74.Bölüm 'Davalı/Davacı'

2.6K 207 73
                                    

*********

Merhaba fındıklarım.

Bu gece bölüm atma amacım finali yazıp bitirmemden kaynaklanıyor. Akşam altıda başladığım final bölümüne gece yarısında son veriyorum. Yasak Fındık, benim nezlimde güzel bir noktada biten ve güzel hisler yaşatan bir kurgu oldu.

Ayrıca yazdığım bu bölüm yedi bin küsür kelime. Yazarken kendimden geçtim. Kusuruma bakmayın : )

Artık son son yorumlarınıza talibim :)

Oyları da unutmayalım :)

SON BİR :)

*********

Bedenini aşağıya çeken sancıyı unutmak için gözlerini sımsıkı kapatıp sakinleşmeye çalıştı. Ne yapacağını bilemez haldeydi. Ayağındaki sancıyı ve kalbindeki ağrıyı hissetmesinin dışında beyni tamamen devre dışı kalmıştı. Nefes alışverişi düzensizleşince odaklanmakta zorlanmaya başladı. Ahu, darmaduman olmuştu. Hayal etmediği kadar kötü olmuştu her şey. Yaptıklarından asla pişman değildi ama neden canı yanan kişi yine oydu?

Merdivenin son basamağını güçlükle aştıktan sonra evinin kapısına kafasını dayayıp dinlendi. Hiç kıpırdamadan çelik kapının soğukluğuyla beynindeki korkunç düşünceleri def etmeye çalıştı. Elini kaldırıp kapıya vurmak istedi ama bunu da başaramadı. Eli güçsüzce kapıya düşerek değdi. Sabit duruyor olması içindeki korkuyu yok etmesine yardımcı olmamıştı. Kendiyle baş başa kalmaması gereken bir zaman dilimindeydi.

Alnını kapıya iyice yaslayıp "Safa," diyerek inledi.

Safa'nın şefkatine ihtiyacı vardı. Onun teselli veren güzel sözlerine, aşkla bakan gözlerine ve yuvasının kokusunu hissettiren tenine ihtiyacı varken soğuk bir kapıya yaslanmak Ahu'yu daha da dibe batırdı. Gözleri kapalıyken nasıl oldu da gözyaşı aktı anlamamıştı ama eninde sonunda sıktığı vücudundan acının feryatları kaçmayı başardı.

Olduğu yerde ağlama krizine girince kapı birden açıldı. Hissizleşen bedeni öne doğru savruldu ve güçlü kolların içine düşüverdi.

"Ahu."

Safa karısının bedeni kucaklamıştı ama garipseyen bakışlarını yok sayamadı. Bitik halde kapıya yaslanan karısını evin içine çekti ve zaman kaybetmeden kapıyı kapattı. Bedenine yapışan Ahu'yu kollarından tutup kendisinden uzaklaştırdı Safa.

"Ne oldu sana? Biriyle mi karşılaştın? Sana bir şey mi yaptılar?"

Sorduğu her sorunun ardından endişesi artan Safa, karısının bedenini döndürüp her yerine baktı. Yarası olduğunu düşünüp ürkemeye başlamıştı. Karısı sadece ağlayıp başını iki yana sallamakla yetinince onunla birlikte koltuğa geçip oturdu. Üstü başı toprak olmasına rağmen sessizce koltuğa oturmayı kabul eden Ahu'yu bir an önce kendine getirmesi gerekliydi.

"Bekle burada," der demez mutfağa gidip karısına bir bardak su getirdi. Ağlamaya devam eden Ahu titreyen parmaklarıyla su bardağını ağzına götürmekte zorlanınca Safa ona yardımcı oldu. Karısının çenesini tutarken "Ahu, beni korkutuyorsun," dedi uyarıcı tonda. Başka alemlerde olan karısının kendisini duyduğundan bile şüpheliydi.

Suyundan iki yudum alan Ahu başını geriye yaslayıp bir sürede gözleri kapalı ağlamaya devam etti. Safa durmadan soru sorup karısını rahatsız etti ama çabası nafileydi. Bir türlü kendine gelemeyen Ahu'yu omzundan tutup dik konuma getiren Safa karısının gözlerinin içine baktı.

"Ne oldu?"

Konuşmak için dudaklarını araladı Ahu. Fakat o güzel dudakları titremeye başlamıştı. Akan gözyaşları ince yolu takip edip dudaklarına kadar gelince karısının yüzü tuzlu suyla kaplı haldeydi. Ağlayan karısı sadece tek bir cümle kurabildi.

Yasak FındıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin