23. Bölüm -Rüya-

6.2K 128 15
                                    

Medyadaki Hakan!!

-

Hakanın hapse girmesi içimi rahatlamıştı. Ama iyi hissetmemi engelleyen bir şey vardı. Yaşadıklarımın etkisi diye düşünüyordum ve bir süre sonra geçer. Ama geçmiyordu.. Zaman ilerliyordu ama içimdeki o his hep benimleydi. Dışarıya çıktığımda, yemek yediğimde, duşta, arkadaşlarımın yanında, müzik dinlediğimde.. Her zaman benimleydi.

Bitmiyordu ve mutlu olmamı engelliyordu. Alışmıştım artık diyebilirim. Olayların üstünden iki hafta geçmişti. Vücudumdaki kesiklerin izi hala duruyordu ama geçmek üzereydi. Artık Hakan beni tekrar kaçırır diye korkmuyordum. Yarenin dediği gibi olmuştu, bana artık hiçbir şey yapamıyordu. Her şeyi unutmuştum.. Sakin ve sessiz birine dönüşmüştüm iyice. Herkesten uzaklaşmış, yalnız takılan biri. Bir gün yatağıma uzanıp derin nefes aldım uyumak için. Çabuk daldım uykuya. Kafamı kurcalayan bir şey yoktu çünkü.

-

Bankta Yarenle oturuyorduk. Konuşuyorduk, her şeyi unutmuş ve mutlu gibiydim ilk defa. Nefes aldığımı hissediyordum sanki. Sağıma dönüp etrafa bakmak isterken uzaktan beni izleyen Hakanı gördüm. Ama bu sefer korkmadım. Ayağa kalktım. O an Yaren kayboldu yanımdan. Yanına doğru yürümeye başlayınca o da bana doğru geldi.

Ortada buluştuk. Hiç olmadığı kadar yakışıklı geliyordu gözüme. Gülümseyerek baktı bana ve adımı söyledi. "Çok özledim seni.." Şaşırmış yüz ifademle cevap verdim. "Bana kızgın değil misin?" başını iki yana çevirdi. "Değilim.. Çok seviyorum seni anlasana." Bende gülümsedim, bunu duymak o kadar iyi gelmişti ki. "Ben.. ben de galiba.." Birbirimize bakarken sanki etrafta kimse yokmuş gibiydi. "Gel benimle." dedi Hakan.

Elimden tutup beni götürdü. Ağaçlık alandaydık. Bir ağacın arkasına alıp yüzüme yaklaştı. Yutkundum, gözlerine baktım. Kalbim çok hızlı atıyordu. "Öpeceğim seni, biliyorsun değil mi?" dedi. Biliyordum ve gözlerimi kapattım. Vücudunun her yeri bana değiyordu. Dudaklarımdan öptüğünde öpüşmeye başlamıştık. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki, duyuyordum. Öpüşürken dudaklarımı dudaklarının içine alıyordu daha önceden de yaptığı gibi.. Dudağımı bırakıp boynuma doğru ilerledi ve boynumun sol tarafını emmeye başladı. Dudağının ve dilinin yumuşaklığı yüzünden sanki ağzıyla değilde başka bir şeyle emiyormuş gibi hissediyordum. Çok yumuşaktı, hemde çok.. Hiç bitmesin istedim. O emdikçe kendimden geçiyordum. Ama sona eriyordu. Bir şeyler oluyor derken gözlerimi açtım.

-

Gördüğüm rüyayla beraber gözlerimi açtım. Hissetmiştim resmen boynumdaki sıcaklığı.. Elim boynuma gitti, emdiği yere. Biraz okşadım orayı. Bu sırada duvara bakıyordum. Neden böyle bir rüya gördüm dedim içimden. Neden tam unuttum derken onu rüyamda görmüştüm hemde çok farklı bir şekilde. Özlemiştim onu. Kendime itiraf edemiyordum ama özlüyordum. Acaba o ne düşünüyordu benim hakkımda. Hala seviyor muydu? Yoksa benden nefret mi ediyordu?

Hakan*

Onun yüzünden hapse girdim. Neden? Onu sevdiğim için. Neyse ki ona olan sevgim günden güne azalıyordu. Tamamen unutacağım diye kafama koyuyordum. Belki biraz zor olacaktı ama onu unutacaktım. Unutamamın nedenini çözemiyordum, bir sürü sevgilim olmuştu bu zamana kadar. Çok şey yaşamıştım. Beni istemeyenler de olmuştu ama böyle takıntı diye adlandırdığım olmamıştı. Onun masum ve sevimli hallerine mi takılmıştım diye düşündüm ama o masum değildi. Hemde hiç. Güzel olması mı beni etkiliyordu.. Sanmıyorum. Ben ona aşık olmuştum. Onu o seyyar takıcının önünde ilk kez gördüğümde her şey çok başka gelmişti gözüme. İlk görüşte aşktı ama unutulması gereken bir aşk. Unutmak için çok uğraşacağımı düşünmüyordum. Her zamanki şeyler, yani başka biri. Başka biri hayatıma girerse onu unuturum diye düşündüm.

Bulunduğum hapisteki insanlar emrivaki yapan tipler değildi, herkesin bir işi vardı ve sırası gelen yapıyordu. Yalnızca yaşlı olanlara hürmet vardı. Birini de çok benimsemiştim. Adı Salihti. Yanımdaki ranzada yatıyordu, çok yaşlı değildi ama yatıp kalkarken zorlanıyordu. Ona yardım ediyordum. Bir gün yatağımda yaşadıklarımı düşünürken görüş saatinin geldiğini haber veren görevlilerle beraber oraya gittik. Babam gelmişti. Sarıldık ve yerimize, karşısına oturdum.

- Nasılsın oğlum, bir sıkıntın var mı? Sana kötü davranan varsa adını söyle bana, hemen aldırayım.

- Hayır baba, her şey yolunda. İyiyim ben. Annemler nasıl, Kaan, Melis?

- İyiler oğlum merak etme. Bir derdin var mı?

Babamla konuşurken gözüm yan, arka masadaki kıza takılmıştı. Bana bakıyordu hatta gözleriyle beni yiyordu diyebilirim. Babama tekrar döndüm.

- Yok baba. Derdim falan yok da. Keşke burada olmasaydım. Daha iyi olabilirdi.

- Çıkacaksın en yakında, bir daha da öyle bir aptallık yapacağını sanmıyorum. Değil mi Hakan?

- Yapmam. Bitti artık o mevzu.

dedikten sonra tekrar o kıza döndüm. Biraz inceledim. Önünde Salih amca vardı. Kızı diye tahmin ettim, onunla konuşuyordu. Arada bana bakıp alttan alttan gülümseyip kur yapıyordu. Görüş saati bittikten sonra vedalaşmak için ayağa kalktım.

- Eğer bir şey olursa..

- Tamam baba arayacağım, sağ ol.

- Görüşürüz oğlum dikkat et kendine.

- Sizde.

Babam gittikten sonra o kıza tekrar baktım. O da bakınca biraz gülümsedim. Ve geri döndüm.

SADİST +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin