Merhaba fındıklarım. Hikayemizi sizden uzak tutamadığım için ansızın bölüm atma fikri ile doldum taştım. Hadi bakalım. Kıyalım şu nikahı :)
Keyifli okumalar...
Ahu, birkaç aydır hayatının ciddi ölçüde değiştiğini biliyordu. Safa'nın hayatına dahil olmasından sonra daha önce yaşamadığı birçok ilki özenle denemiş ve kabul etmesi gerekir ki çoğunu beğenmişti. İlk deneyimi, bebeği, aile olma olgusu ve biriyle birlikte olma düşüncesi... Tüm bunlar geçmişinde gözünü korkutan şeylerken şimdiye gelip baktığında içinde bulunduğu karakteri kolaylıkla benimsediğini fark ediyordu. Tıpkı, arkasındaki güven veren bedeni hissettiği gibi...
Safa'ya güvendikçe sırtını iyice onun göğsüne yasladı. Ne diyeceğini bilemeden bir süre önündeki yazıyı okudu. Sessiz kalışına dayanamayan Safa, arkasından çıkıp önüne doğru geldi. Görüşünü kapatmadan yere eğilmişti. Ne ara hazırladığını bilmediği yüzüğüyle diz çökmüş şekilde duran Safa'ya baktı Ahu. İkisi de gülüyordu.
"Her hareketin şov," derken parmağını genç adama doğru uzatmıştı Ahu. Gözlerinin dolmasını alaylı sözleriyle saklamaya çalıştı. Kalbinin heyecandan patlayacak gibi atmasını ise saklayabilecek herhangi bir bahanesi yoktu. Sadece düzenli nefes almak için bedenini kontrol altında tutmak için çabalıyordu genç kadın.
"Yüzüğü takıyorum. Hala cevap vermedin," diyerek ikazda bulunan Safa'ya yine güldü Ahu. İşini her anlamda sağlama almak isteyen Safa'yı tabi ki de hayatına dahil ederdi. Buna dünden razıydı.
"Seninle evlenirim Safa!"
Ağzından cümlenin çıkmasını bekleyen kalabalık bir anda alkış tufanı koparmaya başladığında Ahu, ancak etrafına bakma zahmetini gösterdi. Yoldan geçenlerin durup kendilerini izlemeye başladığını görmesiyle daha da heyecanlanmıştı. Safa yüzüğü parmağına geçirirken gerçeklere döndü ve kalabalığı unutmaya çalıştı genç kadın. Ayağa kalkan genç adamın kendisine sarılışını heyecanlı kalbiyle bekleyen Ahu, o an dünyanın en mutlu acemi kadınıydı.
Onlar birbirine sarılırken çevredeki insan kalabalığından alkış ve ıslık sesleri yükseliyordu. Sıkı sıkıya sarıldığı bedenden ayrılmazken gülümsemesini gizleme gereksinimine girmedi Ahu. Bedenleri ayrıldığında Safa eğilip yanağından öptü.
"Teşekkür ederim," demişti kibar sesiyle.
Sonra Ahu'ya elini uzatıp birlikte belediye binasına giriş yaptılar. Bez parçası rüzgarın esintisiyle sallanıyorken, insanların alkışlamaları devam ederken güle oynaya binanın içine girdiler.
Hayal gibi gelen dakikaların ardından Safa'nın günlerdir uğraştığı evrakları görevliye büyük gururla teslim edişini, hafta içerisinde uygun tarih bulup nikah günü almalarını keyifle izledi Ahu. Evlilik düşüncesini aklından çıkaralı uzun zaman olmuştu. Birden parmağına takılan halkayla döngüsü şaştığı için yaşadıklarını yabancı birinin gözünden izliyor gibi hissediyordu.
Safa, pankartı açmaları için anlaştığı insanlarla görüştükten sonra birlikte eve dönmeyi düşündükleri anda Safa'nın ısrarıyla sahil kenarında yürüyüş yapmaya karar verdiler. Soğuk hava yüzünden kenetlenmiş olan elleri Safa'nın montunun cebinde duruyordu. Bir süre sessizce yürüdüler. Birbirlerine kaçamak bakış atıp yaşanan olayı normalleştirmeye çalışıyorlardı.
En nihayetinde yeni gelin gibi sabırsız olan Safa "Sonunda seni ağıma düşürdüm ya benden mutlusu yok," deyip bombayı patlattı.
"Çok da zor olmadı," dedi Ahu gülerek. Ağına düştüğünü kabul ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Fındık
Roman d'amourBedenine öpücükler konduran adam, inip kalkan göğüslerine geldiğinde aralarındaki sınırı, sutyenini indirerek yok etmişti. Göğüslerine bakmadan önce sırtına götürdüğü parmaklarıyla açılması gereken kopçayı da açmıştı. Yavaşça üstündeki parça kayıp a...