Mike kitaplığın önündeki bütün kitapları gücünü kullanarak etrafımızda bir çember gibi yerleştirdi. Havada etrafımızda daire çizen kitapları sırayla gözden geçiriyorduk. Holmes ise Küllerle kaplı elini sırtının arkasına saklamış, diğer eliyle Sally'nin durmadan titreyen siyah damarlı elini inceliyor ve onu sakinleştirmeye çalışıyordu.
Bir sürü kitap elimizden geçtiğinde hiçbir şeyi bulamamanın verdiği çaresizliğe kapılmıştık. Mike ile telaşla son umutları karıştırmaya devam ediyor ve bir cevap bekliyorduk.
Son kitap da elimizde bir hiddetle kapandı; umutsuz vaka.
Mike ile son kitabında raflarda yerine geri gitmesini izledik ve Holmes bize bir cevap beklercesine baktı.
Hiçbir şey yoktu.
Yavaşça kafamı olumsuz anlamda salladığımda Holmes tekrar önüne döndü. Başı eğik düşünüyordu. Sonra sırtının arkasına sakladığı elini yeniden inceledi ve ondan beklenir bir şekilde yine kendisini topladı ve ayağa kalktı.
Sally'de telaşla bize döndü. Holmes kalktı ve Mike'ın Sally'nin durumunu kontrol etmesini sağlamak adına geri çekildi.
Sally hala elini kontrol etmeye en azından titremesine engel olmaya çalışıyordu. Damarlar daha çok belirginleşmişti ve kılcal damarlar gibi küçük siyah çizgilerde elinde belirmeye başlamıştı.
Holmes'un yanına gittim ve omzuna dokundum. Mike bize dönerek konuştu.
-Evde bu kitaplıktan başka sihirle ilgili bilgilerin bulunduğu bir eşya var mı?
Holmes sessizce düşündü. Gri gözleri kısa sürede aydınlandı.
-Aslında var.
Sonra bana döndü. O anda ne demek istediğini anlamıştım. Hızlıca çalışma odama girdim ve kliniğimde bulunan parşömeni alıp geri döndüm.
Parşömen uzun zamandır açılmamıştı ve oldukça çalışmaz durumdaydı ama bu son umudumuz olabilirdi.
En azından ne olduğunu öğrenip başımıza gelen olayın iyi mi yoksa kötümü olduğunu öğrenmek bize avantaj sağlayacaktır.
Mike elimdeki parşömeni gördüğünde kitaplıktaki kitapları gücüyle çekip bir nevi havada süzülen bir masa oluşturdu ve parşömeni oraya serdim.
Parşömen boştu ve eskisinden daha renksizdi. Mike parşömeni incelemeye başladı. Eliyle dokusunu incelediği kağıda şüpheyle bakıyordu.
-Bu bir iletici.
-Evet bana auramı iletende oydu.
-İletici mi? Sadece bir aura deposu değil mi?
Holmes'un bu sorusunu anlamamıştım. Mike gözünü parşömenden ayırmadan konuştu.
-Emin değilim.
Holmes, Sally'i ayaklandırdı.
-O zaman emin olalım.
Holmes, Sally'i kitaptan masaya getirdi ve Sally'nin sorunlu elini tutarak parşömene bastırdı.
Parşömen Sally'nin eliyle beraber karardı ve Holmes elini çekti. Sally sanki parşömenin gücünü gerçekten hissediyordu.
Holmes sakince sordu.
-Ne görüyorsun Sally?
**********
Yazar: Arima
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2 Kuşak Sonrası: Holmes &Watson
FantasíaDöneminin en ünlü dedektifi olma ünvanına sahip olan Sherlock Holmes ve vazgeçilmez dostu John Watson'ın torunları bir vasiyet amacıyla bir araya gelirler. Dedelerinden kalan bu vasiyetin sadece eskileri yadetmek için olduklarını düşünselerde bu bul...