31. Bölüm -Acı Aşk-

5.3K 120 3
                                    

Günden güne eriyordum.. Bu süreç içerisinde çok kilo verdim. Beni görenler "Erimişsin, bitmişsin." diyordu. Bense aşk denen şeyin ne olduğunu anlıyordum gün geçtikçe. Ne kadar acı veren bir şey olduğunu.. O günün üstünden bir hafta geçmişti. Bu hafta boyunca hiç dışarıya çıkmamıştım, ayrıca yataktan da. Yemeği annem ya da ablam getirir bana yedirirdi ben de tuvalete kalkıp geri yatağıma girerdim.

Ailem bunun sebebinin tekrar kaçırılmama bağlıyordu oysa olay çok daha farklıydı. Eğer onlara Hakanı sevdiğimi söyleseydim bana çok büyük tepkiler verirlerdi. O yüzden bütün gün yatağımda uzanıp ağlıyordum. O haftanın sonunda Yaren beni ziyarete gelmişti. Bir süre baktı bana hiç konuşmadan. Halime acıdığı o kadar belliydi ki gözlerinden.. Gözleri doluyordu.

- Bu nasıl bir şey ya? Gözlerimin önünde eriyip gittin Bade.

cevap vermedim, hep aynı şeyleri duymaktan sıkılmıştım. Durdu biraz, tekrar bir şeyler söylemek için dudaklarını araladı.

- Yok bu böyle olmaz.. Daha fazla bu durumda olmanı kaldıramam ben.

dedi ve birden kalkıp gitti. Beni görmenin ona iyi gelmediğini düşündüm. Bir şey demedim. Gözlerimi kapattım ve uyumaya çalıştım.

Yaren*

Badeyi öyle görmeye dayanamıyordum.. En yakın arkadaşım aylar içerisinde bambaşka birine dönüşmüştü. Bunların sorumlusu Hakandı evet ama Bade onunla olmak istiyordu ve olurlarsa mutlu olacaklarına inanıyordu. Badeyi daha fazla öyle göremeyeceğimi anlayınca evden çıkıp Merti aradım.

- Alo, Mert.. Bade çok kötü. Mahvoldu kız ya.. Çok kötü halde, ben onu öyle görmeye dayanamıyorum.. Bir şeyler yapalım lütfen..

- Ben de çok üzülüyorum ama vazgeçmiyor o çocuktan ne yapacağız?

- Madem bitmiyor, biz de tekrar beraber olmalarını sağlayalım o zaman.

- Nasıl?

- Hakana gidelim ikimiz, konuşalım. Bizi anlayacağını düşünüyorum. Belki Bade kendini doğru ifade edemiyordur.

- Olur tamam, haklısın. Sen adresi öğren ben almaya gelirim seni.

Umarım işe yarar dedim içimden defalarca. Badenin tekrar mutlu olması için elimden ne geliyorsa yapmaya hazırdım, Mertte öyle.

Hakan*

Zar zor geçmişti bu hafta. İzmirde kalmaya devam ettim. Burası Antalyadan uzaktı ve bana iyi gelmişti. Badeyi son görüşümden sonra rüyalarıma girmeye başlamıştı. Rüyamda onu sürekli ağlarken görüyordum, dokunmaya çalışıyordum, sarılmaya, öpmeye.. Ama olmuyordu. Uyanıyordum.. Yarıda kalıyordu, ona ulaşamıyordum da. Belki Ecem olmasa beraber olabilirdik diye düşünüyordum. Zaten ayrılmak istiyordum Ecemden, bulduğum ilk fırsatta bırakacaktım onu.

Saat öğleyi geçmişken kendime hazırladığım atıştırmalığı yiyordum o sırada kapı çaldı. Yemeği bırakıp kapıya gittim ve açtım. Geleni görünce şaşırdım. Abim gelmişti. Aylar sonra ilk defa görüyordum onu. Hapisteyken bir kere bile gelmemişti ziyaretime. Abim miydi değil miydi, belli değildi.

- Oo, Kaan bey? Hayırdır, neden geldiniz acaba?

Gözlerini kısıp içeriye girdi bana cevap vermeden. Arkasından gittim, sinirli şekilde. Koltuğuma oturup yayılmıştı. Ayakta durup baktım ona. Ellerimi iki yana açtım.

- Evet, neden geldin?

- Kardeşimin evine gelemez miyim?

- Sen çıkarın olmadan bana su bile vermezsin.

- Doğru konuş abinle, yoksa yersin dayağı.

Gözlerimi devirerek önündeki koltuğa oturdum.

- Abiymiş.. Yani şu yaptığın hareketler komik mi? Ne istediğini söylesene açık açık.

- Melis geliyor.

Melis.. Üvey kardeşim. Üniversiteye gidiyordu başka şehirde, aklım başıma gelmişti, doğru ya dedim, okullar tatil.

- Nasıl buraya mı?

- Evet, Antalyaya gitmek istemediğini söyledi buraya çağırdım.

- Sen de kalacaksın yani?

- Evet, sakıncası mı var?

- Yok sakıncası falan. İstediğini yap.

dedim. Birbirimize attığımız sinirli bakışlardan sonra tekrar kapı çalmıştı. Melis olduğunu düşünüp kalktım ve açtığımda ikinci şokumu yaşadım. Ecem gelmişti.

- Ecem?

- Aşkım!

diyip sarıldı birden. Ayrılıp yüzüne baktım.

- Nasıl geldin buraya, adresimi nereden buldun ve ayrıca burada olduğumu nereden biliyorsun?

Ecem 32 diş gülümserken arkadan abimin sesini duydum.

- Ben haber verdim. Sevgilin değil mi sonuçta?

Ecem içeriye girdikten sonra kapıyı kapattık. Abime öfke dolu bakışlarımın hepsini atarken Ecemle beraber içeriye girdik. Biraz sus pus otururken Ecem tuvalete gideceğini söyledi ona yeri tarif ettim. Ardından hemen abime döndüm.

- Ya sen ne karışıyorsun? Sana ne?

- Ne oldu kötü mü yaptım, hem Badeyi de silmiştin hani bitmişti o mevzu..

Badenin adını andığı an ayağa kalktım istemeden.

- Çocuk değilim ben anladın mı? Bir daha karışma hayatıma.

- Karışmam, sen de yaptığın aptallıkları iyi düşün tamam mı Hakancım?

Tekrar kapı çalmıştı. Gözlerimi sinirden kapatıp geriye yaslandım, burnumdan soluyordum. Kapı susmuyordu. Odada göz gezdirirken Ecemin telefonunu farkettim. Burada bırakmıştı. Daha öncesinden şifresini görmüştüm ve aklımdaydı. Güzel bir fikir gelmişti, hemen aldım ve açtım. WhatsAppa girip mesajlara baktım hızlı hızlı. "Nişanlımmm" diye biri kayıtlıydı. Numarasına bakıp telefonuma ekledim hemen. Sonra kapatıp yerine bıraktım.

Bir süre sonra adımın seslenişiyle kafamı yukarı kaldırdım. Melis gelmişti. Hemen gülen yüzümle beraber ayağa kalkıp koşarak sarıldım. Özlemiştim kardeşimi.

- Melis.. Hoş geldin güzelim.. Özlemişim seni.

- Ben de çok özledim sizi ya. Üç ay burada kafa dinleyeyim diye geldim. Hem özlem gideririz..

- İyi yaptın, aç mısın hazırlayayım mı bir şeyler?

- Yok Hakan abi diyetteyim ben.

- Ne diyeti bir deri bir kemiksin.

- Yok ya baya saldım bu aralar..

dedi. Biz konuşup sohbete dalmışken Ecem geldi. Hemen ayak uyduruyordu ortama.

- Merhaba..

- Merhaba, Melis ben.

- Ben de Ecem, Hakanın sevgilisiyim.

- Aa öyle mi, memnun oldum.

diye tanıştılar. Ecem İzmire günübirlik geldiğini söylemişti. Akşam yola koyuldu ve gitti. Melis ve abim Kaan bendeydi artık ve bu şekilde bir süre daha yaşamaya devam edecektik. Derken o akşam yine kapı çaldı. Gelenler hatırladığım kadarıyla Badenin arkadaşlarıydı.

SADİST +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin