47. Bölüm -Cevap-

4.4K 68 4
                                    

Kapının çalışıyla uyandım, kapı sert tıklatılıyordu ve ablam dışarıdan bağırıyordu.

- Bade, kalk!

"Eyvah" diyerek kalktım yerimden uyandığımda yanımda uzanan Hakanı gördüm ama hatırladığım kadarıyla en son çıplak uyumuştuk, uyandığımda kıyafetlerimizin üstümüzde olduğunu gördüm ve ben uyurken Hakanın hem beni hem de kendini giydirdiğini anladım.

- Hakan, uyan ablam..

dedim Hakanı sarsarak. Kapı sesi gelirken bir yandan telaşlanıyordum. Hemen kalkıp kapıya koştum ve kilidini açtım. Karşımda bana sinirle bakan ablamı gördüm.

- Ne oldu abla ya, uyuyorduk..

Hakan da uyanır gibi olmuştu. Ablamın yüz ifadesindeki sertlik gitmiyordu. Odanın içine baktı önce ardından bana.

- Ben sana orada otur yukarıya çıkma demedim mi?

- Dedin.

- Neden buradasın o zaman?

- İstediğimi yapabilecek yaşa çoktan geldim. Bana karışmayı bırakıp kendi hayatınla mı ilgilensen?

- Nankör! Ben seni korumaya çalışıyorum.

- Kimden? Sevgilimden mi? Bırak Allah aşkına ya, alt tarafı uyuduk ne abarttın. Hayır uyumasak istediğimizi yapsak da karışamazsın ki. Ben sana karışıyor muyum?

- Bade, 18 yaşındasın sen.

- Evet yani reşitim ve istediğim her şeyi yapabilirim, kendi hür irademle.

- Yürü bu konuyu evde konuşacağız.

diyip beni kolumdan tuttu ve sürüklemeye çalıştı. Hemen ittim kolunu, toparlandım.

- Gelmiyorum, sen git. Böyle yaparak sadece senden uzaklaşmamı sağlıyorsun. Kimse etrafında onu yönlendiren insanlar olsun istemez. Sen de babama bu yüzden kızmadın mı?

- Tamam haklısın ama ben senin ablanım. Senin için endişeleniyorum çünkü daha çok küçüksün.

- Sen daha bu yaşımda değilken Kaanla beraber olmuşsun o yüzden bana küçüksün deme abla.

- Peki Bade tamam ama artık eve gitmeliyiz. Daha haber bile vermedik sadece notu biliyorlar.

suratına boş boş bakıyordum çünkü eve gidesim hiç yoktu. O sırada imdadıma Hakan yetişmişti.

- Biraz daha kalsanız olmaz mı? Yani çünkü artık burası Badenin de evi sayılır, haliyle senin de.

dedi Mineye. Çok hoşuma gitmişti bu cümlesi ona gülümseyerek baktım. Minenin kafasına ise yatmıştı ve kabul etti. Daha sonra onunla beraber aşağıya indik yemek yemek için ve dışardan yemek söyledik. Yemekleri yerken ablamın Kaana daha sıcak davrandığını farkettim ama sormadım nedenini. Onun da mutlu olmasını istiyordum, saracak kimsesi olmadığı için benim işime burnunu sokuyordu ve bundan çok rahatsız oluyordum.

- Hadi doğruluk mu cesaretlik mi oynayalım.

dedim herkes yemeğine odaklanmışken. Hakan hemen kabul etmişti. O kadar tatlıydı ki öpmemek için zor tutuyordum kendimi. Kaan ve Mine ise biraz dirense de kabul etmek zorunda kalmışlardı. Yemekleri söylerken gelen şişeyle beraber oyunu oynamak için hazırlandık ve şişeyi çeviren ben oldum. Ucu kime gelirse şişeyi çeviren kişi ona soruyordu. Bana Kaan gelmişti.

- D mi C mi?

- D.

- Hım.. Son sevgilinden neden ayrıldın?

Biraz yersiz bir soruydu ama aklıma başka bir şey gelmemişti. Biraz duraksadılar ve ablamla birbirlerine baktılar.

- Son sevgilim.. Mineydi.. Ayrılmamızın nedeni ise aptal gururum.

- Nasıl yani, o zamandan beri sevgili yapmadın mı? Ablam da yapmadı.. Siz gerçekten aşıksınız.

tekrar birbirlerine baktılar. Daha sonra ortamı bozdum.

- Hadi sıra sende.

Şişeyi çevirdikten sonra ucu Hakana gelmişti. Hakan "Doğruluk" dediği için bir soru düşündü ve sordu.

- Badeyle evlenmeyi düşünüyor musun Hakancığım?

Hakan soruyu duyunca güldü ve abisine gözleri kısık baktı. Aslında ben de merak ediyordum vereceği cevabı. Gülümseyerek bana döndü.

- İstiyorum, hayat ne getirir bilmem ama Bade, eninde sonunda benim olacak.

dedi. Bunu evet olarak kabul ettim içimde. Onu öpmek istedim ama ablam olduğu için kendimi tutabildim. Yemekler çoktan bitmiş biz oyuna dalıp gitmeye devam etmiştik. Hakan da çevirdi daha sonra ablam daha sonra tekrar Hakan sonra Kaan derken en son bana geldi ve şişeyi çevirdikten sonra soruyu ablama yönelttim.

- D c?

- Cesaret olsun.

aklımdan geçirdiğim şeyi dilime dökmek biraz zor gelmişti ama başarmıştım. Sonucu ne olursa olsun ona,

- Kaanı dudağından öp.

dedim. Ortam birden sessizleşmişti. Bozan ise Hakanın küçük gülüşleriydi. Reddetmedi sadece afalladı, ikisi de çok utanıyordu farkındaydım. Bekledik biraz. Daha sonra Mine Kaanı öpmek için ona yaklaştı. Öpeceğini anladığımda benim bile kalbim hızlanmıştı. Daha sonra gözümüzün önünde öpüştüler. Çok kısa süren dudak değdirmenin ardından ayrıldılar. Ablam başını öne eğmiş masum masum bekliyordu. Kimse konuşmayınca Hakana döndüm.

- Şey ben duşa girsem sorun olur mu?

- Hayır tabii ki güzelim, girebilirsin gel.

dedi. Ablamlara veda edip tekrar yukarı çıktık. Hakan bana şortunu ve tişörtünü vermişti, duştan sonra giyebilmem için.

- Sence şu an ne yapıyolar?

- Bence çoktan tekrar öpüşmeye başlamışlardır.

- Artık ablam da mutlu olsun istiyorum..

- Kaanın onu üzmeyeceğine eminim. İçin rahat olsun.

- Neyse o zaman ben bir duşa gireyim.. Çıkınca belki biz de..

diyip gülümsedim ama o çok ciddi bir yüz ifadesine sahipti.

- Ben de duşa gelsem?

- Olmaz sen burada dur ben hemen çıkarım.

dedikten sonra koşarak banyoya girip kapıyı kilitledim. Duşta fazla uzun duran biri olduğum için işlerimi hemen halledip erkenden çıkmak istiyordum. Çünkü sonuçta Hakan benim evim olduğunu söylese de o suyun faturasını ben henüz ödeyemezdim. Duş boyu Hakanı düşünüp kendi kendime sırıtmıştım ve içimden, bir daha nerede beraber duş alma fırsatı bulacağız ki, dedim. Duş bitmek üzereyken Hakana seslenip gelmesini istedim ve hemen gelmişti.

- Bir şey mi oldu?

dedi.

- Gelir misin?

dedim ve gelmesini bekledim. Banyo duşakabinliydi. İçeriye girdikten sonra çıplak vücuduma bakıyordu. Yanına yaklaşıp üstünü çıkarmaya çalıştım.

- Hadi soyun.

SADİST +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin