44. Bölüm -Çığlık-

5K 66 0
                                    

Öptüğüm dudaklarından ayrıldım ve yüzüne baktım Hakanın.

- Beni nasıl bu kadar çok aşık ettin kendine?

dedim. Gülümsedi ve dudağını ıslattı.

- Bilmem, belki de beni seçtiğin içindir.

- Nasıl yani?

- Beni şikayet ettikten sonra bir daha beraber olmayız sandım. Çok üzüldüm ama içimde tutabildim, o sırada hapiste bakıştığım ve seni unutmama yardımcı olabileceğini düşündüğüm kızla beraber oldum ama herkesi sen sanmışım. Senin kalbin kadar temiz sandım herkesi, alıştırmıştın bana kendini. O kızla beraber olduğum her an aklımda sen vardın. Dilimle söyleyemesem de aklımda hep sen vardın yani ben seni seçmiştim. Sana aşığım Bade. Yaptığımız hataları düşünüp pişman olmamız yetiyor benim için, bir daha asla yaşanmayacak. Seni hiç bırakmayacağım.

Dediklerinin bir kısmı canımı acıtsa da hepsine birebir şahit olmuştum. Ben de konuşmak istedim ve bir kaç cümle söyledim.

- Birçok şeyden çok pişmanım.. Ama belki onlar olmasaydı bu kadar bağlı olamazdık. Belki de en doğru yol buydu, bilmiyorum.. Emin olduğum tek bir şey var, o da sana olan aşkım. Ve bunun için herkesi, her şeyi harcarım.

Gözlerine gülümseyerek baktım, sarıldık birbirimize. Kokusu içime çekerken gözlerimi kapattım, çok mutlu ve huzurlu hissediyordum. Gözlerimi tekrar açtığımda pencereyi gördüm. O pencereden dışarıya bakarken çığlık atıp yardım istediğim zaman geldi aklıma. Yavaşça Hakandan ayrıldım. Yüzüm düşmüştü, Hakan da bunu farketmişti. Anlamaya çalışıyordu bu yüzden biraz eğildi bana bakmak için ama ben dışarıya bakıyordum.

- Bir dakika..

dedim ve yanından ayrıldım yavaş yavaş. Arkamdan geliyordu.

- Ne oldu?

cevap vermeden yürümeye devam ettim. Önce dışarıya çıktım ardından pencerenin biraz ilerisine. Yavaş adımlarla geldiğim yere baktım. Eğilip toprağı okşadım parmak uçlarımla. O görüntü gözümün önüne gelmişti. Hakanın o tanımadığım adamı vurması.. Silah sesi tekrar kulağımda patlamıştı sanki o anı tekrar yaşamıştım. Ayağa kalktım ve Hakana baktım.

- Neden öldürdün onu?

- Ne öldürmesi, kimseyi öldürmedim ben.

yüzünde şaşkın bir ifade vardı. Onun vurmuş olduğunu gözlerimle görmesem inanabilirdim.

- Öldürdün Hakan, hani ben yardım istemiştim.. Sonra ikiniz bana baktınız, sen onu öldürdün..

- Hayır Bade. Ölmedi o.

- Nasıl?

- Omzundan vurdum ben onu, sinirle yaptım. Seni kaçırmamda yardımcı olan arkadaşlarım onu götürdü sonrasında. Sen o sırada baygın olduğun için duymadın hiçbirini.

- Anladım.. Çok korkunç bir görüntüydü..

- Sahi ya, sana bir şey soracağım. Sen polise bu olayı neden söylemedin?

- Bilmiyorum.. O zaman sadece kendi canımın derdindeydim.. Ve sen, bana pişman olacaksın dediğinde bile pişman olmaya başlamıştım ama kendime itiraf edemedim. Yani onu düşünemedim açıkçası..

- Aslında söylesen de pek bir şey değişmezdi çünkü benden şikayetçi olamazdı.

- Çok kötü bir andı gerçekten.. En çok o zaman korkmuştum senden.. Canavarmışsın gibi hissetmiştim.

yüzüm düşerken iki adımda yanıma gelip yanaklarımı avuçlarının içine aldı. Gülümsüyordu,

- Hâlâ korkuyor musun benden?

dedi. Ben de gülümsedim.

- Hem de çok..

dedim kinayeli bir şekilde. Tekrar dudaklarıma eğildi ve öptü. Ona karşılık vererek öpüşmeye devam ettim. Bir süre orada öpüşürken birden çığlığa benzer bir ses duyup ayrıldık. Bu ses ablamındı.

- Hakan, ablam mı bağırdı?

- Sanırım evet.

Biraz daha tedirgin bir şekilde bekledik ve tekrar çığlık sesi duyduk, ablam olduğuna emindim artık, başka hiçbir şey düşünmeden ormana doğru koştum.

- Abla!

SADİST +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin