Merhaba fındıklarım :) Safa'nın yediği linçlere rağmen yeni bölümü yüklüyorum. Oy ve yorumlarınızı dört gözle bekliyorum. Desteğinizi esirgemeyin lütfen :)
"Beni göndermeden yüksek yüksek tepelere ev kuramazsın Safa!"
Dışarıda onu bekleyen komşularına rağmen bağırarak konuştuğu için pişman değildi Ahu. Karnında bebeğini taşıdığı adamın kız istemesi olduğunu duyunca ancak bu kadar sakin cevap verebilirdi. Duygusallığı bir kenara bırakıp durumun anormalliğini eleştirdi kendi içinde. Günlerdir yüzüne baktığı adamdan evleneceğine dair tek bir cümle duymamışken kaçmak üzere olduğu anda böyle bir cümle duyması kolayca sindirebileceği bir olay değildi.
Ahu'nun sinirli hallerini gözünün önüne getiren Safa saklandığı karanlık odada kıs kıs gülerken "Ben anlamam, kınamı getirdiler bile. El olmuş gidiyorum evimden," diyerek genç kadınla uğraşmaya devam etti.
Ayakta dikilip ellerini beline koyan Ahu ise "Şaka mı yapıyorsun şu an?" diyerek sordu. Safa'nın alay dolu kişiliğini düşünecek olursa söylediklerinin şaka olma ihtimali oldukça yüksekti.
"Doğruları söylüyorum," derken bile sesindeki kıkırdamayı duymuştu Ahu.
"Sana inanmıyorum!"
Hemen cevap veren Safa "Yarın geldiğimde parmağımdaki kınamı gösteririm," derken bile güldüğüne emindi Ahu. Adamın surat ifadesini hayal edebiliyor ama bir türlü söyledikleri konusunda ona inanamıyordu.
"Safa, ister gel ister gelme ama bu akşam eşyalarımı alacağım. Yarın da buradan çekip gideceğim!"
Telefonu adamın suratına kapattığı gibi hırsla odanın yolunu tuttu. Evdeki tek ses yere sertçe vurduğu adımları olunca aklına kapıdaki komşuları geldi. Evin zili uzun süredir çalmadığı için geri döndüklerini umut ederek odaya girdi ve kalın ne kadar kıyafet bulduysa üzerine geçirdi.
Safa'nın getirdikleri arasında kalın polar kazağı üzerine geçirdi ve altına da rahat kumaşa sahip pantolonu geçirdikten sonra simsiyah kombiniyle hazırdı. Şapkası olan bir ceketi de yanına alarak evden çıkmak için hazırlanırken para almadığını hatırladı ve kendi ceketinin cebinden nakit paralardan bir miktar aldı. Arabası olmadığı için bu saatte taksiyle yakınındaki ilçeye gitmesi bile pahalıya patlayacağı için paralarını üzüntüyle cebine sıkıştırdı.
Her şeyini aldığından emin olduktan sonra kapı deliğinden birilerinin dışarıda olup olmadığını kontrol etti. Karanlık koridoru görünce hızla dışarı çıktı ve asansöre yöneldi. Az önceki komşuların köşeye sinip kendisini pusuda beklediğini düşündüğü için temkinli hareket ediyordu. Kimseyle görüşmek veyahut tanışmak istemiyordu.
Apartmanın önüne geldiğinde taksi aramayı akıl edemediği için sinirle sitenin içerisindeki yolda yürümeye başladı. Bir yandan internetten yaşadığı bölgeye ait taksi duraklarını araştırıyordu. Gözüne kestirdiği bir yeri aradığında telefonda konuştuğu adamdan tahmini fiyat almayı unutmadı. Pahalı olsa da gidecekti el mecbur ama yine de önden fiyatı öğrenmek istemişti. Şimdiden idareli harcamak için kendini eğitmeliydi.
Beklediği gibi tahmini kırk kilometre gideceği yol için dört yüz lirasından olacaktı. Kaybettiği paranın karşılığını Safa'dan almak istediğinde az önce onun evinden çıktığını ve onun sayesinde bir haftayı aşkındır refah seviyesini koruduğunu hatırladığında bu kararından vazgeçti.
Sitenin çıkışına kadar yürüyerek geldiğinde arada bir karşısına çıkan insanlar sorgulayarak gözlerini Ahu'nun üzerinde gezdirdi. Ahu ise kimseyle göz göze gelmeden buz gibi baktığı gözleriyle karanlıkta ilerliyordu. İnsan yanlısı olmadığını biliyordu ve yaşadığı stresli anlar yüzünden kimseyle iletişim kuracak seviyede değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Fındık
Roman d'amourBedenine öpücükler konduran adam, inip kalkan göğüslerine geldiğinde aralarındaki sınırı, sutyenini indirerek yok etmişti. Göğüslerine bakmadan önce sırtına götürdüğü parmaklarıyla açılması gereken kopçayı da açmıştı. Yavaşça üstündeki parça kayıp a...