41. Bölüm

465 54 65
                                    


Kargaşa.

San'ı en son gördüklerinde birlikte eğlendikten sonra evlerine gitmişti çocuklar daha sonra da ev sahibi ikili uyumuştu.

Gözlerini açtığından beri yatağın boş olmasıyla birlikte evin hiçbir noktasını onu bulamadığı için telefonla defalarca aramış, yine ulaşamamıştı Wooyoung. San onu öpmeden asla evden çıkmazdı bunu bildiği için kötü bir şeyler döndüğünü hissetmişti.

Son çare olarak Yeosang'ı aradığı gibi karşı taraf telefonunu telaşla açmıştı.

"San size ulaştı mı?" Onun konuşmasına fırsat vermeden Wooyoung konuştuğunda gelebilecek her türlü cevaba kendisini hazırlamaya çalışıyordu.

"Wooyoung çok kötü şeyler oluyor şu an." Arkadan gelen kargaşa sesleri durumu daha da kötüleştirirken Yeosang'ın ses tonu da gergindi. Olan biteni diğerini kötü hissettirmeden nasıl açıklayacağını düşünüyordu.

"Ne oldu?" Soruyu sorarken kalbi resmen ağzından attığı için az daha kalp krizi geçireceğini hissediyordu. Arkasındaki koltuğa oturup derin nefesler alıp diğerinin açıklama yapmasını bekledi.

"Yunho'nun başa geçmesini isteyenler kadar istemeyenler de vardı ama Hyunki San'a karşı kaybettiği için ses çıkaramamışlardı. Yunho onlara göre bir lider değilmiş bu yüzden isyan başlattılar."

Kafası şu an asıl kişiden başka kimseye odaklanamadığı için söylenen hiçbir şeyi anlamıyordu. "San nerde?" dedi usulca. Kalbi göğsünü delip geçecekmiş gibi atıyordu.

Kısa bir sessizlik döndü başta daha sonra Yeosang derin bir nefes verdi. "Hyunki'nin elinde olduğuna yemin edebilirim."

Wooyoung'un gözleri dolmaya başlarken telaşla oturduğu yerden kalkmış, aklına gelebilecek her türlü senaryoyu kafasında kurmaya başlamıştı.

"Yeosang ne diyorsun?"

"Yunho az önce bir şeylerden bahsetti." Yeosang sesi iyice duyulsun diye daha sessiz bir ortama geçmeye çalıştı ve sesi daha gür çıktığına emin olduğu bir yerde durdu. "Seni ordan alıp almama konusunda kararsız kaldık belki orda daha güvende olursun ama San'ı meydana çıkaracak sanırım tekrardan dövüşmek istiyor."

"Kaybetmeyi hazmedemiyor herif ya. San'a zarar vermiş midir? Ben burda duramam oraya geleceğim." Odasına doğru koşturmaya başlamıştı bir yandan duyduğu endişe büyürken diğer yandan da siniri baş göstermeye başlamıştı.

"Hayır sen evden çıkma senin şu an yapabileceğin bir şey yok."

Yeosang onun adım seslerini duyunca hızlı hızlı konuştu konuşmasına ama diğeri cümlesini bitirdikten sonra çoktan telefonu kapatmıştı bile. Kendisine hızlıca üst baş seçerken titreyen elleriyle ve dolu gözleriyle mücadele etmeye başlamıştı.

Hyunki eğer San'ı alıkoyduysa her türlü şeyi yapabilecek olması kendisini çok korkutuyordu çünkü onda acıma duygusu olduğuna hiçbir zaman şahit olmamıştı, özellikle de sinirliyken ve kaybetme duygusunu hazmedemiyorken bu durum çok daha kötü bir hal alacak gibiydi.

Wooyoung kapıyı arkasından kapatıp kapşonlusunu kafasına takarken başını çevirmesiyle Hyunki'yle gözgöze geldi ve bu gözler gördüğü son kişinin gözleri oldu.

Karanlık tüm görüş alanını kaplarken bedeni de direncini kaybetmişti.

*


"Bak burda kim var."

Hyunki'nin sesi ve bağırışmalarla birlikte Wooyoung kolunu birinin kaldırıp salladığına yemin edebilirdi ama o kadar yorgun hissediyordu ki bedenini kontrol edemiyordu. Zar zor açmaya çalıştığı gözleriyle bulanıklık yavaş yavaş gitmeye başlamışken deminden beri merak ettiği kişi görmüştü, San meydanın ortasında duruyordu.

Damaged | Woosan |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin