San arabasıyla Wooyoung'u da alıp istediği gibi ailesinin evine götürmüştü. İkinci ailesi gibi gördüğü bu aileyi o da çok özlemişti, ayrıca Wooyoung onlara hiçbir şey anlatmadığı için her konuda rahat olacak olması onu sevindirmişti. Ailesi de bu ikilinin yakınlığı biliyordu sadece bir yerden sonra kurcalamamaya çalışıyorlardı.Kapıdan adım atıldığı gibi sıcak karşılamayla karşılaşan ikili ortama uyum sağlayıp hiçbir şeyi çaktırmadan devam etmişlerdi.
"Uzun zamandır görmüyorum seni. Telefonda da hiç göreşemedik çok meşgulsündür diye ilk biz aramayalım dedik." Wooyoung'un annesi boy farkından dolayı parmak ucunda yükselip San'ı kollarıyla sararken gülümsüyordu.
"Wooyoung bahsediyordu arada takılıyoruz diye ama sesin soluğun çıkmıyordu. İşlere devam mı?" diyerek bir yandan da gülerek dövüş hareketleri yapıyordu Wooyung'un babası da. Aradan geçen uzun zamana rağmen o boşluğu doldurmaya devam eden biriydi.
San onların tepkilerine gülmeden edemedi, köşeden de Wooyoung başını iki yana sallayarak gülüyordu. Eskisi gibi sıcak bir ortamdaydılar yeniden.
"Evet, olabildiğince idare ediyoruz." diyerek bir yandan da koltuklara doğru yürüyüp oturmuştu. Wooyoung onun morluklarını kapattığı için şimdilik rahattı, her nasılsa herkes dövüştüğünü biliyordu ama yine de o halde gözükmek istememişti.
"Wooyoung sorun çıkarmadan sana yardım ediyor değil mi? Haylaz çocuk her an bir şey yapar korkusuyla mahvediyor bizi." Göz ucuyla oğlunun tepkisini görmek için baktığında Wooyoung gözlerini devirdi.
"Hayır bir şey yapmıyor, merak etmeyin." İki arada bir derede hızlıca Wooyoung'a göz kırpmayı ihmal etmemişti San. Bak yine arkanı kolluyorum gör beni bakışları yüzünden bakışmayı ilk kesen Wooyoung olmuştu.
Wooyoung gözlerini evin içinde dolaştırıp küçük kardeşini aramıştı, bunu fark eden annesi dudak büzdü. "Kardeşin tatil için teyzesine gitti. Buraya geleceğini öğrenseydi geri dönerdi, özlemişti seni."
"Bir daha arayı bu kadar açmayacağım söz."
İkili özlediği aileyle zaman geçirmiş aradaki boşluğu bir şekilde geçiştirmeyi başarmıştı. Aralarının hâlâ çok iyi olduğunu anlayan ailesi de rahatlamıştı böylece.
"Ee San zor oluyor mu orayı yönetmek?" Avucunun içine çenesini yaslanmış rahat bir pozisyonda oturmaya başlamıştı Wooyoung'un babası. O da başta bu işlere sıcak bakmayıp sonradan kabullenenlerden biriydi.
"Bazen zorluyor ama yanımda Wooyoungla Yeosang olduğu sürece iyi hissediyorum." San gülümseyerek Wooyoung'a doğru baktı. "Onlarsız yaşayamıyorum."
"Evet bensiz yaşayamaz." Wooyoung onun oyununa uyum sağlayarak dahil olduğunda San beklemediği bu cevaba gözlerini irileştirdi. Wooyoung onun bu halini gördüğün bu kez o göz kırpmıştı.
Bir süre özlem giderdiler. Hiçbir sorun olmadığına inanan aile, muhabbeti derinleştirmişken Wooyoung su almak için mutfağa gitmişti. San da izin alarak bu aradaki boşluktan yararlanıp hemen peşine takıldı.
"Kimse bir şey anlamadı."
San yavaştan Wooyoung'un arkasından yaklaşmaya başlamıştı. Bir şekilde kendini durduramıyordu, şu an sadece onun yanında kalmak istiyordu. Az önce eski yakınlığını gördüğü için ordan güç alıp dibine kadar girmişti. O kadar yaklaştı ki Wooyoung'un saçlarına giriyordu artık kafası, bunu fark edince Wooyoung hızlıca dönmesiyle San'ın dibine girmiş bedeniyle karşılaştı.
Wooyoung ortamdaki elektriği ve aynı zamanda ailesinin bir adımla içeriye girmesindeki tehlikeyi düşündükçe vücudu gerilmişti. Bir yandan da San'ın böyle yakın durması onu heyecanlandırmıştı. Kendine itiraf edemediği şeylere vücudu tepki veriyor gibiydi, bir türlü durduramıyordu kendini. O uzak kalmaya çalıştıkça San yanında bitiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Damaged | Woosan |
Fanfiction"Ben varken ringe çıkma demiştin. Sen gittin ve ben sözümü tutamadım." fanart: ssugatwt