27. Bölüm

457 64 37
                                    


"San kazandı!"

Galibiyet için San'ın kolunu kaldırdıklarında San da sevinçle bağırmıştı diğerleri gibi.

Wooyoung onu köşeden izlerken alkışlamaya başlamıştı gururla. Onu her ne kadar ikna edemese de desteklemek için gelmişti ringe. Buraya geldiğinden beri San'a gösterilen desteğe kendisi de inanamamıştı. Hayranları olsun, üstünde oynanılan bahisler olsun o kadar fazlaydı ki hem gururlanmış hem de kıskançlığıyla başa çıkmak zorunda kalmıştı.

San tebrikleri kabul ederken Wooyoung oturduğu yerden kalkmış, dışarıya doğru adımlamaya başlamıştı. Bir nevi Seonghwaların peşine takılmıştı dışarıya çıkmak için çünkü ortalık biraz şeydi onun için. Bu şeyi açıklamak onun için iri yarı yapılı bağıran adamlar ya da çığlık atan kızları kapsıyordu.

San onun arkasını dönüp dışarıya gittiğini gördüğünde zaman kaybetmeden yanındakine teşekkür ederek koşarak Wooyoung'u yakaladığı gibi ringin girişindeki boşluğa çekti. Wooyoungsa aldığı ani tepkiyle kim olduğunu anlamadık için dönmüştü. San yine kendisi için en önemli kişiye koşmuştu, kendisine. Onu karşısında görünce gülümsemeden edemedi. Onca kişiye yararak yanına kadar koşmuştu öyle mi?

"Beni tebrik etmeden nereye gidiyorsun?"

"Tebrikler." Wooyoung, San'ın herkesi bırakıp kendisine koşmasından o kadar etkilenmişti ki çekip öpmek istemişti ama böyle şeyleri herkesin önünde yapmayı sevemiyordu bir türlü. San'ın vücudundan süzülen terlere aldırış etmeden ona sarılıp başını kaldırdı. "Bugün birlikte takılalım mı?"

"Hım, beni mi özledin?" dedi San, Wooyoung'un beline dolamaya başladığı elleri de ona eşlik ederken bedenini kendisine yaslamıştı. Burnuna yine bağımlısı olduğu koku dolarken sarhoş olduğunu hissediyordu onun etkisiyle.

"San çocuklar kutlama yapmak istiyor. Acele et!"

Wooyoung tam ağzını açıp onu onaylayacaktı ki duyduğu şeylerle susmak zorunda kaldı. Yine mi kutlamaydı? Bu kaçıncıydı artık duymak bile istemiyordu bunları. Derin bir nefes alıp San'ın ellerinden kurtuldu. Kırılıyordu artık bu duruma. "San, yine mi?"

"Çok özür dilerim." San yalvaran gözlerle ona bakmaya başladı. Çocukları kırmak istemiyordu ve bir nevi alışmıştı kutlama yapmaya. Onu rahatlatıyor gibiydi. "Beni bekliyorlar gitmeliyim. Akşam bekle birlikte takılırız olur mu?" Wooyoung'un çenesini okşayarak ordan uzaklaşırken bir yandan da onun onaylayan tepkisini görmek ister gibi arkasına bakıyordu.

"Öyle olmayacağını biliyorsun." Wooyoung fısıldamıştı onun duyamayacağını bile bile. Elini kaldırıp git anlamında işaret yapıp öylece bekledi olduğu yerde. Arkasından bakakalmıştı hatta.

San'ı küçüklükten beri tanıdığını düşünürse bunca zaman boyunca hiç parti adamı olmadığına bahse girerdi. O doğru düzgün içki bile içmezdi ki, çok dayanıksız olduğu için sevemiyordu içkiyi de. Kutlamalar, içkiler, partiler bunların hepsi Wooyoung'u boğmaya başlamıştı artık. Pek karışmak istemiyordu, sonuçta mutlu görüyordu onu ancak kendisinin kırılışını bir türlü fark edemiyordu San.

San gittiğinde Wooyoung hâlâ bekliyordu olduğu yerde. Neyi beklediğini de bilmiyordu. Hongjoong köşede onun durduğunu fark edince kendisiyle içindeki hesaplaşmasını görebiliyordu. Koluna girdiğinde Wooyoung kendisine gelmiş, birlikte tebessüm edip ilerlemeye başlamışlardı. Diğer çocuklar da San'ın bu kutlama durumlarından rahatsız olduğu için onunla aynı fikirdeydi. Biraz fazla olmaya başlamıştı hepsi için.

Damaged | Woosan |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin