40. Bölüm -Oyun-

3K 82 5
                                    

Ocak 2014

Kaan, acaba bir daha gelir mi, diye düşünerek geçirdi günleri. Hayatı sönük ve sıradan geçiyordu bu yüzden neşeli, hayat dolu bir kızın hayatına girmesini mantıklı buldu. Belki onu iyileştirir ve mutlu olmasına yardımcı olurdu.. Üç günün ardından Mine yine yanına gidecek cesareti bulmuştu. Onu her gün uzaktan izliyordu ama her zaman yanına gidemiyordu utancından. O gün tekrar oturdu yanına ve Kaan sanki günlerdir bu anı beklememiş gibi kitabına kafasını gömdü ve dışarıyla hiç ilgilenmedi. Mine heyecanlı bir şekilde Kaana baktı,

"Merhaba.."

dedi. Kaan bunu bekliyordu. Kafasını kaldırıp hemen baktı o tekrar görmek istediği yeşil gözlere.

"Merhaba."

dedi gayet soğuk bir ses tonuyla. Tekrar kitabına döndü. Kitabı okuyordu ama okuduğundan bir şey anlamıyordu, aklı Minedeydi. Bir daha konuşması için içinden yalvarıyordu resmen. Mine çok geçmeden tekrar konuştu.

- Bugün kar yağmayacak gibi.. Şanslısınız..

bulutlara bakarak söyledi bunu. Kaan kafasını kaldırıp Mineye baktı. Yüzüne bakarken dalıp gitmişti. Mine de ona bakınca bir süre bakıştılar. Kaan farkında bile değildi. Gülümsüyordu Mineye. Daha sonra birden,

- Çok güzelsin..

dedi. Utancından kızaran Mine gözlerini kaçırdı. Kaan ise dediğinin farkında değildi. Sadece yüzüne odaklanmıştı Minenin.

- Teşekkür ederim.

diye karşılık aldı. Mine içinden "Acaba şimdi ona, onu uzun zamandır takip ettiğimi ve ona aşık olduğumu söylemeli miyim?" diye düşündü. Ama sonra bunun çok erken olacağını anlayıp önüne döndü. Kaan, Mine önüne dönünce ne dediğini farketti ve alt dudağını ısırdı.

Günler geçiyordu, onlar kaynaşıyordu. Kaan artık Mine için oturuyordu o banka. Onun gelmesini bekliyordu onunla sohbet etmek için. Her konuşmalarında daha iyi tanıyorlardı birbirini. Tabii yalanlar dışında. Mine Kaana bir sürü konuda yalan söylemişti. En başta yaşını. Olduğundan büyük gözüküyordu zaten ve kendini iki yaş büyütüp 19 olmuştu. Burada bir aile dostuyla kalıyordu ve çalışmasına gerek yoktu çünkü zengindi. Gerçek bambaşka bir şey iken o yalan söylemeyi tercih etti. Çünkü Kaanın yaşının büyük olduğu belliydi, okul okumadığı için yurtta da kalamazdı. Ailesi de yoktu böylece daha rahat olabilirlerdi ve zengindi çünkü hep hayalini kurduğu şeyin gerçek olduğunu varsayıyordu.

Günlerden bir gün tekrar bir araya gelmişlerdi fakat bu sefer ki planlanmıştı. Saat tutuldu o buluşma için. Kaan hissettiği duyguları Mineye açıklamak için çağırmıştı. Mineyse bugünü bekliyordu haftalardır. Sonunda buluştular ve yürüyüp konuştular. Kaan hissettiği her şeyi açıkladı, tek tek anlaşılır bir şekilde. Mine onu heyecanla dinliyordu. Ve o soruyu duydu.

- Benim sevgilim olur musun?

Mine, kalbi çok hızlı atarken sakin kalamamış ona sarılmıştı "Evet!" diye bağırırken. Beraber bütün gün dolaşıp gezmişlerdi.. Her şey harika ilerliyordu. Gece saatlerine gelmişlerdi. Hâlâ beraber geziyorlardı. O gün ikisi de çok güzel anılar toplamıştı. Ta ki gece dolaşan polislere denk gelene kadar. Polisler durdurdu ikisini ve kimlik istedi. Kaan rahat bir şekilde verirken Mine tedirgin bakışlarla polislere baktı. Ardından eli titreye titreye kimliğine gitti. Kimliği verdikten sonra Kaana baktı üzgün gözlerle.

- Kızım senin annenin babanın haberi var mı burada olduğundan, reşit değilsin sen.

dedi polis ve Kaan gizleyemedi tepkisini.

- Ne?

Sonra hemen baktı Mineye. Herkes Mineye bakıyordu, kendini baskı altında hissetmişti. Dayanamadı ve bütün gerçekleri söyledi. Hem polislere hem de Kaana. Kaanın onu terketmesinden korkuyordu. Polisler olayı duyduktan sonra Mineye eve gitmesi gerektiğini söyleyip oradan uzaklaştılar. Kaan hayal kırıklığı içinde Mineye baktı.

- Bana neden yalan söyledin?

- Başlamadan bitsin istemedim.. Özür dilerim..

Mine tahmin ettiği şeyin olacağını düşündü ama yanılmıştı. Kaan Mineye çok aşık olmuştu ve onu bırakmak aklının ucuna dahi gelmiyordu. Söylediği yalanları affetti. Ve yeni bir sayfa açtılar. Yalansız dolansız, her şeyi apaçık bir şekilde. Aradan aylar geçmişti, ilişkileri çok güzeldi. Sürekli ilk gün aşığı gibi gezip eğleniyorlardı. Ama yine bir sorun çıkmıştı. Sınav. Mine üniversite için sınava girdi. Ailesi onu ziyarete gelmişti. Babasının net kararı vardı.

- Bütün tercihler İzmirde yapılacak ve bu sene kazandın kazandın, kazanamadın okulun biter Mine.

Babasının bu sert tavrı yüzünden bir sevgilisinin olduğunu söylemek onun için imkansızdı. Doğum günü yaklaştıkça babası daha çok baskı kuruyordu üzerinde. Bir yandan sınavın sonucunu beklemek bir yandan babası bir yandan Kaan derken Mine çok yorulmuştu ve stresliydi. Doğum gününe az kalmışken babası her zamankinden daha sert olmuştu. Bir gün Kaanla konuştu bu konuyu.

- Babam çok baskılıyor beni.. İzmire gitmek zorundayım..

- Ona sevgili olduğumuzu neden söylemiyorsun?

- Çünkü beni mahveder anlıyor musun? Sen benim için İzmire gelemez misin?

- Senin okulunu burada okuman gibi bir şey varken benim oraya taşınmam mantıklı mı Mine?

- Tek bir şey istiyorum senden, babam beni mahveder diyorum neden anlamıyorsun beni?

- Çünkü çok mantıksız, liseyi dışarıda okuyup üniversiteyi nasıl İzmirde okursun? Bu nasıl bir kafa?

- Bilmiyorum ama ben ne yapabilirim ki?

- Dediklerin çok mantıksız Mine. Sana inanamıyorum.

- Ne? Bu ne demek şimdi?

- Ne anlıyorsan o demek.

- Asıl ben sana inanamıyorum ya.. Babam izin vermez mahveder diyorum bana dediklerine bak. Bitti Kaan. Benim için hiçbir şeyi göze alamıyorsun. Korkaksın. Ayrılıyorum senden bitti!

Mine arkasını dönüp ağlayarak giderken Kaan sadece sinirliydi. Onu hâlâ çok seviyordu ama öfkesi onu geçiyordu. Sınavın sonucu henüz açıklanmamışken doğum günü gelmişti ve ailesi tekrar yanına gelmişti. Tıpkı Badede olduğu gibi babası ona eskisi gibi bir baba olmayacağını artık her şeyin daha farklı olacağını söyledi. Mine doğum gününden hemen sonra Kaanı aradı. Kaan telefonu açar açmaz Mine sevinçle konuşmaya başladı.

- Kaan, babam izin verdi! İzmire gitmek zorunda değilim yanında kalabilirim!!

Heyecan içinde konuşurken Kaan soğuk ve hala öfkeli tavrıyla konuştu.

- Oyuncak mı var senin karşında? Bitti her şey Mine. Ben terkediyorum seni. Yalanlarınla, oyunlarınla oynayacak başka birini bul ben o oyuncak değilim, anladın mı beni! Şimdi git nereye gidiyorsan. Benden de uzak dur.

diyip telefonu kapattı Kaan. Mine gözünde kalan o ilk damlayla beraber öylece durdu. Birden sinir krizi geçirmeye başladı. Duydukları şok etkisi yaratmıştı ve bir daha Kaanla beraber olamayacağını anladı.

SADİST +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin