35.Bölüm 'Düşmanlığın Tarihçesi'

3.9K 251 51
                                    


Merhaba fındıklarım. Halen daha sizlerden gelecek olan oy ve yorumları bekliyorum. Desteğini esirgemeyin lütfen. Hikayemizin bereketini hep birlikte arttırabiliriz. Size güveniyorum. Neyse, umarım bu bölümü beğenirsiniz.

Keyifli okumalar :)

Nefessiz kalan ciğerini havayla buluşturmak için uzun uzun soluklandı Ahu. Hiç kıpırdamadan tavana diktiği gözlerini ve bir süreliğine ruhuna izin verdi. Az önce vücudunun aldığı hali ve inlemelerini düşündükçe yüzü daha çok kızarıyordu. Çıplak göğüslerinin nefes almasıyla birlikte inip kalmasını gören kadın gerçek dünyaya yavaş yavaş dönüyordu ama bir türlü tepki veremiyordu. Az önce yaptıkları cinsel temas, her zaman yaptıkları bir eylem gibi geliyordu.

Suratındaki gülümsemesi, dağılmış saçları ve çırılçıplak bedeniyle Safa'da darmadağın olmuşa benziyordu. Elini karnına koymuş derin derin nefes alıyor bir yandan da film yönetmenine söyleniyordu.

"Yönetmen seçimine bayıldım," Safa cümlesini bitirmek üzereyken içeriden gelen inleme sesleri kesilmişti. Sevişme sahnelerine ara veren yönetmen filmin ana konusunu hatırlamayı başarmıştı sonunda. Safa'nın iğnelemelerine gülerek karşılık veren Ahu, birkaç başarısız deneme yaparak yataktan kalkmaya çalıştı. Kıpırdandığı anda vücudunun beton kütlesi gibi ağırlaştığını hissetti ve olduğu konumda kalakaldı.

Halen daha yorgun olduğuna karar verince sürünerek yatağın başına ilerledi ve örtünün içine girdi. Hareket ederken ağırdan alan Ahu, Safa tarafından izlendiğinin farkına varmıştı ama bir şey söylemeden yatağın içine girdi. Yorgunluğun verdiği mayışmayla sadece örtünün içinde olmak istemişti. Biraz dinlendikten sonra kalkıp banyoya gidebilirdi.

"İyi misin?"

Yüzündeki gülümsemeyi silikleştiren Safa, yorgun gözüken kadının gözlerine endişeyle bakıyordu. Başını sallayarak onay verdi Ahu. Ancak o zaman Safa'nın içi rahatlatmıştı ve o da tıpkı Ahu gibi yatağın üzerinde emekleyerek kadının yanına ilerledi. Ağzını açıp söylenmek üzere olan Ahu'ya izin vermeden bir çırpıda koca bedenini örtünün içine bez parçası gibi sıkıştırdı.

"Dışarısı soğuk. Üşüdüm," diye yalan söyleyip tuttuğu yorgana daha sıkı sarıldı Safa.

Örtüyü göğsüne kadar çeken Ahu, kendisine inanmayan bakışlarıyla baktı ama Safa kuyruğu dik tutup gülümsemeye devam etti. Yapmak istediğini yapmıştı çoktan. İnanıp inanmamak Ahu'ya kalmıştı artık.

Yatağın içinde uzanmaya devam ederken bir süre ikisinden de ses çıkmadı. Yan yana, aynı örtünün içinde uzanan iki ayrı beden birbirlerine değmemek için özenle hareket etmemişlerdi fakat kader çetrefilli oyunlardan birini oynayarak Safa'nın ayağının Ahu'nun ayağına değmesini sağlamıştı. Tamamen kaderin yönlendirmesiyle olmuştu bu iç gıcıklayıcı temas. En azından sinsice gülümseyen Safa böyle düşünüyordu. Temas etmesine kızacağını düşündüğü Ahu bir süre daha sessiz kaldı ve hiç umulmadık bir anda aniden Safa'ya doğru döndü. Bedenini de adama doğru döndürdü ve ciddi surat ifadesiyle kızaran ıslak dudaklarını araladı.

"Nenemin karda donmasına nasıl izin verdiniz?"

Safa'nın kafasının içi, Ahu'nun az önce seviştiği kadın olmasıyla ve halen daha alev alev yanan bedeniyle doluyken Ahu'dan gelen soru işareti yüzüne tokat misali çarpmıştı. Uçkurunu sımsıkı bağlayan soru sayesinde gerçekliğe döndü ve Ahu'nun mükemmel, hafif kırmızılaşan dudaklarına bakmamaya gayret etti.

"Ne diyorsun Ahu?"

Gülüp Ahu'yu tiye aldı genç adam ve örtüyü havaya kaldırıp göğsünü örttü durduk yere. Amacı, iyice örtünmek gibi gözükse de asıl amacı çok başkaydı. Örtünün içindeki çıplak bedeni bir nebze fazla görebilmek için kendi kendine bahaneler üretiyordu. İçindeki Ahu hayranlığına dur diyemiyordu Safa. Toy delikanlılar gibi arsız davranmasının sebebi de buydu. Neyse ki Ahu hazırlıklı davranarak örtüyü göğsünün altında sıkıca tutmuştu da Safa'nın arsız gözleri hiçbir şey görememişti.

Yasak FındıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin