Merhabalar fındıklarım. Kar gelmek üzereyken (Belki bazılarınıza çoktan gelmiştir) önceden tedbirlerinizi alın. Şu ara herkesi yatıran bir salgın var. Aman, ona da dikkat edin. Maske takmaya bile başlayalım. Hasta olmayın aman ha! Hasta olup evde sıkılanlara yetecek kadar bölümümüz yok. Ona göre :)
Neyse keyifli okumalar :)
İyi ki bayıldım diyecek kadar kötü haldeydi Ahu. Zihni uyandığında asıl zor olan göz kapaklarını açmak olmuştu. Kirpiklerini kırpıştırarak zar zor gözünü açtığında kendi yatak odasına olduğunu görünce bir an için panikle etrafa bakındı. Bayılmadan önceki kaos ortamını halen daha hatırlıyordu.
Evin içinden gelen sesler endişesini bir nebze azaltmıştı ama yine de ses çıkarmadan yatağında uzanmaya devam etti. Ta ki odasının kapısında beliren Safa'yı görene kadar hareketsiz kaldı.
Uyandığını fark ettiği anda elindekileri bir kenara bırakan Safa, soluğu Ahu'nun yüzünün dibinde aldı.
"Niye uyanmıyorsun güzelim? Aklımı aldın," endişeden gülecek zamanı olmayan Safa, sesinden yansıyan rahatlama ile Ahu'ya bakıyordu.
Başına gelen olayları hatırlayan Ahu, gözleri dolmaya başladığında Safa'ya boş gözlerle bakıyordu ama içindeki ağlama isteğini geri gönderemiyordu da.
"Çok korktum," diyebildi sadece. Korkusunu dile getirdiği anda göz yaşları yağmur gibi akmaya başladı. Gözünden aktığı gibi yastıkla buluşan damlaları tek tek silmeye başladı Safa.
"Şşş! Bir şey yok. Geçti her şey. Rüyaydı sadece. Unut tüm yaşananları," hem göz yaşlarını siliyor hem de saçlarını okşayıp Ahu'yu sakinleştirmeye çalışıyordu genç adam. Gözünün altında büyüyen mor halkalara rağmen Ahu'nun yüzüne gülümseyerek bakıyordu.
"Aç mısın? Bir şeyler yiyelim mi?"
Ağlaması azalan Ahu, isteksizce kafasını iki yana salladı.
"Yeniden uyumak istiyorum," dediğinde Safa lafını ikiletmeden başını salladı. Getirdiği tepsisindeki suyu aldı ve Ahu'nun yanına gelirken "Bunu iç sadece," dedi. Ahu'yu kaldırıp suyunu içirdikten sonra tekrardan yatağın içine girmesine yardımcı oldu.
Yatırdıktan sonra kapıya doğru yönelen Safa'yı izleyen Ahu, adamın gidişine bakakaldığında ani bir çıkışla "Nereye gidiyorsun?" diyerek bağırdı.
Kapının dibindeki duvarda yer alan ışık düğmesini gösteren Safa "Işığı kapatacağım sadece," derken oldukça sakindi.
Korkarak kaldırdığı başını rahatlıkla geriye yasladı Ahu. Bir an için Safa'nın yine gideceğini düşünerek kendisine zor anlar yaşatmıştı. Işığı kapatıp usulca yanına ilişen Safa, yatağa girmeden önce üstündeki kıyafetleri çıkarıp sadece altındaki çamaşırıyla kalınca Ahu, garipseyerek adama baktı.
"Üzerimdekiler kan lekesi oldu. O şekilde mi gireyim yatağına," diyen Safa'nın yüzündeki keyifli gülümsemeyi karanlık odaya rağmen görmüştü Ahu.
Kan lafını duyar duymaz yüzünü ekşitince Safa'nın kolları bedenine sarmalandı ve kollarının altına hapsettiği bedene sıkı sıkıya sarıldı. Severek girdiği göğsünün altında dururken adamın yarı çıplak oluşunu kulak arkası etmeye çalıştı genç kadın.
"Şimdi güzel bir uyku çekelim. Sabah olunca her şeyi konuşuruz," diyen Safa kadının omzunu okşayıp uykuya dalmasına yardımcı olmaya çalıştı.
"O kadar iğrendim ki... Midem bulandı iğrenmekten," dedikten sonra adamın göğsüne yasladı yanağını Ahu. Onun sıcaklığını, kalp atışının ritmik güzel tınısını hissetmeye başlayınca nereye ait olduğunu hatırlayarak mutlu oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Fındık
DragosteBedenine öpücükler konduran adam, inip kalkan göğüslerine geldiğinde aralarındaki sınırı, sutyenini indirerek yok etmişti. Göğüslerine bakmadan önce sırtına götürdüğü parmaklarıyla açılması gereken kopçayı da açmıştı. Yavaşça üstündeki parça kayıp a...