Holmes'un ellerini görünce daha çok endişelendim. Holmes'un elleri sanki yanıp kül olmuş gibi kısım kısım külleşmiş ve külleşmiş kısımların arasından siyah damarlar geçiyordu.
Holmes'un ellerini avuçlarıma aldım ve Holmes'a baktım. Holmes surat ifadesini bozmadan bana bakıyordu.
Avuçlarımdaki elleri ovarak fısıldadım.
-Nasıl oldu bu Holmes? Kim yaptı bunu sana?
Holmes bir eliyle cebimdeki eldivenleri aldı. Onları takarken fısıldayarak bana cevap verdi.
-Ben yaptım.
Holmes'un dediğine bir açıklık getirmesi için beklerken bana eliyle gel işareti yaptı.
-Tamam. Sen kazandın. Benimle gel.
Holmes önden giderken sessizce onu arkasından takip ettim. Bir süre sonra bir mezarlığa geldik.
İçeri girdiğimizde Holmes mezarlıkta ilerlerken ortaya yakın bir yerde durdu.
Sonra arkasından gelen bana döndü.
-Lütfen Watson. Biraz geride dur, bu senin güvenliğin için.
Holmes'un dediğini yapıp birkaç adım geri çekildim ama çokta uzaklaşmadım.
Holmes derin bir nefes aldı ve eldivenlerini çıkardı. Sonra ellerini havada süzülürcesine hareket ettirip iki elinin arasında bir güç kümesi oluşturdu.
Holmes! O siyah aura sahibiydi.
İki elinin arasındaki siyah güç kümesini havaya doğru bıraktı ve küme Holmes'un başının biraz yukarısında durdu.
Sonra güç kümesinin içerisinden her mezara ayrı bir damar çıktı ve mezarlara doğru ilerledi.
Mezarlardan her bir damar o siyah güç kümesine enerji taşıdı.
Ölülerin çığlıkları, acıları ve ruhlarından geriye kalan diğer herşey o kümeye aktarıldı.
Küme beslendi ve Holmes'un kalbinin önünde durdu. Holmes gözlerini kapattı ve kümeyi alıp kalbine yaklaştırdı.
Yaklaştırdıkça yaklaştırdı ve küme göğsünden içeri girdi. Sonra bir anda Holmes'un gözleri açıldı.
Simsiyah olmuş gözleri bir anda kapandı ve Holmes dizlerinin üstüne düştü.
Hemen yanına gittim ve yerden kaldırdım. Holmes toparlandı ve demin ki kadar olmasa da yinede siyah olan o gözleriyle bana baktı.
-Teşekkür ederim Watson. Hadi eve doğru yol alalım ve sana her şeyi anlatayım.
Holmes'a başımı salladım ve yola koyulduk.
Holmes ile yürümeye başladığımızda ellerinin külleşmiş kısımlarının küçüldüğünü ve siyah damarların bu yüzden arttığını görünce içim rahatladı.
Yavaş yavaş iyileşiyordu. Ben bunları düşünürken Holmes bir otobüs durağına yaklaştı ve oturdu. Ben de yanına oturdum.
Holmes gözünü yerden ayırmadan anlatmaya başladı.
-Siyah auraya sahip olduğumu sana söylemedim. Çünkü senin bu sihir işleriyle bir alakan yok sanıyordum. Beyaz auraya sahip olduğunu öğrendiğimde ise beyaz auranın hiç kullanılmadığını ve bu sebeple seninde tecrübe kazanmanın zor olduğunu bildiğim için seni daha şimdiden sıkıntıya sokmak istemedim.
-Peki ya elin nasıl bu hale geldi?
Holmes elini uzattı ve elinde küçük bir enerji kümesi oluşturdu. Sonra onu elime verdi ve anlatmaya devam etti.
-Ben auramı annemden iki yıl önce aldım. Annemin bir anda bu muazzam güçten vazgeçtiğini görünce ilk başta şaşırdım ama sebebi oluşucak bir patlamayı önlemekmiş.
Elimde küme ile oynarken bir yandan Holmes'u dinliyordum.
-Patlama mı?
-Evet. Siyah aura uzun süre etkisiz kalır ve kullanılmazsa güç patlaması yaşama ihtimali artar. Bu güç patlamaları kaldırılabilir düzeydedir. Çok zarar vermez ama annemin durumu farklı. Annem yaşından dolayı eğer bu patlamayı gerçekleştirseydi ölebilirdi ve onun ölümü siyah auranın ortaya çıkması demekti. O bunu engelledi ama kuralları bozduğu ve bana daha ölmeden siyah aurayı verdiği için onun ruhundan faydalanamıyorum. Bu da diğer ruhlardan faydalanmam gerektiği anlamına gelir.Yapamadığım zamanlarda ise bu tür belirtiler gösteriyorum.
Holmes elimdeki kümeyi yok etti ve elim külle kirlendi. Elimi temizledim ve ayağa kalktım.
-Hadi Holmes eve gidelim yoksa cidden hasta olacağız.
Ayağa kalktı ve koluma girdi. Eve doğru yol aldık.
*******
Yazar:Arima
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2 Kuşak Sonrası: Holmes &Watson
FantasiDöneminin en ünlü dedektifi olma ünvanına sahip olan Sherlock Holmes ve vazgeçilmez dostu John Watson'ın torunları bir vasiyet amacıyla bir araya gelirler. Dedelerinden kalan bu vasiyetin sadece eskileri yadetmek için olduklarını düşünselerde bu bul...