32.BÖLÜM: Aura Savaşı

14 2 1
                                    

Holmes'un heyecanından uyuyamayacağını bildiğim ve benimde ne kadar çalışsam da içtiğim kahvelerden dolayı uykum gelmediği için gece uyuyamayacağımı düşündüm.

Bu sebeple ortak çalışma odasına indim ve bilin bakalım orada kim vardı? Doğru cevap. Holmes bir kitaba gömülmüş onu okuyordu.

İçeri girdiğimde kapıyı tıklattım ve bana döndü. Yerime oturdum.

-Uyuyamayacağın belliydi. Ne okuyorsun?

Holmes kitabı kaldırdı ve kapağını gösterdi.

-Piyano Tuşlarının Çığlığı. Bizzat benim kalemimden. Bir sorun var mı diye gözden geçiriyordum.

-Bir kitap yazdığını bilmiyordum.

-Birkaç yıl önce annem bana kendimi davalardan ve olaylardan uzaklaşıp daha "normal" şeyler yapmamı istemişti. Ben de bu sürede kendime bir uğraş bulmuştum.

Holmes'un elindeki kitaba baktım ve sordum.

-Bu ne tür bir kitap peki?

Holmes sandalyesinde bacak bacak üstüne attı ve kitabı kapattı.

-Bir tür kişisel gelişim kitabı diyebilirim herhalde. Piyanonun her bir tuşuna özel bir nasihat tarzı bir şey yazdım.

Biraz daha sohbet ettik ve saat üç gibi dışarı çıkmaya karar verdik. Holmes'un kitabını daha sonra okumak amacıyla masama bıraktıktan sonra ceketimi alıp yürümeye başladım.

Holmes ile bir süre yürüdük. Sonra Holmes bana döndü.

-Watson! Senin o parşömenin ne alemde?

-Yerinde duruyor ve açılmayı reddediyor.

Holmes düşündü. Sonra tekrar bana döndü.

-Peki gücünü hiç kullanmayı denedin mi?

-Hayır.

-En ufak şeyde bile mi?

-Evet.

-O zaman bu sana tecrübe gerek demek. Gel benimle.

Holmes adımlarını hızlandırdı ve arkasından onu takip etmeye zorladı. Bir süre sonra küçük bir yeşillik alana geldik.

-Burada güçlerimizi çalışabiliriz. Gücünü kullanman önemli eğer kullanmazsan sende diğer beyaz aura kullanıcılarından olursun.

-Diğer beyaz aura kullanıcıları mı?

-Parşömen sana anlatmadı mı?

Holmes bilmediğimi görünce anlatmak için yere oturdu. Ben de yanına geçtim.

Sonra Holmes en baştan anlatmaya başladı. Hem de en baştan.
********
(Beyaz ve Siyahın Doğuşu Aura Savaşından Çok Önce)

İnsanlara acınmıştı ve onlara bir güç bahşedilmişti.

Auralar

Auralar renk renkti. Barış içinde yaşamaları emredildi. İnsanlar bu şartı kabul etmişti ve masumlardı.

Tabi kimin gözünde bilmem. İnsanlar auralarını kullanıyor ve hayatlarını huzur içinde geçiriyordu. Eğlenceler, huzur,barış...

Kıskanılacak bir durumdalardı ama her şeyin bir sonu vardır.

Bir gün bahşedilen gücün onurlandırılması adına bir müze yapmaya karar verdiler.

Her renk auranın gezeceği ve auraları kullanmayı bilmeyenlerin eğitileceği bir müze.

2 Kuşak Sonrası: Holmes &WatsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin