29. Bölüm -Güven-

5.5K 136 6
                                    

- Bunun işe yarayacağına eminsin değil mi?

dedi Mert, ellerimi bağlarken.

- Evet eminim, adresi vermiştim ona. Tabii şimdi o Antalyada hâlâ. Biraz geç gelecektir.

- Ne zaman gideyim ben?

- Şimdi git istersen zaten köşede bekleyeceksin ya.

- Evet, merak etme biri gelirse ya da bir şey olursa hemen yanındayım. Korkma yani.

- Teşekkür ederim Mert, sen çok iyi bir arkadaşsın.

- Sen de öyle.

Mert gitmeden önce ağzımı bantladı, ellerimi ve ayaklarımı daha öncesinden ben sandalyeye otururken bağlamıştı zaten. İçimden bin türlü ihtimal düşünüyordum. Kafamdaki olay şuydu, ona daha önce kaçırıldığımı söylemiştim. Ve o adamın beni tekrar kaçıracağını söylediğini de söylemiştim. Adresi istemişti, vermiştim. Ben tekrar kaçırıldım ve o adresi biliyor. Buraya gelecek ve biz sarılıp barışacağız..

Aklımdaki plan buydu ama bir sürü ihtimal daha düşünüyordum. Mesela adres kaybolmuş olabilir bu yüzden hiçbir zaman gelemeyecek olabilir. Ya da belki de artık umurunda bile değildim. Gelmek istemeyecektir.. Ya da haberi çok sonradan almış da olabilir, o alana kadar beni bulmuş olabilirler. Bütün düşünceler kafamı şişirirken bekledim. Saat sabah 5'ti.

Hakan*

Babam hala telefonda konuşurken duyduğumun şaşkınlığı ile hemen haberleri açmıştım bütün kanalları gezdim, gece canlı yayın yapan bir kanalın anons verdiğini gördüm. Bu Badeydi.. "Daha önce de iki kere kaçırılan Bade Birinci, yine kaçırıldı." Kafam çalıştı o an, doğru ya dedim doğru evet Badeyi daha önce biri kaçırmıştı çocukken. Tekrar kaçıracağını söylemişti adresi de vermişti. Babamla konuşmayı kesip adrese baktım, panoma kaydettiğim için hemen aradım ve buldum. Eşyalarımı hazırlayıp, anahtarımı da alıp direkt yola koyuldum.

O kadar hızlı sürüyordum ki, bir de geceydi. Yaz olduğu için güneş erken doğuyordu. İzmire sabah 6 buçuk gibi gittim. Gözlerim uykusuzluktan kıpkırmızıydı. Verdiği adrese gittim, sokakları geçtim.. Arabayı durdurup hemen aramaya başladım. Bahsettiği yıkık dökük eve girdim ve sandalyeye eli ayağı bağlı ağzı da bantlanmış şekilde Badeyi gördüm. Beni görünce sanki "Sonunda!" dermiş gibi bakıyordu. Beni bekliyormuş gibi..

Onu sağ salim gördüğüm için çok mutluydum. Koşarak yanına gidip ağzındaki bandı çıkardım, ardından elini ve ayağını çözdüm. Çözdüğüm gibi sarıldık birbirimize.

- Çok korktum Bade, sana bir şey olacak sandım.

- Biliyordum geleceğini..

dedi, sıkı sıkı sarılırken onu bırakıp yüzüne baktım.

- Nerede o şerefsiz söyle, gidip vurayım.

dedim. Hiçbir şey söylemedi. Bekledi. Bakmaya devam ettim. Bir cevap bekliyordum.

- O kaçtı, gitti..

- Nasıl yani, emin misin?

- Evet.. Eminim.. Of hayır değilim.. Hepsi oyundu, beni kimse kaçırmadı sırf sen gel diye yaptım bunların hepsini.

gözlerini kapattı bu dediklerinden sonra. Ona kızacağımı düşünüyordu. Ama ben kızmamıştım. Daha doğrusu ne hissedeceğimden emin değildim. Bir süre baktım yüzüne. Tek gözünü açıp baktı yüzüme sonra iki gözünü de açıp üzgün gözlerle,

- Çok mu kızdın?

dedi. Kafamı hayır anlamında salladım.

- Geldim işte, istediğin gibi buradayım. Şimdi ne istersin Bade?

dedim kinayeli bir şekilde.

- Böyle yapma lütfen.. Sadece seni görmek seninle tekrardan beraber olabilmek için yaptım.. Gidelim mi buradan?

- Evine götüreceğim seni.

- Hayır eve gitmek istemiyorum..

- Nereye istiyorsun?

- Bilmem.. ama eve gitmek istemiyorum.. Hani senin burada tuttuğun bir ev vardı ya oraya mı gitsek? Konuşuruz hem..

- Bana oyun mu oynuyorsun Bade?

- Ne oyunu?

- Şu an herkes seni kaçırıldı olarak biliyor, sen beni buraya getirtiyorsun bir şekilde ve şimdi bana eve gitmek istemiyorum sana gidelim diyorsun. Beni tekrardan hapse attırmayı mı düşünüyorsun?

- Hayır Hakan, asla öyle bir şey düşünmedim, yemin ederim. Sadece eve gitmek istemiyorum ben.

- Sana güvenmiyorum Bade, evine götüreceğim seni.

- Tamam, git o zaman ben eve falan gitmiyorum. Bakarım başımın çaresine..

dedi. Kendini acındırmaya çalışıyor gibiydi.

- Bari ailene haber ver.

- Olmaz. Onlar şimdi bırakmaz beni. Ben onlardan uzaklaşmak istiyorum. Zaten ne geldiyse başıma onlar yüzünden geldi..

Biraz baktı bana, diyeceğim şeyleri bekliyordu. Ben de yavaş yavaş yelkenleri suya indiriyor gibiydim.

- Peki tamam gel gidelim. Ama sana o kadar güvenmiyorum ki.. Her neyse.

- Hakan tamam gitmeyelim. Bana güvenmiyorsan gitmemek en iyisi.

- Saçmalama seni burada bırakmam. Hadi gel.

dedim elini tutarak ve beraber evime doğru gittik. Dediğim gibi ona hiç güvenmiyordum. İki kere kırmıştı güvenimi. Bir daha güvenebileceğimi sanmıyordum.

SADİST +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin