24. Bölüm -Pişmanlık-

6.1K 132 9
                                    

Saat neredeyse gece 4'e geliyordu. Çok uykum vardı ama uyumak istemiyordum. Uyuduğum zaman rüyamda onu görmekten korkuyordum çünkü onu bir kere gördükten sonra sürekli özlemeye başlamıştım. Tekrarlanmasını istemiyordum.. Gözlerim ağırlaşırken kendime engel olamayıp uykuya daldım.

-

Uyumamaya çalışıyordum, yatağımda uzanırken yaşadıklarımı düşünüyordum. Biraz telefona bakmak istedim bu sırada. Elime alıp baktığımda Hakandan mesaj geldiğini gördüm. Yutkundum. Hemen açtım mesajı. "Aşağıdayım, gel." Yataktan doğrulduğum gibi koşarak pencereden baktım. Gerçekten aşağıdaydı ve bana gülümsüyordu.

Hızlı ve heyecanlı adımlarla aşağıya indim. Kimse uyanmamıştı. Dış kapıyı açtığım gibi göz göze geldik ve koşarak birbirimize sarıldık. Bu nasıl oldu anlamamıştım ama çok mutluydum. Kokusunu içime çektim. Sarılırken yaşadığımı hissediyor gibiydim. "Çok özledim seni Hakan.." dedim. "Ben de seni çok özledim.." dedi.

Ayrıldıktan sonra gözlerine baktım. Hâlâ sarılıyorduk birbirimize. "Hadi gel, gidelim buradan." dedi Hakan. Şaşırmış bir ifade ile cevap verdim. "Nereye?" Arabasına bakınca ben de oraya baktım. "İzmirde tuttuğum ev vardı ya, oraya." dedi. Gülümsedim ona. "Tamam.. Gidelim." dedim.

Beraber arabaya bindikten sonra eve doğru gitmeye başladık, ben yol boyu Hakana baktım. Onu izledim.. O da bana arada bir bakıp yola dönüyordu. "Bana öyle bakma, arabayı durdurup öperim seni." dedi. Hâlâ onu izlerken, "Öp." dedim. Gerçekten de arabayı durdurdu.

Elini belime atıp beni kendine çekti ve kucağına oturttu. Etraf karanlıktı hiç kimseler yoktu, hiç vakit kaybetmeden öpmek istedim onu. O benden önce davranıp öptü beni. Karşılık vermeye başladım, ve artık öpüşüyorduk. İki elide belimdeydi ve sıkı sıkı sarılıyordu bana.

"Seni çok seviyorum Bade, çok özlüyorum." dedi dudaklarımı bıraktıktan sonra. "Ben daha çok Hakan, her gün hayalini kuruyorum.." dedim. İtiraftı bu.. Bir süre birbirimize baktık ve onu dudaklarından kısa kısa birçok kez öptüm.

-

İrkilerek uyanmıştım. Pozisyonum uyumamaya çalışırken uyuya kaldığım pozisyondu. Onu bir kez daha rüyamda görmek canımı çok acıtacaktı, ki öyle yaptı da. Yatağımdan kalkıp tuvalete gittim ve ağlamaya başladım.

- Yeter artık ya.. Girme rüyama.. Bıktım seni görmekten.. Yoruldum ya yoruldum artık..

dedim yakınarak. Beni duymadığını bilsem de beynime söz geçirmeye çalışıyordum. Sürekli onu görüyordum ve beni çok kötü etkiliyordu. Yaklaşık yarım saat boyunca tuvalette ağlayarak oturdum.

-

Hakan*

Yatakta uzanmış düşünüyordum. Çentik atıyordum duvara, bugün 4. haftaya girmiştim. Daha çıkmama çok vardı. Olanları düşünüp daha çok soğuyordum Badeden. Salih amcayla konuşmak için yanına gittim. Görüş saatindeki kızın kim olduğunu merak ediyordum.

- Salih amca ziyaretine gelen kız kimdi, kızın mı? Önceki haftalarda yoktu sanki.

- Evet oğlum, kızım. Geliyordu da sen yeni geldin ya görmemiştir gözün pek. Nişanlı benim kızım, benim çıkmamı bekliyor evlenmek için.

- 1 buçuk yıl vardı değil mi çıkmana?

- Evet oğlum.

Nişanlı olduğunu öğrenince iğrenerek gülümsedim. Bana o gün yaptığı cilveler, kurlar midemi bulandırmaya başlamıştı. Ama bu yüzden vazgeçecek değildim. Tekrar görüş saatinin geldiği günü bekledim. Babam gelmişti yine. Abim her zamanki gibi benden nefret ettiği için yanıma uğramamıştı ve abilik görevini yapmıştı. Babam işleri yüzünden beni ziyarete gelemeyeceğini söylemişti. O kız yine gelmişti, bu sefer karşılıklı gülüşüp bakıştık. Kız, babasını erken gönderip görüş saatinin çıkış saatine denk getirmişti ve babamda gidince rahatça konuşabilirdik artık.

Yanıma geldi yavaş yavaş. Utanıyor gibiydi de. Bense utanmaması için ona gülümsüyordum.

- Selam..

dedi. Karşılık verdim hemen.

- Selam.

- Çok.. Yakışıklısın.. Sana bakmaktan babama odaklanamıyorum.

Dudağımın tek tarafıyla gülümsedim.

- Çok tatlısın. Adın ne?

- Ecem ben, sen?

- Hakan.

- Çok güzelmiş adın..

Biz ayakta konuşmaya devam ederken görüş saatinin bittiğini haber veren görevlilerle beraber Ecemi durdurdum.

- Bir sonraki görüş saatinde babana gelemeyeceğini söyle ve bana gel.

- Şey.. Tamam..

dedi ve gülümseye gülümseye gitti. Ben de ona güldüm ama bu gülüş aynı zamanda tiksinme gülüşüydü.

SADİST +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin