde durmuş beklerken yüzündeki gülümseme bir an olsun solmamıştı. Uzun zaman olmuştu onunla temas kurmayalı hatta kendisi San'dan çok daha istekliydi. Yerinde kıpırdanıp durmuştu.
San gözleriyle baştan aşağı onu süzdükten sonra tam önünde durarak kısık bir sesle sordu. "Bu halin ne? Önce burdan başlayalım."
"Beğenmedin mi?" Üstündeki gömleği düzeltti Wooyoung.
"O kadar bayıldım ki hemen üstünden söküp atasım var." San bunu söyledikten sonra Wooyoung kollarını iki yana açmıştı. Başta ne yaptığını anlamadı hatta Wooyoung başını kaldırıp iyice ona baktı. Bir nevi üzerindekini çıkartması için izin vermişti resmen. San sonda birkaç tane iliklenen düğmeyi açmak için ilerlediğinde Wooyoung geriye çekildi. Günlerdir olduğu gibi kendisini geri çekmişti yeniden ama bilmiyordu ki San şu an diğerlerinden daha sabırsız bir haldeydi.
"Maçı kazandığına göre motivem işe yaramış demek ki. Tebrikler." Flörtöz tavırlarıyla konuşmaya devam ederken geriye yürüyordu, San'ın da üzerine doğru yürümesine izin veriyordu.
"Motiveden daha fazlası oldu Wooyoung. Az daha maçı siktir edip sana koşacaktım." San ona doğru adımlarken masayla Wooyoung'un arasındaki mesafenin bittiğini fark etti. Şu an büyük bir iştahla ona baksa da Wooyoung ona gelmeden ileri adımlamayacaktı.
"Yeni bir fantezi mi düşünüyorsun? Yoksa ortamda kimse yokken ringin ortasında beni-"
"Wooyoung." San kısılmış gözleriyle bir adım daha ona doğru ilerledi, en sonunda Wooyoung yeniden masayla buluşunca ikisi de duraksadı. Eğer kendisini çıldırtmaya çalışıyorsa bunu çok iyi başarıyordu. "Bensiz geçen günlerden bahsedip duruyordun. Anlat bana, neyi kastettin?"
Wooyoung dudaklarını yalayarak açık sözlülüğe karşı açık sözlülükle cevap verdi. "Seni düşündüğümde içimde olduğunu hissedip kendimle uğraşmamı mı diyorsun?"
San'ın göğsü inip kalktı bu cümle yüzünden. "Siktir, bunu yapma. Resmen itiraf ediyorsun."
Birlikte geçirdikleri o geceden sonra ve özellikle San'ın her fırsatta onu sıkıştırması yüzünden Wooyoung da ona bağımlı olmuştu, bu durum kendisini çok zor bir hale koyuyordu. Her ne kadar ona kızgın olsa da bu süreçte tek düşünebildiği, tek hayal ettiği şey San olmuştu. Onsuz kaldığında San'ın kendisine dokunduğunu hayal ettiği anlar fazlaydı.
"Beni görmezden gelmek yerine ilgilenseydin ordaki sen olurdun." Wooyoung parmaklarını San'ın kıyafetinin uçlarında gezdirirken gözleri pantolonundaki aletine takılmıştı. Kendi sözleri yüzünden şişmeye başladığının farkındaydı. Kendisini yaklaşmayarak her ne kadar kontrol etmeye çalışsa da dayanamadığını görmek memnun etmişti.
"Tehlikeli cümleler kurma Wooyoung." San bu cümleyi öyle bir yere çekip kafasında ya başka bir şey olsaydı diye düşünebilirdi ki özellikle Wooyoung'a başkasının dokunma ihtimalinden kafayı yiyebilirdi.
"Başka şeyler düşünüp kıskançlık mı yapacaksın cidden?" Parmaklarını iyice indirmiş, uçlarıyla San'ın pantolonunun ucundan aletine dokunmuştu. San hiçbir şekilde tepki vermeden öylece durmuş, gözlerini bile kırpmadan onu izliyordu.
Wooyoung gülmeye başladığında San iyice ciddileşti. Ya bu süreçte iyice uzaklaşsalardı? Ya Wooyoung ondan vazgeçseydi? Neyse ki her şeyi atlatmış oldukları için içi daha da rahattı. "Başka şeyler düşünmemem için kafamı dağıtmama yardımcı olur musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Damaged | Woosan |
Fanfiction"Ben varken ringe çıkma demiştin. Sen gittin ve ben sözümü tutamadım." fanart: ssugatwt