31.Bölüm 'Eşine selam söyle!'

3.7K 217 18
                                    

Merhaba fındıklarım :)

Nasılsınız? Hayat nasıl gidiyor? Umarım bu kitabı keyifle okuyorsunuzdur ve kötü bir ruh halindeyseniz aklınızı dağıtmaya yetecek kadar kurgu içinize işliyordur... Hikayeye odaklanmadan önce içinizdeki sıkıntıları ve dertleri bir köşeye bırakıp hayal dünyanıza dalıverin. Boş vermek gerekiyor bazen, bırakın sizi deli sansınlar. Her şeyi kafaya takmayın. Her zaman iyi olmaya çalışmayın. Yüreğinize nefes alması için müsaade edin ve kendiniz için istediğiniz, hayal ettiğiniz şeyleri yapmayı ertelemeyin. Hadi bakalım. Sizden, bugün bunu yapabildim tarzında itiraflar bekliyorum. Okuyucularımın benimle birlikte hayalleri doğrultusunda yürümesini istiyorum. Elinizden tutan yoksa o el olurum. Elim ve desteğim omzunuzda, şimdi sadece yürümeye odaklanın :)

Sırtının yatağın yumuşak dokusuyla buluştuğu an işlerin daha da derinleştiğini anladı Ahu. Bedenine sıkı sıkı sarılan kollar dikkatle vücudunu yatağa yatırdığında dudaklarındaki ilgisini çekmedi. Bir süreliğine ayrılıp kendilerine zaman tanıyan Safa'nın duracağını düşündü ve buna sevinmişti. Kendisi dur diyemediği için sürekli öpücüğüne karşılık veriyor ve istemeden bedenini adamın koca gövdesine yakınlaştırıyordu.

Safa, nefes nefese kalmış kadının gözlerine baktıktan sonra yeniden ıslanmış dudaklara kapanacakken Ahu kafasını yan tarafa çevirmişti. Evet, dokunuşları güzel ve eşsizdi ama ancak bungalovdayken öyle olmalıydı. Yaşananlardan sonra bir daha Safa'nın kollarında olmaması gerektiğini iyi bildiğini sanan Ahu, kolaylıkla elenmişti.

Kafasını çevirdiği için yanağına öpücük bırakan Safa'nın dudakları yine bulut kadar hafifti.

"Pişman değilim," derken yanağına bir öpücük daha bırakmıştı. Bire eliyle vücudunu gezintiye çıkan Safa'yı görmezden gelmek istiyordu. Elini adamın eline koyduğunda durması gerektiğini anlar diye düşünmüştü. Safa'nın eli bacağında gezinirken kendi eli de onunla birlikte kendi vücudunu keşfe çıkınca daha fazla dayanamayıp "Dur artık!" dedi sinirlenerek. Daha çok kendisine kızıyordu ama yine sinirini adamdan çıkarıyordu.

Gezintiye devam ederken temposunu düşürmekle yetinen Safa, Ahu'nun kararmış gözlerine bakıp "Senden pişman değilim Ahu," dedi içtenlikle. Sözleriyle, öpüşüyle ve dokunuşlarıyla bunu genç kadına anlatmak ister gibi davranıyordu.

Her şey ılımlı gidebilecekken Safa'nın büyük eli genç kadının karnına gelince bir an duraksadı olduğu yerde. Adamın üzerindeki elini bulunduğu konuma daha fazla bastıran Ahu, gözlerini Safa'dan ayırmadı. Her hareketini dikkatle izlerken merak ettiği soruyu sordu.

"Bundan pişman mısın?"

Pişman olduğunu bile bile duymaktan haz etmediği cümlelerin adamın ağzından çıkmasını bekledi. Safa derin bir nefes alıp son kez Ahu'nun gözlerine baktıktan sonra kadının tuttuğu elini çekti önce. Ardından koca bedenini yatağın yan tarafına atarak sırt üstü uzandı.

Safa'nın kalkışıyla üstünde oluşan boşluğa bakakaldı Ahu. Yanında yatan adam hareketsiz durarak tıpkı Ahu gibi tavanı izlemeyi tercih etti. Cevap vermeyişi bile Ahu için yeterliydi. Anlayacağını anlamış ama iyi niyetli adama böyle bir karakteri yakıştıramamıştı.

Kafası karışık iki genç bir süre sessizliği dinlemeye devam ettiler. Kimseden çıt çıkmadan tavana dikildi gözler. Bembeyaz, geniş tavanda her ikisi için farklı hikayeler dönüp duruyordu. Birbirlerinin hikayelerinde yerlerinin olmadığını ilk öngören kişi Safa olmuş olacak ki yatakta oturur pozisyona geldi.

Halen daha tavanı izleyen Ahu'ya bakıp "Gitsem ikimizin için de iyi olacak. Bir şey olursa lütfen ilk önce beni ara! Lütfen," araması için yalvarır gibi konuşsa da Ahu gözlerini tavandan çekmedi. Yataktan kalktığını hissettiğinde, odadan ve evden çıkışını hissettiğinde de Safa'nın olduğu yere bakmadı.

Yasak FındıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin