Fındıklarım, merhaba... Bir önceki bölümde yer alan uyarım (+18) kısmen burada da geçerli. Sizleri rahatsız etmek istemem. Bu yüzden aman dikkat! Bunun dışında hikayeyi nasıl buluyorsunuz? Merak ediyorum, lütfen geri dönüşlerinizi bana bildirin. Bu arada fındık sezonunun tam ortasındayız ve sizi de bilgilendirmek istedim. Yakında harman yapmaya başlayacağız. Çok az kaldı! Umarım bu sene fındığın bereketi gibi okuyucumuz ve okunma oranımızı da bol bereketli olur. Sizleri seviyorum...
Dünyaya geldiği andan bugüne kadar rahatlıkla aldığı nefesi, zevkin verdiği heyecan yüzünden alamaz olmuştu genç kadın. Bilhassa ağzından çıkan yüksek inlemeleri ilk duyduğu zaman içten içe kendisine hayret ediyor ama bir türlü vahşileşen ruhunu terbiye edemiyordu. Safa'nın ahenkle dans eder gibi hareket eden vücuduna erişmek için var gücüyle ve tüm bedeniyle çalışıyordu genç kadın. İşin komik yanı, bunu yapmaktan deli gibi keyif almasıydı...
Vücutları, ilk danslarını şömine önüne serilmiş koyun postunda gerçekleştirmişti. Enerjilerin sonuna kadar tüketildiği sanılırken birbirlerine yaptıkları minik dokunuşlar her şeyi başa sarmıştı. Yerde uzanırken, nefes alışverişlerini düzenli almaya çalışırken genç kadın sızlayan ama bir yandan da alev gibi yanan bedeninde dolaşan parmakları hissetmişti. Safa ağır bedenini vücudundan uzaklaştırarak yan tarafına uzanalı yaklaşık on dakika olmuştu ki yeniden kendisini hatırlatmak ister gibiydi.
Sağ tarafında uzanan adama baktı genç kadın. Bedenlerinin tamamen çıplak olması ya da karşısındaki kişinin yasak olması asla umurunda değildi. Hatta bu düşünceleri aklına getirdiğinde utanç duymuyor ya da pişmanlık hissetmiyordu. Bunun sebebi ise yaşadığı müthiş deneyimdi. İlk deneyiminin haddinden fazla acılı geçeceğini sanıyorken, sandığından daha fazla zevk almış hatta zevkin doruklarına çıplak elleriyle tırmanmıştı. Dağılmış durumda olan ve halen daha gülen adam ise onu uçurumdan aşağıya tekrar atmak için genç kadına yaklaşmaya başlamıştı bile.
Yüzüne yaklaşmakta olan Safa'dan yeniden, hafif, tüy gibi bir öpücük. Öpücüğün hafifliğini şişen dudaklarında hissettiğinde, gerçekten de bir bulut, diye düşündü. Altındaki koyun postunun tüyleri sayesinde kendisini bir bulutun içerisinde saklanıyormuş gibi hissediyordu. Tek fark, düşmanının da yanında durarak tüm bedenini hapsetmiş olmasıydı.
Öpücüklerinin arasında genç kadının üzerine çıkan Safa'yı omuzlarından tuttu genç kadın. Etkisi olmayacağını biliyor olsa da Safa durmuştu ve tüm ilgisini onun güzel yüzünde sabitlemişti.
"Yeniden mi?"
Genç kadının söylediklerine ağız dolusu gülen Safa, gülmenin verdiği zayıflık yüzünden az daha dengesini kaybedip altındaki narin bedeni ezmek üzereydi. Geniş kollarını daha sağlam tutuşlarla yere sabitlediğinde kadının suratına eğildi. Burnuna kondurduğu öpücük de bulut gibiydi. Hafif, tüy kadar hafif. Ardında bıraktığı tek şey, iç gıdıklayıcı şuh bir histi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Fındık
RomanceBedenine öpücükler konduran adam, inip kalkan göğüslerine geldiğinde aralarındaki sınırı, sutyenini indirerek yok etmişti. Göğüslerine bakmadan önce sırtına götürdüğü parmaklarıyla açılması gereken kopçayı da açmıştı. Yavaşça üstündeki parça kayıp a...