37. Bölüm

399 58 31
                                    


Karakola geldiklerinden beri her şey San'ın tahmin ettiği gibi ilerlemişti, Hyunki'nin aksine. San'ın babası orayı basıp "Kim lan benim çocuğumu vurmaya çalışan?" diye ortalığı birbirine katmıştı bu da yetmemişti peşine bir sürü adam takmış, tüm tanıdıklarını devreye sokmuştu. Hyunki'nin de babası gelmiş, o da aynı şekilde oğlu vuruldu diye ortalığı birbirine katıyordu.

Şu an polisler kafayı yemek üzereydi, karakol kargaşaya dönmüştü.

San içerde sorguya alınmış, bir bir planın her detayını anlatırken Wooyoung aynı ona söz verdiği gibi sakin kalarak dediği her şeyi polislere anlatmıştı. Kimse hiçbir şeyden şüphelenmemişti ya da şüphelenecek zamanları kalmamıştı.

Polisler en sonunda bıkıp San ve Hyunki harici herkesi dışarıya alırken San'ın babası dışarıya adımı atar atmaz fenalaştığını gördüğü Wooyoung'un yanına gidip kolunu sıvazlamıştı. Az önce öfkeden kuduran adam onu sakinleştirmeye çalışırken kendi de sakinleşmeye başlamıştı.

"Çok korkmuşsundur." dedi bir yandan da adamlarına kafasıyla Wooyoung'un da etrafını iyice sarıp zarar gelmesini önlemeye çalıştı. Tekrardan odağını elinin altında bedeni titreyen çocuğa çevirdi. "San'ın seni korumaya çalıştığını biliyorum."

Duyduğu şeyle kaçırdığı gözlerini adamın üstüne dikse de o kadar utanmıştı ki onları soktuğu duruma ne söylese bilemedi başta. En uygun cümleyi kafasında tartarak nefesini verdi. "Nasıl anladınız?"

"Çünkü San hiçbir zaman ıskalamaz." Adamın bir çırpıda bunu söylediği an karşısındakinin sorgulayıcı bakışlarıyla karşılaşınca güldü. "Ona yıllardır kendini savunsun diye özel hocalarla eğitim verdim ben, hiçbir atışında ıskalamadı."

"Benim yanımda böyle davranmıyordu." Wooyoung çok şaşırmıştı çünkü onun her ne kadar kendisinden daha iyi bir nişancı olduğunu bilse de San da kaçırıyordu bazen.

"Evet, belli etmemesi lazımdı."

Anladığını belli edercesine başını salladı Wooyoung. Şu an bulundukları bölgede olma sebebi olarak Hyunki'yi unutup kendisini suçlayıp durması yüzünden çekingence sordu. "Kızmadınız mı bana? Benim yüzümden içerde şu an."

"İkinize de kızdım. Madem peşinizde böyle bir tehlike vardı niye haber vermiyorsunuz bana? Ayrıca oğlumun hayatını kurtarmışsın, teşekkür ederim."

"Sanırım bu durumu görmezden gelmeye çalıştık. Onun hayatını kurtarsam bile bunca şeyin sebebi de benim." Gözlerini yanındaki binaya dikti. "Burda olma sebebi de benim."

"Bu böyle olmayacak. San zaten bana bir şeyler çıtlatmıştı, benim size şehirde bir yer ayarlamam lazım." San'ın babası da uzaklara bakıp kendi içinde plan yapmaya başlamıştı. Bölgenin hakimiyetini vermişti, oğlunu desteklemişti, Hyunki'yle anlaşamadıklarını ve hatta onun babasını da tanıyordu ancak olayların buraya gelebileceğini hiç düşünmemişti. Az daha oğlunu kaybedecek olmasının verdiği sinirle dışarda bekleyen Hyunki'nin babasını süzüp ters bir bakış attı.

"Çek gözlerini üzerimden!"

Hyunki'nin babası durumu fark edip San'ın babasına bağırmaya başlayınca ortalık yine kargaşaya dönerken San'ın babası hızlıca Wooyoung'u arkasına çekti. Korumalar da araya girince bu kez tekrardan polisler olaya dahil olup onları ayırdı.

"Sizi oğullarınızla görüştürmeyeceğim!" Polislerden birisi iki babaya dönüp konuştu.

Wooyoung kimseyi görüştürmeyeceklerini sanıp korkuyla adımladı. "Ben görebilir miyim?"

Polis onu süzüp başıyla içeriyi işaret etti. "Sen gel, senin ifadeni almıştık zaten."

Wooyoung zaman kaybetmeden içeriye girecekken San'ın babasına başıyla onay vermeyi de unutmadan içeriye dalmıştı. Polisin yönlendirmesiyle parmaklıklar arkasında kalmış San'ı görünce suçluluktan ağlamak istese de onun karşısında yapmadı.

Damaged | Woosan |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin