33. BÖLÜM:Deli Arkadaş

7 1 0
                                    

Holmes'un bana aktardığı bu hikaye sanki bir anı gibi zihnime yerleşti. Hafızam geri gelmiş gibiydi.

Holmes ayağa kalktı ve bana döndü.

-Zihnin şu anda çalışmaya müsait değil. Hadi yolumuza bakalım.

Ayağa kalktım ve Holmes ile beraber yürümeye başladık.

-Doğruyu söyle Holmes. Dava çözerken hiç auranı kullandın mı?

Holmes hafifçe sırıttı ama bu sırıtış evet demek değildi.

-Bu gücü ilk aldığımda yapabileceklerimin sınırını keşfetmek için bunu denemiştim ama inan bana siyah aura kullanıp bir dava çözmek hiç bana göre değilmiş. O kadar yeteneksiz hissettiriyor ki ve aynı zamanda eğlenceli de değil. O yüzden zekamı kullanmayı tercih ederim.

Holmes'a sırıttım ve devam ettik.

Bay Steve'in evlerinin önüne geldiğimizde saat dört buçuk olmuştu. Bay Steve'in evi iki katlı müstakil bir evdi ve etrafı yeşilliklerle kaplıydı.

Bu ev bir ormana çok yakındı ve yakınlarda çok ev yoktu.

Kapıyı çaldığımızda Bay Steve ve eşi kapıyı açtı. Geleceğimizi bildikleri için hazırlanmış bekliyorlardı.

Holmes ile içeri girdik ve Bay Steve'in eşi Bayan Sarah bizi oturma odasına davet etti.

Holmes Bay Steve'in herşeyi anlattığını ama yinede olanları birde ondan dinlemek istediğini fakat önce çocukları uyurken kontrol etmek istediğini açıkladı.

Bayan Sarah bize üst katta çocukların odasını gösterdi. İçeri sessizce girdik ve karşılıklı yataklarında uyuyan çocukları gördük.

Holmes Bayan Sarah'a dışarıda beklemesini söyledi. Uyuyan çocuklar çok derin uyuyor gibiydi.

Holmes Tom'u gösterdi. Bende ona yaklaştım. Tom'un suratı bana  dönüktü. Tom'u incelediğimde yastığının bir kısmını elinin içine aldığını ve o nedenle yastığın o kısmının buruştuğunu gördüm.

Çocuk üşümemişti. Cam kapalıydı. Odada hafif bir koku vardı ama bu hiç oda kokusuna benzemiyordu. Bayan Sarah'ın kendi karışımı olabilir diye düşündüm ve devam ettim.

Tom'a biraz daha yaklaştım ve nefes alış verişini kontrol etmeye çalıştım. Sanki sakinleşmeye çalışan biri gibi nefes alıyordu. Derin ve aralıksız.

Sonra Tom'dan tekrar uzaklaştım ve surat ifadesini incelemeye başladım. Yüzünde biraz rahatsız bir ifade vardı.

Sonra Tom hafifçe gerindi ve rahatsız ifadesini bastırarak yatağında döndü. Sonrada hafifçe yatakta oturdu.

Gözleri hala kapalıydı ama uyanmıştı. Bende o sırada sırtı ona dönük olmasına rağmen Emily'i inceleyen Holmes'a yaklaştım ve kapıyı açtım.

Kapının eşiğinde beklerken Tom gözlerini açtı. O sırada Holmes hala Emily'nin başındaydı.

Tom bize anlamsız gözlerle bakarken şaşkınlıkla ve uykulu bir şekilde sordu.

-Sizde kimsiniz?

Ben tam cevap verirken Holmes atıldı ve küçük çocuğa döndü.

-Günaydın küçük dostum. Ben Enna Holmes. Bu da arkadaşım Lowell Watson.

Çocuğa elini uzattı. Tom uyku sersemliği ile Holmes'un eline uzandı.

-Günaydın. Bende Tom ama neden buradasınız?

Tom'un yanına yaklaştım ve önüne çömeldim. Tam cevap verirken Holmes beni başımdan hafifçe itti ve ben de dengemi kaybedip yere oturdum.

Tom buna gülerken Holmes hafifçe bana sırıttı ve susmamı söyledi. Sanırım ani bir plan yaptı ama keşke bunu biri bana da haber verse.

Ben çaresizce ayağa kalkarken Holmes Tom'un yatağına oturdu.

-Buraya oyun oynamaya geldik küçük dostum.

Tom şaşırdı ve aynı zamanda sevindi.

-Büyükler oyun mu oynuyor?

Diye sordu şaşkın ve masum bir şekilde bu çocuklara neden deli dediler anlamak güç.

Holmes'un tıkandığı nokta işte burasıydı. Çünkü Holmes genelde hep açık sözlüdür ama bir çocuğa kendi oyun anlayışının diğer insanların yaptığı bütün vahşet ve vicdansızlık içeren davalarını çözmek olduğunu söylemek ona bile fazla.

O anda ileri atıldım ve Holmes'un yanında hafifçe çömeldim. Holmes'un omzundan destek alarak durdum.

-Tabiki hepsi değil ama bazıları oyun oynamak için can atıyor. Mesela biz.

Tom'un gözleri parladı ve o sırada Emily'nin kalktığını gördük. Uyanmıştı ve bize anlamsızca bakıyordu.

Tom, Emily'e döndü ve bizi gösterdi.

-Bak Emily arkadaş.

Emily uykulu bir şekilde bize bakarken onun yanına gittim. Yatağına oturdum ve elimi uzattım.

Kendimizi tanıttıktan sonra Holmes ayağa kalktı ve kahvaltı vaktinin geldiğini söyledi.

Çocuklar ellerimizden tutup bizi kahvaltı için aşağı sürüklediklerinde bizim yüzümüzde zaferle aydınlanan bir sırıtış vardı.

Hem çocukları mutlu etmiş hemde onların sorunlarını çözmek için en iyi yola adım atmıştık.
********
Yazar:Arima

Umarım beğenirsiniz. Yorum yapmayı unutmayın.

2 Kuşak Sonrası: Holmes &WatsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin