Yasak Fındık

34.Bölüm 'Yeniden bulutlara çıkalım!'

Fındıklarım. Bu bölümde "Yetişkin İçerik" uyarısı bulunmaktadır. Lütfen okumak isteyenleriniz bu uyarıyı dikkate alarak okusunlar. Söz verdiğim gibi hafta ortasında yeni bölüm sizlerle :)

Keyifli okumalar :)

"Ah! Yavaş ol Safa!"

"Kıpırdayıp durmazsan yavaş olacağım ama izin vermiyorsun!"

Sinirlenen Safa bedenini geriye çekip sesli şekilde oflamaya başladığında iyice sabırsızlaşmıştı. Ahu'nun bitmek bilmeyen huysuz halleri yüzünden sabrı tükenmiş ve tüm isteği kaçmıştı. Önünde dizlerinin üstünde duran Ahu sinirlenip arkasını döndü ve Safa'ya alev saçan gözleriyle baktı.

"Ellerin kürek gibi! Biraz daha narin olamaz mısın?"

Bilmiş bilmiş konuşan kadına hayretle baktı Safa. Hem yardım ediyordu hem de kadından azar işitiyordu. Ellerinin boyutu yüzünden azar yemediği kalmıştı bir tek!

"Sana masaj yapan da kabahat! Ağrılara rağmen uyu şimdi," der demez kadının omuzlarından tuttu ve yana doğru itip yanından geçip ayağa kalktı Safa.

Koltuğun önünde kalakalan Ahu, ağrıları geçmemesine rağmen Safa'ya karşı kuyruğunu kıstırmak istemediği için bilmiş bilmiş konuşmaya devam etti. Bir eli ağrıyan omzundaydı yine de.

"Senin sert ellerinden daha iyidir çektiğim ağrılar!"

Öğlen vaktine kadar birbirine dolanmış vücutların arasında şu an uzak bir mesafe oluşmuştu. Omuz ağrısıyla söylenen Ahu ve ona yaranamayan Safa kızgın gözlerle birbirlerine bakıyordu. Alevli saatlerine ara veren ikilinin durması çok zor olmuştu. Kendini ilk geri çeken kişi Safa olmuştu. Ahu'dan istediği şeyler konusunda kendine sınır çizmesi gerektiğini hatırlayınca kadından uzaklaşmış ve içindeki arzuya rağmen banyoya saklamıştı azgın ruhunu.

İkisi için de zor saatlerdi. Ahu odasına saklanarak utanç içinde kalakalmıştı. Safa ise yaşadıkları şeyden sonra evden kaçıp gitmenin ayıp olacağını düşündüğü için evde kalmıştı. Ahu odadan çıkmadığı için ufak evde birbirlerinden kaçmaları daha kolay olmuştu.

Aradan geçen birkaç saatin ardından Safa akşam yemeğini hazırlayıp genç kadının odasına gitmişti. Uykuya daldığını gördüğünde iyi niyet yerine ona sataşarak uykusundan uyanmasını sağladı. Yorganını olduğu gibi üstünden çekip aldı ve bir güzel katlayıp yatağın ucuna bıraktı.

Uykusundan sinirle kalkan Ahu ile birlikte evin içinde geçirilen güzel ama gergin birkaç saatin ardından yemekler de yenmişti. Koltukta oturup televizyona bakan ikilinin arasındaki kavgayı Ahu'nun masaj isteği başlatmıştı. Uyurken tutulduğunu söyleyip Safa'dan yardım istemişti. Kibar bir şekilde istemişti hem de. Masajını beğenmeyince çirkefleşip genç adamı delirtmişti yine.

Yakasını tutup silken Safa "Bezdirdin beni," diyerek yakınmaya başlayınca Ahu daha da sinirlendi.

"Bak sen! Öğlen ağlak gözlerle kal Ahu demeyi biliyordun ama?"

Onunla baş edemeyen Safa yanından uzaklaşmaya karar verdi ve ufak evde kaçabileceği tek yer olan banyoya ilerledi.

"Şu an kararımı sorguluyorum," banyoya girmeden önce kadına son lafını etmeyi unutmadı. Karşısındaki dişi aslanın pençelerini çıkarmayı sağlayacak afili lafları en iyi Safa biliyordu. Safa, Ahu'nun tüm hassas noktalarını biliyordu. Aklına gelen hassas noktalardan bir tanesi işleri iyice zora sokunca yüzüne soğuk suyu hoyratça vurdu. Adeta yüzünü suyla dövdü. Cumartesi gününü Ahu'nun yanında geçirmek sandığı gibi huzurlu geçmeyecek gibi gözükünce daha fazla kavga etmeden genç kadının yanından ayrılmaya karar verdi.