Bize kırk bin kere maşallah olsun fındıklarım. Hikayemizin okunma sayısı ve yorum oranı arttıkça keyiften ne yapacağımı şaşırdım. Sizlere minnettarım :)
Bölüm için açıklama yapmam gerekirse, bölüm ortasında uygunsuz sahneler olacak. Yetişkin içerik sevmeyen okurlarıma duyurulur... Onun dışında bölüm sonuna koşun hemen. Olaylar kızışacak...
Aklına onca plan onca kötü düşünce gelmişken ne yapacağını bilememişti Ahu. Elindeki karton kaseyi sıkıca tutuyorken eli yanmaya başlamıştı ama bunu bile umursamayacak kadar sinirli hissediyordu. Safa'nın yüzüne baktı. Daima mutlu olan kocası bir şeyler anlatıp duran kadına bakıp gülüyordu ve yer yer sağına soluna bakıp etrafta bir şeyler arıyordu. Biraz daha uzaktan incelemeye devam ettiğinde Safa'nın yanına gelen kadınla pek de ilgilenmediğini fark edince ufak adımlarla ikisine doğru yürümeye başladı.
Yanlarına varmak üzereyken nefesi iyice daralmaya başlamıştı. Kime bu denli kızdığını anlayamadı ilk önce. Kocası elbette başka bir kadınla konuşabilme imkanına sahipti. Tanıdığı Ahu'yu bilmiyor olsa Safa'yı kıskandığını söyleyebilirdi ama normal şartlardaki Ahu böyle bir kadın değildi. Kendini kıskanç biri olarak görmemişti bunca zaman. Peki ya şimdi hissetikleri?
Safa'nın yanına doğru adımlarını yönlendirdiğinde kendisini anında fark etmişti kocası. Uzaktan gelmekte olan karısına doğru elini uzatıp yavaşça yanına çekti karısını. Ahu'nun içindeki kıskançlığı bilmeden yabancı kadına karşı gövde gösterisi yapmakla meşguldü.
"Karım için sormuştum," karşısındaki kadına açıklama yapan Safa birden Ahu'ya dönüp "Lahana sarması ister misin hayatım?" kibarca sordu.
Elindeki lahana yemeğine rağmen kafasını salladı Ahu. Onu da istiyordu. Sarmayı da Safa'yı da istiyordu. Her ikiside kendisinin olsun isterken fark etmeden Safa'nın bedenine tırnaklarını geçirmişti.
"Bir paket yapıyorum," üzüntüyle çadıra geri dönen satıcı kadının gidişini izledi Ahu.
"Ne yaptım şimdi?"
Tenine batan tırnakların hesabını soran Safa'ya dönüp baktı Ahu. Kafası karışık adamın bir de kaşlarını çattığını görmesiyle iyiden iyiye hırslandı. Karısının kıskandığını fark edemeyecek kadar kör olan bu adama ne yapsa eksik kalacağından sessizce satıcı kadının gelmesini bekledi. Kısa sürede paketi çadırın içinden uzattı kadın. Paketi alır almaz çevredeki en uzak köşede yer alan plastik sandalye ve masanın birine yerleştiler.
Lahana yemeğine başlamadan önce Safa'nın halen daha kendisini incelediğini görebiliyordu. Yemeğini sorunsuz yiyebilmek için Safa'dan gözlerini kaçırıp "Başka kadınlarla konuşman hoşuma gitmiyor. Hem de gülerek," derken sesi oldukça düz çıkmıştı. Sinirlenmeden, kıskandığını belli etmeden birkaç cümleyle Safa'yı uyarmayı deniyordu genç kadın. Plastik kaşığı elinde döndürürken gözlerini de kaşığına kaydırmıştı.
"İletişim kurmayı seviyorum ama ne yapabilirim," yüzüne bakmıyor olsa da Safa'nın güldüğünü rahatlıkla anlamıştı Ahu.
Kaşığını yemeğine daldırıp son kez ağzını açtı genç kadın. Yine gözlerini kaçırarak "İletişim kuracaksan benimle kur Safa! Şimdi izin verirsen aşerdiğim şeyi yemek istiyorum," dedi ve anında ilk lokmasını ağzına attı. Safa'nın kıkırdayışlarını duymak istemeyerek durmadan ağzına kaşık kaşık yemek tıktı genç kadın.
Kıskanıyorum diye haykıramadığı için sinirli davranak Safa'ya gözdağı veriyordu. Tam da Ahu'ya yakışacak korkak bir davranış! Bazı konularda dilinin lal oluşuna, hareketlerinin pasifliğine ve etkisiz kalıyor oluşuna aşırı sinir oluyordu genç kadın. Hele ki Safa'nın karşısında çoğunlukla bu halde olmak Ahu'nun alışkanlığı olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Fındık
RomantikBedenine öpücükler konduran adam, inip kalkan göğüslerine geldiğinde aralarındaki sınırı, sutyenini indirerek yok etmişti. Göğüslerine bakmadan önce sırtına götürdüğü parmaklarıyla açılması gereken kopçayı da açmıştı. Yavaşça üstündeki parça kayıp a...