47. Bölüm

408 50 28
                                    


"Anlat bakalım."

"Neyi?"

Yeosang'ın sorusuna Wooyoung büyük bir beklentiyle bakarken diğeri etrafına baktı iyice. Herkes yattığı için koltukta televizyonun karşısında tek başlarına kaldıklarında muhabbete başlamışlardı.

"Nasıl gidiyor yani son günlerde birlikte değildik ya hiç."

"Başta zordu biliyorsun, bir anda zaten atlatabileceğimi düşünmüyordum. San bu süreçte yalnız bıraksaydı ya da benimle tartışsaydı bir daha toparlayamazdım." dedi San'ın yaptıklarını hatırlayıp parmaklarıyla oynarken.

"San'ın önceliği hep sensin."

Wooyoung arkadaşının dediği cümleyle derin bir nefes almak zorunda kalmıştı. "Bazen bu durum beni zorluyor. Bölgeden çıkma sebebi mesela, her şeyi benim için yaptı."

Asıl konu açılmaya başlandığı için Yeosang'ın kıvranışları başlamadan son bulduğundan rahatlamıştı. Wooyoung'a bakarken söyleyip söylememekte kararsız kalıyordu çünkü o kadar mutlu duruyordu ki moral bozan kişi olmak istemiyordu ancak diğer yandan da başka bir çaresi kalmamıştı.

"Ben de sana bölge hakkında bir şeyler diyecektim tam da."

Diğerinin ciddileşmeye başlaması Wooyoung'u da huzursuz ederken oturuşunu iyice düzeltip sorgular gibi bakmıştı. "Sorun ne? Yine kötü bir şey mi oluyor yoksa?"

"Bunu San'a söylemek istemedim ilk senin haberin olsun diye çünkü onu biliyorsun ani tepkiler verebilir." Tekrardan biri geliyor mu diye kontrol etmek zorunda kalmıştı Yeosang eğer San duyarsa niye bana söylemedin diye bağırıp herkesi ayaklandırırdı çünkü neyseki kimsenin gelmediğini görünce bakışları tekrardan karşısındakine döndü. "San'ın çok fazla destekçisi vardı biliyorsun."

"Evet." demişti Wooyoung bir yandan da sorgular gibi çıkmıştı cevabı. Telaşlanmaya başlıyordu yavaştan.

"Of birden söyleyeceğim gitsin." Yeosang diğerine iyice yaklaşıp sessizce konuştu. "San'ın bölgeden ayrılma sebebi olduğun için seni suçluyorlar. İlerde bölgeye gelip de böyle bir tepkiyle karşılaşırsan eğer lütfen dikkatli ol."

Duyduklarıyla pek de şaşkınlığa uğraşmış gibi değildi Wooyoung hatta normal bir şekilde karşılaması ötekini şaşırtmaya yetmişti.

"Hiç şaşırmadım biliyor musun? San'a bu konuda kesin düşünmesini söylemiştim çünkü birçok şeyden vazgeçti ve bu benim için de çok zor her şeyin sebebi olmak bir yerde insanı yoruyor. Yine de benim yanımı seçmiş olmasına rağmen o kadar değer verdiği insanlardan bunları duyarsa üzülecek."

"Geri döndüğünde de seninle uğraşmaya çalışmışlardı biliyorsun, kulağını böyle sözlere tıkamaya çalış ben elimden geldiğince bastırmaya çalışıyorum zaten." Arkadaşının kolunu sıvazlayarak destek çıkmaya çalışırken konuyu değiştirmek için pek beklemedi. "San'la nasıl gidiyor?"

Wooyoung onun ne yapmaya çalıştığını anladığı için gülümsedi. "Güzel." diyerek baş sallamıştı. San'la olduğundan beri yüzü gülüyordu çünkü bu zamana kadar böyle önemsenme duygusunu hiç tatmamıştı. San'la hep arkadaş olduğu için bu gerçek duyguları da daha yeni fark edebiliyordu.

"Bu zamana kadar şans vermediğin için pişman oldun mu peki?"

Yeosang'ın sorusu diğerini düşündürüp tekrardan şu anki ana geri getirdiğinde olumsuz anlamda başını sallamıştı. "Geçmişteki şeyleri yaşamasaydık şu an böyle olmazdık o yüzden hiçbir şey için pişmanlık duymak istemiyorum artık."

"Doğru."

"Sen napıyorsun?" Bencil olduğunu düşündü Wooyoung o dönemden sonra bile doğru düzgün muhabbet edemedikleri için kendisini suçladı, arkadaşıyla doğru düzgün ilgilenemediği için de yüzünü astı. "Seni çok tek bıraktım biliyorum hep aklımdaydın ama durumları biliyorsun."

Damaged | Woosan |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin