Mike ve Holmes olayı anlamış gibi duruyorlardı fakat yüzlerinde kayda değer bir üzüntü ifadesi yoktu.
Holmes sakinleşti ve ortam sessizleşti. Usulca gitmek ve onları yalnız bırakmak için arkaya döndüğümde Holmes durmamı söyledi.
-Buna gerek yok.
Yerimde kalakaldım ve tekrar onlara döndüm. Tekrar herkes koltuklara oturdu ve Holmes, Mike'a çeşitli sorular sormaya başladı.
-Her şeyi düzgünce anlat! Sana tam olarak ne söylendi?
Mike iç çekti ve devam etti.
-Kesinlikle ama kesinlikle buralarla bir bağlantılarının kalmasını istemediklerini ve kağıt üzerinde ölmek istediklerini söylediler. Aynı zamanda bu bizimle de iletişimi kesmeleri demek oluyor. Yani gittikten sonra gerçekten ölseler bile bizim bundan haberimiz olmayacak. Bir nevi erken ölüm gibi bir şey.
Mike'ın bu anlattıklarından sonra Holmes'a döndüm. Oldukça sessizdi.
-Peki bunu neden senden öğreniyorum? Bu ciddi bir konu ve kesinlikle yüzyüze konuşulmalı.
Mike bilmediğini anlatmak adına ellerini açtı. Sonra devam etti.
-Gerçekten bilmiyorum ama belgeler hazırmış. Kısa süre içinde haberlere düşer, bir cenaze töreni düzenlenir ve bu onları son görüşümüz olur.
-Bunu neden yaptıklarını biliyor musun?
-Hayır. Söylemediler. Bunu bile zor öğrendim zaten.
-Yani bu ölümden bizimde haberimiz olmayacaktı, öyle mi?
Mike üzüntüyle başını salladı ve kafasını eğdi. Holmes ise ayağa kalktı ve odada yavaşça dolanmaya başladı.
Mike başını ellerinin arasına aldı ve sessizliğini korudu. Ben ise ne yapacağımı bilemedim. Bir aile probleminin ortasında kaldım.
Nasıl teselli edebileceğimi ya da yardım edebileceğimi bilmediğim için öylece kaldım.
Holmes bir süre sonra gergin bir şekilde apar topar dışarı çıktı. Mike hala sessizliğini koruyordu.
Ona yardımcı olmak istediğimden dolayı yanına oturdum ve elimi omzuna koydum.
İç çekti ve kafasını kaldırdı. Bir an bana baktıktan sonra tekrar yere baktı.
Konuşmaya başladı.
-Neden bunu yaptıklarını anlamıyorum. Bu ................bu çok ............... bencilce.
Bir şey söyleyemedim. Onlarla ne kadar empati kursam bile şuan hiçbir tesellinin onlara iyi gelmeyeceğini biliyordum.
O yüzden sadece yakınlarında durup onlara güven verebilirdim.
***********
Holmes misafir odasına girdi. Sally hala baygın bir haldeydi. Holmes yatağın yanındaki berjere oturdu ve bacak bacak üstüne attı.Artık ne yapacağını düşünmeliydi. Mantıken artık bir ailesi de yoktu. Sally'e döndü ve duymadığını bilmesine rağmen kısık sesle konuşmaya başladı.
-Beni böyle görsen ne derdin? Yani hastanede dediklerine benzer mi olurdu? Yoksa sende mi pes et derdin?
Holmes kendi kendine güldü ve devam etti.
-Hiç ailenden bahsettiğini hatırlamıyorum. Annen....baban...... kardeşlerin. Takip ederken de hiç görmedim. Onları kim sildi? Sen mi yoksa....?
Holmes kafasını iki yana salladı ve geri çekildi. Bu konuşmaların şuan anlamsız olduğunu biliyordu. Tekrar düzgün bir pozisyonda oturdu ve Sally'nin uyanmasını beklemeye başladı.
*****************
Mike en sonunda ayaklanmıştı. Yanına gittim ve onu sakinleştirmeye çalıştım.
-Evine gidip biraz dinlensen iyi olacak. Eğer bir şeye ihtiyacın olursa çekinme buradayız.
Bir yandan da Mike'ı kapıya kadar geçiriyordum. Mike gitmeden arkasını döndü.
-Teşekkür ederim Lowell.
Omzumu sıvazladı.
-Sen iyi bir dostsun.
Ona gülümsedim ve Mike evine doğru yol aldı. Kapıyı kapattım ve Holmes'un odasına doğru yol aldım.
Onu orda bulamayınca belki Sally'nin yanına gittiğini düşünerek misafir odasına yöneldim.
Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Holmes yatağın yanındaki tekli koltukta oturuyordu. Dalgındı ve yere bakıyordu.
Geldiğimi fark etmişti ama kafasını kaldırmamıştı. Ona nasıl yardımcı olabileceğimi sorduğumda ancak bir tepki gösterdi ve bana döndü.
-Sana nasıl yardım edebilirim?
Holmes şaşkındı.
-Yardım?
-Evet yardım. Yanlış anlama ama bende bu tür bir durumda ilk defa kalıyorum ve eğer bana nasıl yardım edebileceğimi söylersen belki-
Holmes güldü. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken Holmes bu halimi görünce devam etti.
-Sağol Watson. Ben iyiyim.
-İyi misin?
-Evet, yani kendimce.
-Peki.....
Holmes neden uzattığımı anlamaya çalışıyordu.
-Emin misin?
Holmes tekrar sakince gülümsedi.
-Evet. Eminim.
Holmes'u güldürebilmenin zaferi ile Sally'e baktım. Holmes anlamış olacak ki anlatmaya başladı.
-Durumu iyi. Gücünü bizzat ben düzenledim. Her şey yolunda fakat uzun süre uyuyacak.
-Ne kadar süre?
-Bir günü aşmaz.
-Güzel peki o zaman iyi geceler.
Holmes gülümsedi.
-İyi geceler Watson.
Odadan çıktım ve herkesin sabaha iyi olmasını umdum.
****************
Holmes kendi kendine güldü ve Watson'ın arkasından şu sözleri kurdu.-Küçük çocuk.
Cebinden telefonunu çıkardı ve saate baktı. Sonrada Sally'e veda edip kısa bir yürüyüş için sokağa çıktı.
************
Yazar:Arima
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2 Kuşak Sonrası: Holmes &Watson
FantasíaDöneminin en ünlü dedektifi olma ünvanına sahip olan Sherlock Holmes ve vazgeçilmez dostu John Watson'ın torunları bir vasiyet amacıyla bir araya gelirler. Dedelerinden kalan bu vasiyetin sadece eskileri yadetmek için olduklarını düşünselerde bu bul...