32.Bölüm 'Ah Ahu, Ah!'

4.1K 267 45
                                    

Fındıklarım, size güzel akşamlar dilerim. Hikayemiz günden güne büyüyor. Bunun şevkiyle size yeni bir bölümü daha sunmaktan gurur duyarım. Yorumlarınızı ve desteğinizi her zaman bekliyorum. Kavrulmuş fındığınızı, çayınızı alın ve bölümün başında buluşalım. Çayımı demledim bile. Hadi iyi eğlenceler :)

Samet, güvenliğin baktığı yöne başını çevirdiğinde deli divane olduğu kişiyi görmüştü çoktan. Güvenliğe bir şey demeden önündeki uzun yolu hızla arşınlamaya başladı. Ahu'ya ulaşmak için keyifle adımlarını atarken genç kadının ürkek birkaç adımla geriye kaçtığını görmüştü ama yine de pes etmeyip yanına kadar koşar adımlarla gitmeye devam etti.

Fark edildiği için kaçmanın faydalı olmayacağını anlayan Ahu istemese de arkadaşının yanına ulaşmasını ürkek gözleriyle bekledi. Yanına geldiği an koca adamın kollarını açıp kendisine sarılmaya çalışmasını gördüğü an geriye kaçırdı bedenini.

"Ne yapıyorsun Samet?"

Kolları havada kalan ve Ahu ile aralarında oluşan boşluğa bakan Samet hüzünle gözlerle genç kadına baktı.

"Ahu, böyle yapma lütfen. Benden de mi kaçıyorsun?"

Samet ile arasında oluşturduğu boşluktan memnun olan Ahu, gösterdiği tepkiden asla pişman değildi. Her şey onunla görüştükten sonra sarpa sardığı için yakalanmasının tüm sorumluluğunu Samet'in geniş omuzlarına yüklüyordu.

Samet'in gözlerine ilk kez nefretle baktı Ahu. Yaşadıkları onca anıyı hiçe sayıp düşman gibi, bir yabancı gibi adama bakarken üzüntü duymadı.

"Olanlardan sonra seninle eskisi gibi olacağımı mı düşündün?"

Ahu'nun uyarısına rağmen yeniden yaklaşmaya çalışan Samet bir yandan "İsteyerek olmadı. Bile bile seni ateşe atar mıyım ben? Abin aniden çıkageldi ve hiçbir şey anlayamadan ağzımdan lafı alıp gitti. Sarhoştum Ahu! Gerçekleri söylediğimi bile hatırlamıyorum," derken oldukça samimi ve pişman gözüküyordu.

Ümit abisinin harcadığı eforu duyunca gülmeye başlayan Ahu, Samet'in garipseyen bakışlarına aldırış etmedi. Kendisinden nefret eden abisinin alçalmak için girip çıktığı halleri duyduğu için sinirleri gevşemişti.

"İnanmıyor musun bana?"

"İnanmış olsam da ne değişecek? Ailem peşimi bırakmıyorken ve bebeği aldırmak için ellerinde neşterle geziyorken sana inanmam neyi değiştirecek?"

Gözlerini birkaç saniyeliğine kapadı Samet. Sakinleşmek adına sessiz kaldıktan sonra Ahu'nun gözüne ciddi şekilde bakarak "Safa, seninle alakası olmadığını söylüyor. Bebeğin gerçek babası kim Ahu? Belki de ben seni yanlış anladım ve olaylar böylesine karmaşık hale geldi. Bilmiyorum. Eğer bana doğruları söylersen sana yardımcı olmak için elimden gelen her şeyi yapacağım," arkadaşının ellerini tutmak isteyen Samet yeniden reddedilse bile sesindeki anlayış eksilmemişti. Gözlerindeki yardım çağrısı ve arkadaşın duyduğu sevginin oranı da azalmışa benzemiyordu.

Safa'nın reddettiği gerçekler Ahu'nun yüzüne bir kez daha vurulunca olduğu yerde huzursuzca hareket etti genç kadın. Bu yolda yalnız olduğunu kendisine hatırlatarak Samet'in gözünün içine baktı. Oldukça kararlı ve istikrarlıydı.

"Safa değil! Artık onun adını söyleyip durma ve beni de rahatsız etme. Samet, içindeki hisleri göz önünde bulundurup bana yardım etmek istemen çok yanlış. Sen beni seviyorsun, içimdeki çocuğu değil! Bunun farkına varıp boş vaatler vermeyi bırak!"

Ahu'nun söylediklerinin sadece bir kısmını dinledi Samet. Kadının kurduğu ilk cümleden sonrasını hatırlamıyordu. Safa'nın olmadığını söyleyerek tüm gerçekleri yalanlamasına deli gibi öfkelendiği için kadının üstüne yürüyüp bağırmaya başladı.

Yasak FındıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin