San hızlıca antremanını bitirip eve ulaşmış, banyosunu yapıp hazırlanmıştı. Wooyoung'un fotoğrafını gördükten sonra ona uygun kıyafetleri seçmeyi de ihmal etmemişti. Hazırlanması uzun sürmüştü ama buna rağmen ikisi de hazır olduğundan erken çıkıp daha çok gezmeye vakit bulacaklardı. San bu düşünceyle gülümsediğinde aynadaki yansımasını görüp bir anlık duraksadı. Onun karşısında da böyle mi gözüküyordu acaba? Onca yorgunluğunun üstüne onun fotoğrafını görmek tekrardan enerjisini toplamasını sağlamıştı.Hazırlanıp aşağıya inerken Wooyoungla Yeosang'ı onu beklerken gördü. Wooyoung gözlerini kısıp San'ı incelerken bir onun kıyafetine bir kendi kıyafetine bakarken kaşını kaldırarak oynaylar gibi bir tepki verdi. İkisi de simsiyah giyinmişti ve hoşuna gitmişti.
"Bolca vaktiniz olacak bunu iyi değerlendirin. Ne bileyim sorunlarınızı falan da çözün, bir daha da karşımda atışmayın." Yeosang ikiliye tavsiyeler verirken diğerlerinin onayladığını görünce rahatladı.
İkili evden çıkmayı başarmış arabaya doğru giderken San yan kapıyı Wooyoung'a açmıştı. Wooyoung anlamsızca ona baktı.
"Ne yapıyorsun San?"
"Hiç." Omuzlarını silkip kapıyı tutmaya devam ederken Wooyoung'un olayı uzatmadan binmesine sevinmiş, kapıyı da ardından kapatmıştı. Bugünü kesinlikle iyi değerlendirmesi gerekecekti. İlk kez randevuya çıkmış gibi olacaklardı, San'ın suratı bu düşüncelerle bir saniye olsun düşmedi.
Arabaya binip şehre doğru sürmeye başladığında arabada garip bir sessizlik olduğunu fark eden San göz ucuyla Wooyoung'a baktı. Yan koltuktaki Wooyoung tam anlamıyla zar zor nefes alıyor gibiydi, göğsü hızla kalkıp inmeye başlamıştı.
"Wooyoung iyi misin?" San endişeyle sorduğunda bir ona bir yola bakmaya başlamıştı.
"İyiyim de," Sık sık aldığı nefesler yüzünden zar zor konuştu Wooyoung. "Yeosang kombine uyuyor dedi diye ceketi çıkartamadım üstümden, çok sıcak oldu."
San duyduğuyla kahkaha atarken bir yandan da klimayı yükseltti. "Şehre daha var çıkar hadi arabada bayılmadan."
Wooyoung onun sözünü dinleyip ceketi üstünden çıkartırken önü iyice açılmıştı ve ordan süzülen teri görebiliyordu San. Bunu gördüğü gibi arabayı köşeye çekip durdurdu hızlıca. Arabanın köşesine sıkıştırdığı peçetelikten bir peçete kapıp Wooyoung'un göğsüne doğru seri hareketlerle bastırdığında elinin altındaki çocuk sıçradı.
"San-"
"Bir şey söyleme." San düşünmeden anlık yaptığı hareket yüzünden hem onun hem kendi hislerinin yoğunluğunu yaşarken bir yandan da peçeteyi aşağı yukarı yaparak süzülen teri temizliyordu. Şu an onu böyle görmek kendisi için oldukça zordu çünkü Wooyoung her zamankinden daha da nefes kesici duruyordu.
Wooyoung geriye yaslanmış az daha gözlerini kapatıp öylece bekleyecekti, kalp atışları bu temas yüzünden çok hızlanmıştı. San bunu fark ettiği için gözlerini onun yüzüne çıkarmış, incelemeye başlamıştı. Keskin çenesinden başlayıp saçlarına kadar dudaklarını bastırmak istiyordu, yan profili yüzünden mahvolmuştu.
Farkında olmadan vücudunu yaklaştırmaya başlayan San'ı Wooyoung'un eli durdurmuştu. Göğsüne bastırıp ittirdi hafifçe. "Tamam, ben yaparım."
Peçeteyi San'ın elinden kaptığı gibi terini silmişti. San tekrardan gülümsüyordu çünkü diğerinin hareketleri tekrardan ondan etkilendiğini kanıtlıyordu işte. Hiçbir şey söylemeyerek onu kendi haline bıraktı ve arabayı yeniden çalıştırarak şehrin yolunu tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Damaged | Woosan |
Fanfiction"Ben varken ringe çıkma demiştin. Sen gittin ve ben sözümü tutamadım." fanart: ssugatwt