39. Bölüm -Kar-

3.2K 73 5
                                    

Elimi bıraktı ve gördüğümüz görüntü ile öylece baka kaldık. Yüz ifadelerini görünce korkmamak elde değildi. İçeriye sert adımlarla girdi annesi.

- Bu kızın burada ne işi var?

dedi ama sanki biliyormuş gibiydi önceden. Daha sonra babası da girdi. Hakan morali bozulmuş bir şekilde yere bakıyordu. Biraz Hakanın gerisine gittim.

- Oğlum, konuşmamış mıydık seninle?

dedi babası sonra arkadan tanımadığım bir kadın daha geldi ve Melisin sesini duydum.

- Anne? Sen neden geldin?

- Kocamın yanındayım kızım.

Hakanın yüz ifadesi beni çok üzmüştü ve ona bakarak,

- Ben gideyim..

dedim ama izin vermedi elimden tuttu.

- Hayır gitmeyeceksin.

sanırım ailesine söylemeyi planlıyordu birlikte olduğumuzu. Derken yine abisinin sesi geldi.

- Evet Bade nereye gidiyorsun, daha her şey yeni başlıyor..

zırvalıklarını göz devirerek dinlerken devam ettiği konuşmasıyla yutkundum.

- Daha senin ailen de gelecek.. Haber vereli çok oldu geliyorlardır şimdi.

sırıtıyordu karşımda.. Hakana döndüm, dediğinin gerçek olduğunu düşünemedim belki atıyordur diye. Ailem öğrenirse ne tepki verirler bilmiyordum haliyle korkuyordum. Tedirgin ve endişeli bir şekilde Kaana bakmaya devam ediyordum. Her şey çok karışmıştı. Hakan sinirliydi ve patladı aniden.

- Sen çağırdın değil mi babamları da. Ya sen nasıl bir insansın? Abi misin sen şimdi? Böyle hayatın..

annesi tam küfür edecekken konuştu.

- Oğlum bu kız seni hapse attırdı, sen hala nasıl konuşup elini tutabiliyorsun?

- Seviyorum çünkü anne. Hepsi geçmişte kaldı, rahat bırakın bizi. Özellikle de sen Kaan. Siktir git hayatımdan.

- Hakan!

diye bağırdı babası.

- Ne var baba ne? İstemiyorum hiçbirinizi, çıkın gidin evimden.

- Kimin parasıyla aldın da hava atıyorsun lan?

- Tamam, siz kalın biz gideriz.

dedi ve kapıyı açtı. Beni de beraberinde götürürken arkasından seslendiler Hakana. O sırada korkumla yüzleştim ve ailemi gördüm. Hepsi buradaydı. Annem.. Babam.. Abilerim.. Ablam.. Hakan da gördü ve durdu. İki aile arasında kalmıştık. Bana doğru döndü bense aileme bakıyordum.

- Korkma. Ben hep yanındayım, aşacağız hepsini.

Ailem bize doğru yaklaşırken ne tepki vereceklerini çok merak ediyordum. Özellikle babamın. Ablama gözüm takıldığında ne kadar durgun olduğunu farkettim ama odaklanamadan aileme döndüm.

- Bade.. Senin bu çocukla ne işin var kızım..

dedi babam titreyen sesiyle. Elini bıraktım Hakanın yavaşça ve gözlerim doldu.

- Baba.. Ben..

- Sana neler yaşattı unuttun mu Bade?

dedi büyük abim arkadan. Hakan da kendi ailesi ile tartışıyordu.

- Eriyip bitmelerin, gözümüzün önünden kayıp gitmelerin.. Hep bu çocuk yüzündendi kızım..

annem de konuşmuştu. Gözlerimden yaşlar akarken kilitlenmiş bir şekilde onlara bakıyordum. Bütün anı bozan sesle beraber Kaana baktık.

- Mine?

dedi. Şaşkın gözüküyordu, ablamı nereden tanıyordu ki Hakanın abisi? Ablam ise başı öne eğilmiş öylece duruyordu. Yavaş ve temkinli adımlarla yanına gitti ablamın, artık herkes o ikisine odaklanıyordu.

- İnanmıyorum.. Buradasın..

Büyük abim araya girdi.

- Çekil lan geriye, Mine bu adam seni nereden tanıyor?

Ablamın başı öne eğikti ve üzgündü. Aynı zamanda korkuyor gibiydi. Cevap vermiyordu. Sadece öylece bakıyordu yere. Kaan konuşmaya devam etti.

- Senin ailen bunlar mıydı Mine? Sen mi ayarladın kardeşini yoksa?

- Ne ayarlaması be! Yıllar sonra görüyorsun beni sorduğun ilk soru bu mu?

diye atışmaya başladılar. Aralarında ne geçtiğini merak ediyordum. Hakanın anlattığı, Kaanın hayatını bitiren kız ablam mıydı yoksa?

-
Ocak 2014

Hava oldukça soğuktu, Kaan elindeki sigarasını bitirdikten sonra yanındaki çöp kovasına attı ve kitabını okumaya devam etti. Bankta oturuyordu çok soğuktu ama üşümüyordu. Bütün dikkati kitaptaydı. Bu sırada onu haftalardır gözetleyen Mine yine köşesine geçmiş onu izliyordu. Mine liseyi şehir dışında okuyordu ve yurtta kalıyordu, babası ne kadar katı olsa da okumasına karışmazdı ama sürekli arar ve onu kontrol ederdi. Liseyi bitirmesine ise bir yıldan az kalmıştı.

O gün yine Kaanı izledi, ona hayrandı. Her zaman gelir sigarasını içer kitabını okur ve giderdi. Kimseye bakmaz kimseyle konuşmazdı arada yanına gelen kedileri severdi sadece. Ona aşık olduğunu henüz anlamamıştı Mine. Sadece uzaktan izlemek keyif veriyordu. Yurdun biraz ilerisindeydi bu bank. Havanın aşırı soğuk olması ilgilendirmiyordu Mineyi. Sevdiğini izlemek içini ısıtıyordu.

O gün arkadaşlarından aldığı cesaret ile daha önce yapamadığı şeyi yaptı ve yanına oturdu. Elleri titriyordu, hem soğuktan hem de heyecandan. Kaan yanına oturan Mineyi farketmemişti bile. Kitabını okumaya devam etti. Mine ise arada bir göz ucuyla Kaana bakıp gülümsüyordu kendi kendine. Bir süre sonra Kaandan bir adım gelmeyeceğini anladı ve ona soru sordu, dikkatini çekebilmek için.

"Kürk Mantolu Madonna.. Çok severim.. Klasikleri sever misiniz?"

Kaan soruyu aldıktan sonra farketmişti Mineyi ve hemen cevap verdi.

"Evet, oldukça severim."

kitabına geri döndüğünde Minenin ne kadar güzel olduğunu farketti. Göz ucuyla ona tekrar baktı. Gözlerinin yeşiline takılı kalmıştı. Minenin rüzgardan uçuşan saçlarını incelerken Mine tekrar Kaana baktı ve göz göze geldiler. Mine utanıp önüne döndü. Kaan ise tekrar kitabına çevirdi gözlerini ve okumaya devam etti. Biraz sonra yukarıdan beyaz ve küçük karlar peş peşe yağmaya başladı. Mine yukarıya bakıp derin nefesler aldı gülümseyerek.

"Kar yağıyor..."

Bu durum Kaanın hoşuna gitmemişti. Kitabı ıslanırdı, kapattı ve yağan karı izledi biraz.

"Keşke yağmasaydı."

Mine şaşırmıştı ve hemen Kaana döndü.

"Nasıl? Sevmiyor musunuz karı?"

"Yani.. Açık havada kitap okumayı daha çok sevdiğim için pek sayılmaz."

"Kar sevilmez mi ya.."

dedi ve elini uzatıp gelen küçük karı Kaana gösterdi. Gösterirken gülümsedi. Karşısında ona sürekli gülümseyen gözlerle bakan Mineyi gören Kaan ise şaşkındı. Beklemiyordu böyle bir konuşma, böyle bir kişi. Daha sonra Mine gitmesi gerektiğini söyledi ve ayrıldı yanından. Kaan ilk defa o gün gördüğü Mineyi asla unutamayacağını henüz bilmiyordu.

-

SADİST +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin