30. Bölüm

508 56 59
                                    


"Sen benimle bu kadar ilgilenmezdin şaşırdım film diye tutturmana."

Yeosang, Wooyoung'u tam anlamıyla sürükleyerek sinemaya getirmişti. Diğerleriyle birlikte yaptığı planı uygulamaya çalışıyordu ama arkadaşının bunu fark edecek gibi olması yüzünden ödü kopuyordu.

"Uzun zamandır sinemaya gelmemiştik işte eski günlerdeki gibi yapalım dedim. Sana da eskisi gibi davransam suç davranmasam suç." dedi Yeosang her ne kadar hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya çalışsa da tersine doğru belli ediyordu.

"Tamam sustum, bugün senin peşine takılacağım." Eliyle ağzına fermuar çekermiş gibi bir hareket yapmıştı bunu söylerken.

"Çok iyi olur."

"Sende bir haller var ama bakalım."

"Arkadaşımla sinemaya gelmek istedim hâlâ nesinden şüpheleniyorsun hiç anlamadım açıkçası saçmalıyorsun şu an o kadar bilet aldım senin içi filmi seçtim sense bir anda-"

"Yeosang tamam. Bir şey demedim sakin ol." Gözlerini büyütmüş onun telaşlı haline bakan Wooyoung susup önüne döndü.

Noluyordu sabahtan beri? Onda bir şey olduğu o kadar belliydi ki yine de sinir etmemek için sustu. Zaten sinemaya gelmeyeli o kadar uzun zaman olmuştu ki en azından kafam dağılır, koltuğa yayılır dinlenirim diye söylendi. Yeosang acele acele kıyafet seçtirip sinemaya getirtmişti üstelik karanlıkta film izleyip döneceklerdi niye böyle giyinmesi gerektiğini de anlamamışken Yeosang fotoğraf çekiliriz bahanesiyle çocuğu kandırmayı başarmıştı.

Sinema salonuna girdiklerinde filme az kalmasına rağmen salon bomboştu. Wooyoung oturacakları koltuğu incelerken bir yandan korku filmi olduğu için pek kişi gelmedi herhalde diyerekten kendi kendine söylendi.

"Sen geç otur benim canım mısır çekti hemen alıp geliyorum."

Wooyoung daha gerek yok diyemeden Yeosang koşar adımlarla ortamı terk etmeyi başarmıştı bile. Bir işler çevirdiğinden iyice emin olmuştu artık. Bulduğu koltuğuna otururken tek başına ortama bakındı sessizce. Ses çıkmıyordu resmen, sadece ışıklar ve kendisi vardı. Bayağı da yorgundu aslında, günlerdir yaşadığı karmaşa olsun, San olmadığı için eskisi gibi rahat uyuyamaması olsun hepsi bir araya gelmişti. Bazen bahane edip San'ın geniş göğsüne doğru yaslanıp uyuyordu, sabah da farkında değildim diye söylenirdi hep. Özlemişti her şeyi.

"Wooyoung?"

Wooyoung sesin geldiği yere kafasını çevirince San'ı görmüştü. "San? Ne işin var burda?"

"Bizimkiler film izleyelim diye tutturdu. Seni de mi çağırdılar?" San da aynı onun gibi şaşkındı, burda onunla karşılaşmayı hiç beklemiyordu.

"Hayır ben Yeosang'la geldim kimse bir şey demedi." Acele acele olayı anlatırken aklına gelenle duraksadı önce daha sonra da güldü.
"Bizi barıştırmak için buraya tıktılar demek ki. O gün bizi görmemişlerdi ya şüphelenmişlerdir."

"Sen söylemedin mi? Tam olarak affedilmediğim için barıştık diye sevinemedim ne yazık ki." San dudak büzerken kendi koltuğuna oturdu.

"Hayır kimseyle öyle uzun uzun konuşacak vaktim olmadı. Sabahtan beri atış çalışıyordum da."

Aslında ikisi de onları barıştırmak için buraya tıktıklarına emin olsalar da başkası gelir belki diye düşünüp yan yana oturmadılar.

Önce ortamı incelemek istemişti San. Onunla tek başına kalmak hoşuna gitmişti şimdiden. İçinden umarım kimse gelmez diye söyleyip duruyordu. Wooyoung ve kendisinin yalnız kalmaya ihtiyacı vardı.

Damaged | Woosan |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin