64. BÖLÜM: Güçsüz Umutsuz

9 2 1
                                    

Gittikçe yaklaşan bu ruhun ne anlama geldiği hatta bir ruha ait olup olmadığı bile belli değildi. Holmes belli etmeden ayağının altına baktı.

Karanlık yoğun bir duman göründü. Bu tür ruhani varlıklardan kaçmanın kötü sonuçlanacağını biliyordu. O yüzden oturuşunu düzeltti ve nefes aldı. Kolundaki küllerin sanki o gelen güce karşı sinirlendiğini hissetti.

Kolunu kontrol etmeye çalıştı ve sessizliğini korudu. Yoğun duman birleşti ve Holmes'un yanında oturan bir silüete dönüştü. Belirsiz silüetten bir ses Holmes'a seslendi.

-Bir fikrim var.

**********

Sabah olduğunda yatakta kalma gereği duymayarak hazırlandım ve aşağı indim. Oturma odasında kimseyi göremeyince Sally'nin artık uyanmış olduğunu düşünerek misafir odasına girdiğimde Sally'i uyanmış kitap okurken buldum.

-Biraz daha iyi gibisin. Bir şeye ihtiyacın var mı? Getirebilirim.

-Hayır, yok. Teşekkür ederim.

-Sorun değil.

Kapının eşiğine yaslandım.

-O zaman ben seni rahatsız etmeyeyim. Biraz kafanı toparla akşam konuşuruz.

-Peki tekrar teşekkür ederim. Şey, peki Bayan Enna nerede?

-Hala uyuyor olmalı. Gidip bir bakayım.

-Peki.

Sally kitabına geri döndü. Ben ise yavaş adımlarla yukarı çıktım.

**********

Holmes yatağında oturur vaziyette duruyor ve bir yandan elindeki külleri hareket ettirerek çeşitli şekiller yapıyordu.

Hala bu ve akşam olanlar ile ilgili kafasında soru işaretleri vardı. O düşüncelere dalmış iken kapı çaldı ve küller eskisi gibi eli sardı.

*********

İçeri girdiğimde Holmes yatağında oturur vaziyetteydi. Ben geldiğimde kalktı ve yanıma doğru geldi.

-Günaydın.

-İyi sabahlar Watson.

Odadan çıktı ve aşağı doğru yol aldı. İlerlerken konuşmaya devam etti.

-Yorgun olduğunu görüyorum. Umarım gece nöbet tutmaya kalkmadın.

-Hayır. Yapmadım.

-Ne güzel. Senin adına sevindim.

Holmes, Sally'nin kapısını çaldı ve içeri girdik.

-Günaydın efendim.

-Günaydın Sally. Beni görmek istemişsin.

-Ben sana böyle bir şey-

-Söylemedin biliyorum Watson ama ben anlayabiliyorum. Bugün her zamankinden daha dağınık bir zihne sahibim. O yüzden çalışmam gerek. Buyur Sally. Seni dinliyorum.

Sally konuşmaya başlarken Holmes Sally'nin hala siyah damarlarla kaplı elini aldı ve evirip çevirip incelemeye başladı.

-Açıkçası çok acil bir şey yok. Bay Lowell akşam konuşabileceğimizi söyledi.

-Ne güzel. Akşam da konuşuruz. Şimdi iş zamanı. Evet lütfen hafızanı çalıştır ve bu işi bir an önce çöz Sally. Ne gördün? Ne duydun ve ne hissettin? Bütün varsayım ve bilgileri önümde istiyorum. Lütfen hızlı ol.

Sally bütün gördüklerini anlattı ve duygularını paylaştı. Sonra ise tekrar sessizleşti.

-Siz ikinizden son bir ricada bulunmak istiyorum. Bu anlatılanları şimdilik Mike'a iletmemelisiniz. Büyük ihtimalle şuan duygularını düzenleme çabasında. Bu yüzden bir süre ona yeni bir dert açmasak iyi olacak. ~H

-Sence anlatmadığımız için kızmaz mı?~W

-Ona anlatmamak için çırpınmayacağız zaten. Onun sormasını bekleyeceğiz.~H

Holmes Sally'nin eline biraz daha baktı ve odadan çıktı. Kapıyı kapatırken de Sally'e bir şey hatırlarsa haber vermesini söyledi.

Ortak çalışma odasına girdiğimizde masasına bir tur dönüp oturdu ve konuşmaya başladı.

-Bana yeni bir dava bul Watson.

Şaşkınlık ve sinirle bağırdım.

-Nasıl yani bu tür bir durumda davalarla mı uğraşacaksın? Farkında mısın bilmiyorum ama şuan normal bir dünya işinden daha önemli bir sıkıntımız var! Bir düşmanımız var ama kim olduğunu hatta insan olup olmadığını bile bilmiyoruz! Her şey karışık ve sen böyle bir durumda yardım etmek yerine dava peşinde mi koşacaksın?

Holmes ses seviyesini koruyarak cevap verdi.

-Şuan yardım ediyormuş ya da düşünüyormuş gibi yapmaktan başka hiçbir şeye yaramayacağız.

-Ama saldırmalıyız. Düşmanımız her kimse ona karşı gelmeliyiz!

-Biz güçsüz olan tarafız Watson. Erkenden atağa geçmemiz sadece sonumuzu erkenden getirir.

-Sen siyah aurasın. Tabi ki de güçlüsün!

Holmes aniden ayağa kalktı.

-Benim bir işlevim yok!

Anlamsızca Holmes'a baktım.

-Benim hiçbir gücüm yok. Sana önceden de söyledim. Aura beslenemiyor. Hangi şartlar altında onu dengelemeye çalıştığımı biliyor musun sen? Fazladan bir miktar güç kullanımı bile şuan bütün vücudumu başka bir kişiliğe çevirir!

Holmes sakinleşti ve yavaşça yerine oturdu.

-Yine de işlevsiz değilsin. Tecrüben var.

-Gücün yoksa tecrüben de bir işe yaramaz Watson.

Külle kaplı elini hafifçe döndürüp külleri hareket ettirdi. Elinde bir küre olarak tuttu.

-Kendimi sadece küllerle kandırıyorum.

Yine ayrı bir şaşkınlıkla bakakaldım.

-Küller seni dinliyor mu? Ne zamandan beri?

Holmes sessizce küllere bakıp hareket ettirerek cevap verdi.

-Dün akşamdan beri. Onlarla iletişime geçmeye başladım.

-Belki bu senin güç kazanmana yardım eder.

Holmes elini tekrar külle kapladı. Sonra ise ayaklandı ve yanıma geldi.

-Umutlarına hayran olduğumu bilirsin Watson ama bu sefer maalesef destekçin olamayacağım.

İşaret parmağıyla beni işaret ederek konuştu.

-Şimdi bana bir dava bul.

Bu cevabından sonra odadan ağır adımlarla çıktı ve beni yine ve yine bir belirsizlik içinde bıraktı.

*******
Yazar:Arima






2 Kuşak Sonrası: Holmes &WatsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin