Sırtınızda taşıdığınız yükleri teker teker indirdiğiniz ve sabrınızın artık sınanmadığı bir karaktere dönüşmek için prensipli olmayı ve kendi kişiliğinize önem vermeyi unutmayın.
Keyifli okumalar :)
Sırtındaki yükleri ve gizlediği tüm hırsını göz ardı ederek yeni bir haftaya gözlerini açtı genç kadın. Erkenden uyanarak kendini bakımlı göstermek için tüm çabasını göstermişti. Özenle bakım ürünlerini sürdü yüzüne ve ardından temiz görünümlü bir cilt makyajı yaptıktan sonra hazırdı.
Yakın zamanda almış olduğu bej renkli pantolon ve ceket takımını da giydiğinde her şey planladığı gibiydi. Saçlarının uzamasından hiç hoşnut olmasa da pes etmeyerek tüm saçını da düzleştirmişti. Odasında bulunan boy aynasından kendine baktığında oldukça ferah görünümlü ve kendine güvenen bir genç kadın görüyordu. Tam da olmak istediği gibi...
Aşağıya inerken heyecandan midesinin bulandığını bile hissetmişti. Ayakkabılarını bulmak için portmantoya ulaştığında annesinin sesini duydu.
"Günaydın. Kahvaltı da etmeyecek misin?"
Aradığı topuklu ayakkabılarını bulup eline aldıktan sonra annesine döndü Ahu.
Gülümseyerek "Biraz midem bulanıyor. Heyecandan yemek bile yiyemeyeceğim anne," dedi. Heyecan kelimesini kullanırken bile vücudundaki ateş yükseliyordu. Nasıl olur da yemek yemeyi düşünebilir?
"Baban bile kalkamadı daha. Sen niye bu kadar heyecanlanıyorsun?"
Annesinin, genç kızın heyecanını ve çabasını zaman zaman yersiz bulduğu oluyordu. Kendini böylesine yıpratmaması gerektiğini ve sorumluluklarını abilerine teslim etmesi gerektiğini söylediği bile olmuştu. Düşüncesizce yaptığı yorumlardan sonra kızının ondan uzaklaştığını anlayan annesi kızını kaybetmemek adına zaman zaman destek olmaya çalışıyordu.
Aslında kızının yaptıklarından guru duyuyordu ama büyüdüğü coğrafya duyduğu gururun kısa sürmesine sebep oluyordu. Bir gün kızının arkasında dursa ikinci gün o da evdekiler tarafından baskılanıyordu. Tüm yaşamları bu çaba uğrunda savaşmakla geçmişti ve halen daha devam ediyordu. Ahu'nun annesi Rabiye Hanım son zamanlarda kızına fazla destek olamasa bile değişen şeyleri görebilmişti. Kızının içindeki hırs ve başarma azmi gün geçtikçe artıyordu ve geçen her yeni günde ona destek olmak zorlaşıyordu.
Annesine iyice yaklaşan Ahu "Babam, kendinden başka kimseyi güçlü görmediği için müşteriyi hafife alıyor," dedi sessizce. Babasının söylediklerini hem duymasını istiyordu hem de istemiyordu. Onun yüzüne tüm gerçekleri haykırmak güç ve işe yaramaz olurdu.
Gülerek annesinden uzaklaştığında "Ama bugün görecek," kelimelerini bitirdiğinde çıkış kapısına gelmişti bile.
Ayakkabılarını giyip kapıyı açarken annesi son ana kadar onu izliyordu. Ardından hem hüzün hem de gururla bakarken tekrardan gülümsedi Ahu.
"Dünya artık benim etrafımda dönecek anne," bir çırpıda söylediği sözcüklerinin ardından özgüven dolu bedenini kapıdan dışarıya atmıştı. Dışarıdaki güneş bile genç kadına güzelce gülümsüyorken bugünün kötü olma olasılığı hiç yoktu.
Arabasına binip müziğini açtığında keyfi iyice yerine gelmişti. Sanayide yer alan iş yerlerine giderken yolda trafiğin olmaması onu daha çok mutlu etmişti. Kimseye kızmadan boş yolda müziğini dinleyerek iş yerine varmıştı. Erken gelmesine kimse şaşırmadan yavaşça demir kapı da açılmıştı. Her gün gelmese bile çoğunlukla erkenden iş yerine gelir ve gününü planlardı genç kadın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Fındık
RomanceBedenine öpücükler konduran adam, inip kalkan göğüslerine geldiğinde aralarındaki sınırı, sutyenini indirerek yok etmişti. Göğüslerine bakmadan önce sırtına götürdüğü parmaklarıyla açılması gereken kopçayı da açmıştı. Yavaşça üstündeki parça kayıp a...