18. Bölüm -Ceset-

10.1K 193 20
                                    

Ayak sesleri yaklaştıkça ölümün yaklaştığını da hissediyordum. Hakan gelmişti. Elinde silah vardı. Gelene kadar o silaha baktım. Beni vuracağından emindim. Son sözlerimi içimden söylüyordum. Bütün bakışlarım silahaydı. Beynimin içi az önce duyduğum silah sesiyle doluydu. Tekrar silah sesi duymayı beklerken Hakanın sesini duymuştum ve korkup yerimden sıçramıştım.

- Seni vuracağımı mı düşünüyorsun?

dedi.

-

10 Dakika Önce -

Bütün öfkemle bakıyordum Badeye. Ondan nefret etsemde nedenini bilmediğim bir şekilde hâlâ bir tarafım seviyordu onu ama bu onu affedeceğim anlamına gelmezdi. Bana korkan gözlerle bakıyordu. Ben bana aşk dolu gözlerle bakmasını isterken o bana bir canavarmışım gibi hissettiriyordu.

O sırada telefonum çaldı. Arayan Halildi. Bizi buraya getiren şoför arkadaşımdı. Telefonu kapatıp odadan çıktım. Dışarıya da çıktıktan sonra yanına gittim.

- Ne oldu?

dedim. Baktığı yöne bakınca Badeyle bakıştığını gördüm. Kendisini buraya getiren kişiden yardım istiyordu. Bu çaresiz halini görmek beni üzse de hakediyordu bunu. Halil bana döndükten sonra konuşmaya başladı.

- Kiraladığın arabanın sahibi arabasını yarın istiyormuş.

- Ne? Biz iki gün için anlaşmıştık.

- Evet ama istedi ne diyebilirim?

- Ya sikeceğim, aptal aptal iş yapıyorsunuz. Neyse tamam göndeririz bu arabayı benimkini getirirsiniz.

- Emin misin?

- Emin olmasam söyler miyim Halil? Salak salak sorular sorup benim canımı sıkma.

Arkamı dönüp gitmeye hazırlanmıştım ki Halilin söylediği söz ile durdum.

- Hakan, bu kızı ne yapacaksın?

Halile iyice yaklaştım.

- Sana ne Halil?

- Getirirken öyle demiyordun ama.. Şimdi bu kızı ne yapacaksın bilmiyorum ama işin bittikten sonra bıraksan da biraz bende mi kullansam? Acayip güzel ya..

Bu cümleler beynime işlemişti. Öyle sertti ki, gözlerimin ateşe döndüğünü hissedebiliyordum.

- Kullansan..

dedim tekrar ederek. O kadar sinirlendirmişti ki bu beni. Önce duraksadım. Ardından belimde tutturduğum silahı çekip hiç düşünmeden Halili omzundan vurmuştum. Yere yığılmıştı çöp torbası gibi. Hoş, benim için artık bir farkı yoktu da.

Dediklerini Badeye söylediği için mi bu kadar sinirlenmiştim yoksa sadece bunları demesi mi beni sinirlendirmişti bilmiyorum.

-

Ağlamak üzereydim. Dokunsalar ağlayacaktım. Sorduğu soruyla karşı karşıyaydım. "Seni vuracağımı mı düşünüyorsun?" Hakana baktım.

- Vurmayacak mısın?

dedim. Silahı beline geri koydu.

- Daha değil.

dedikten sonra odadan yine çıktı. Korkuyordum ve bunu sonuna kadar hissediyordum. Yine gitmişti. Bu sefer hangi olayla dönecek diye bekledim. Beş dakika dolmadan geri gelmişti. Elinde büyükçe bir poşet vardı. Kenara koyduktan sonra yanıma yaklaştı.

Soru sormaya dahi korkuyordum. Duvara yaklaştım iyice. Kolumdan tutarak beni ayağa çekti. Ayağa kalktıktan sonra titreyerek baktım ona. Poşeti bıraktığı yere gidip içinden büyük bir makas çıkardı. Ardından bir şişe su. Makası da beline yerleştirip yanıma yaklaştı. Cebinden ilaç çıkardı.

- İç şunu.

dedi, suyu ve ilacı uzatarak. Hiçbir şey yapmadan ona bakıyordum sadece. İlacı ağzıma sokup suyu da ağzıma getirince ilacı içmek zorunda kalmıştım. Ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. İlacı içtikten sonra yine odadan çıktı. Olduğum yerde kıpırdamadan öylece duruyordum. Elinde bir sandalyeyle geri gelmişti. Yanıma kadar getirip bıraktı ve yine emir verdi.

- Otur.

Titremeye devam ederken oturdum. Biraz kendimden geçmiş gibiydim. Sanırım bu ilacın etkisiydi. Ben sandalyede oturup kendimden geçerken o beni izliyordu. Bayılacak gibiydim. Elimi kaldıracak halim kalmamıştı resmen. Bana iyice yaklaşmaya başladı.

Baygın gözlerle bakıyordum. Beline yerleştirdiği makası çıkardı. Üstüme doğru getirince kendimi savunmak için elimi kaldırmak istedim ama elim tutmuyordu. Sadece biraz kaldırabilmiştim o da buna yetmemişti. Birden kıyafetlerimi kesmeye başladı. Tepki veremiyordum. Önce üstümdekini ardından altımdakini kesmişti.

Aradan uzunca bir zaman geçmişti. Artık üstümde sadece sütyenim ve külodum vardı. Çorabıma kadar çıkarmıştı, kesmişti. Açık olan saçlarımı da toplamıştı. Hâlâ elinde tuttuğu o makası bu sefer tenimde gezdirmeye başladı. Hafif bastırıyordu ve bu da beni korkutuyordu. Bulunduğu yerden kalkıp poşete geri gitti. İçinden ne çıkardığını göremedim. Baygın gibiydim ve kolumu kaldıracak halim yoktu.

Elinde kesici bir alet vardı. Yanıma kadar gelmişti. Bana yaklaşıp oturduğum yerden kaldırdı ve yere bıraktı yavaşça. Uzanıyordum artık. Bir süre vücuduma baktı. İnceledi. Bense tamamen bitmiş halde tavana bakıyordum. Üşüyordum, titriyordum ama kolumu, bacağımı oynatamıyordum. Hakan bana yaklaşıp üzerime oturdu. Üstündeki ceketi çıkarmıştı.

Elinde tuttuğu usturaya benzeyen ama adını bilmediğim o şeyi omzuma getirdi. Ve beni kesmeye başladı.

SADİST +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin