Fındık savaşlarımız başlasın o zaman! Dikkatli olun. Patoz sizi de ezmesin!
Büyük tırın camından sarkıttığı vücuduyla aşağıda kalan güvenlik görevlisine var gücüyle bağırıyordu genç şoför. Bugün için verilen akışta plan dışı bir teslimat olması zaten yeterince gerilmesine neden olmuştu. Bir de üstüne bu güvenlik görevlisi sorun çıkarınca işe olan bağlılığı azalmıştı.
İçinden sabır dileyerek son kez güvenlik görevlisine "Abi, aç şu kapıyı da yükü indirip gideyim. Zaten geç kalıyorum," diye yakınarak konuştu genç şoför.
"Kardeşim tırın üzerinde yazan kocaman yazıyı görmüyor musun?"
Sinirle ellerini tıra doğru savuran güvenlik görevlisi devam etti serzenişlerine:
"Buraya yük gelmez sizden. Bas git! Yoksa olay çıkaracaklar şimdi," güvenlik görevlisi söylediklerinde o kadar çok haklıydı ki... Arada endişeyle arkasını dönüp birilerinin gelip gitmediğini kontrol ediyordu. Karşısındaki çocuğun yol yordam bilmediğini düşünerek aklınca ona yardım etmek istiyordu ama ne yazık ki bu çocuk inat herifin teki çıkmıştı.
"Ya sabır," diye söylenen şoför kapısını açtığı gibi yüksek tırından bir hamlede aşağıya atladı. Hararetli hareketleriyle güvenlik görevlisinin yanına ulaştığında yanlarına daha fazla adamın gelmeye başladığını gördü. Daha yetkili birileri geliyor diye sevinmişti. Laftan anlamayan bu adamı aşıp işini hızla halledebilme derdine düşmüştü genç adam.
Görevlinin arkasındaki adamlara bakarak gülümsedi haince ve görevliye "Bekle sen," diye de cakasını satmıştı. Henüz başına geleceklerden habersiz yanlarına kadar gelen adamların içerisinden sarışın ve hafiften iri yarı olanı gözüne kestirdi. Karşısındaki adam ona anlamsızca baksa da derdini en ince detayına kadar anlatmaya niyetliydi şoför.
"Ne oluyor Ali abi," diye sordu kafası karışık sarışın adam.
Gelen adama babacan bir ifadeyle gülen görevli umarsız davranarak "Önemli bir şey değil. Yanlış anlaşılma olmuş da onu hallediyoruz," diyerek olayı büyütmemeye çalıştı.
Gelen kalabalık ekip güvenlik görevlisinin söylediklerinden pek de memnun olmamışlardı. Çünkü kimse onun söylediklerini dikkate almamıştı. Onun yerine kapının önünde duran kocaman tıra dikkat kesilmişti. Birkaç tanesi ise tırın dibine kadar gidip yan tarafında yazan yazıyı okumakla meşguldü.
Sinirle gülen sarışın adam sonunda gelen şoföre bakmıştı ki tırın yanında dolaşan işçiler bağırmaya başladı.
"Canlarına susadılar herhalde," bağırış seslerini duyan genç şoför şaşırmıştı. Tepkilerinin neden bu denli sert olduğunu anlamaya çalışıyorken bir yandan da güvenliği dinleseydim diye de pişman olmaktaydı. Bu kadar adamın içinde artistlik yapamayacağı için çıktığı tırına koşarak geri dönmek istiyordu.
Ortamdaki gergin sessizliği ve havadaki stresin kokusunu alınca genç şoför canını kurtarma derdine düştü.
"Bakın efendim," hemen cebinde yer alan ve defalarca kez katlanmış kağıdı çıkardı. Titrek elleriyle katlanmış kağıdı açıp herkesin gözü önünde havaya kaldırdı. Özellikle de önündeki sarışın adama doğru uzatmıştı.
"Bana verilen irsaliye kağıdı bu ve burada yazan adreste sizin fabrikanız yazıyor. Sadece verilen adrese geldim. Ne hata yaptım anlayamıyorum," kendini savundu tek nefeste.
Sarışın adam dikkatlice onu dinledikten sonra kafasını salladı. Ona hak verir gibiydi. Yani en azından şoför hareketlerini öyle algılamak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Fındık
RomanceBedenine öpücükler konduran adam, inip kalkan göğüslerine geldiğinde aralarındaki sınırı, sutyenini indirerek yok etmişti. Göğüslerine bakmadan önce sırtına götürdüğü parmaklarıyla açılması gereken kopçayı da açmıştı. Yavaşça üstündeki parça kayıp a...