24. Bölüm |M|

915 60 24
                                    


San elinden tuttuğu Wooyoung'u çekiştirerek kendisi için ayrılan odaya getirmişti. Yolda tek kelime bile edecek hali kalmamıştı ikilinin de. Odaya girdikleri gibi de Wooyoung odanın tam ortasına doğru ilerleyecekti ki San onun kolundan tutup duvara doğru yaslayarak önüne geçmiş, bir bakıma gitmemesi için kendini siper etmişti.

"Niye öyle davrandın deminden beri?" Sıkıştırdığı çocuğa karşı sorduğu bu soruyla birlikte bedenlerini birbirine yaslayıp aradan boşluk geçmesini engellemişti.

Karşısındakinin tepkisine yarım ağız gülen Wooyoung onun bu oyununa katılmıştı. Flörtöz bir tavır takındı. "Nasıl davrandım ki?"

"Gözümün önünde yaptığın hareketler neydi öyle?" San inadına gitmiş, gözlerinin içine doğru bakmaya çalıştıkça diğerinin kaçışını gördüğü gibi daha çok üsteliyordu. Wooyoung'a dokunmak için deliriyordu resmen.

"Hiç." Wooyoung diğerinin ne yapmaya çalıştığını anladığı için kaçamak cevaplar vermeye başlamıştı yoksa etkisi altına girecek gibi hissediyordu. İlk yaptığı gibi asıl onu etkisi altına almayı amaçlıyordu ama onunla bir türlü yüzleşemiyordu sanki gözlerine baktığı an tüm iradesini kaybedecekti.

"Yüzüme niye bakmıyorsun?" San tekrardan onu sorularıyla sıkıştırmaya devam ettiğinde bu durum yüzünü gülümsetmişti. Zaten olabildiğince hassaslaşmışken Wooyoung'un kendisinden sakladığı bakışlarıyla onun daha çok üzerine gidesi geliyordu.

Wooyoung inadına başını kaldırıp ona baktığında buna yaptığına pişman olacağını düşündü. Karşısındaki gözlerini kısmış öyle bir bakıyordu ki daha şimdiden kendine hakim olamayacağını anlamaya başlamış gibiydi, birden dizlerinin tekrardan sızladığını hissetti. Buna başlarken sadece San'ın ilgisini çekmeyi amaçlamıştı. Olayları buraya kadar getirttiği için kendisine de inanamadı.

"Daha şimdiden kendini kontrol edemiyorsun bana nasıl dayanacaksın?" Tekrardan baskınlığı eline aldı San. "Şikayet ettiğimden değil tabii." Sardığı beli iyice kendine çekerken sertleşen aleti iyice hissetmesi için daha çok bastırdı kolları arasındaki titreyen çocuğa. Karşısındaki aynı ona yapıldığı gibi hissetsin istemişti.

Wooyoung'un sessizleşmesi San'ın oldukça dikkatini çekti ve gülümsedi, kazanıyordu tekrardan. Önce kendisini çıldırtmıştı şimdi de masum bir şekilde dinliyordu.

San'ın cümleleri başladığında diğerinin kalbi istekten yerinden çıkacak gibi oldu. Gözlerini bir an olsun çekmeden öylece bakıyordu. San'ın karşısındakinde oluşturduğu etki böyleydi, karşıdakini aptala çevirip ne istese yaptıracak bir hale getirirdi. Şu an diz çök dese Wooyoung sorgusuz sualsiz yapabilirdi. Kendisinin yapabileceği bir şey değildi bu, bunun için Wooyoung sürekli kendisiyle atışıyordu. Bu adam yüzünden nasıl böyle kendini kabedebiliyordu? Üstelik hiç tatmadığı duyguları birden yaşıyor olmak onu afallatmaya başlamıştı.

"Öpmeyecek misin?" Wooyoung içinden her ne kadar kendini kaybetmemeye çalışırsa San o kadar baskılıyordu ki dayanamamıştı ve bu direkt çıkmıştı ağzından. Gözlerini indirdiği dudaklarla buluşmak istiyordu hemen.

Karşısındakinden onayı alan San eğilip dudaklarını Wooyoung'a yönelterek sesli bir şekilde öpüp geri çekilince Wooyoung yerinde kıpraşmaya başladı istekle. İşte tam da bu yüzden bu hareketi yapmıştı. Parmaklarını diğerinin tutamlarından birine dolayıp çevirmeye başladı. "Böyle kıpırdarsan beni daha çok azdırırsın."

Wooyoung aldığı cümleyle yerinde duraksadı. Tüm gücü sanki bir anda bedenini yavaşça terk ederken son çırpınışlarını veriyor gibiydi. Başıyla onayladı, her ne söyleyecekse tamamdı onun için onu dinleyemiyordu bile aklı adeta başka yere uçmuştu ama San yeniden devam ediyordu.

Damaged | Woosan |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin