30. Bölüm -Zaman-

5.3K 142 4
                                    

İstediğim olmuştu.. Hakanın evine doğru gidiyorduk. Heyecanlıydım ve tedirgindim. Yaşadığımız şeyleri telafi etmek istiyordum, evine giderek daha çok yakınlaşacağımızı düşündüm. Evine giderken yol boyu kaçamak bakışlarla Hakanı inceledim. O ise bana asla bakmıyordu. Sanki varlığımdan haberi yokmuş gibiydi. Anlamaya başlıyordum yaptıklarımın bedelini.

Evine geldikten sonra arabadan indik, evi gerçekten çok güzel ve ihtişamlıydı. Eve baka baka gittim. İçeriye girdikten sonra Hakan bana dönmeden ışıkları açıp evi inceliyordu. Seslendim bana dönmesi için.

- Hakan..

arkasını döndükten sonra bana boş gözlerle baktı. Bakmaya devam ederken benim sessizliğimi bozup konuştu.

- Benim yatağımda yatarsın, ben buradaki koltukta yatacağım. Yarın da evine götürürüm.

bana arkasını döndükten sonra ona yine seslendim adıyla. Ve yine döndü bana. Biraz yaklaştım ona, kısık sesimle soru sordum.

- Beni hiçbir zaman affetmeyecek misin?

- Affetmeyeceğim.

gözlerim dolarken beynime vuran acıyı görmezden geldim. Olmuyordu, ne yaparsam yapayım bir şekilde boka sarıyordu her şey ve artık gelişi güzel davranmak istedim, ne olursa olsun diyerek.

- Asıl ben seni affetmeyeceğim!

dedim yüksek çıkan sesimle, devam etmemi bekleyen gözlerini gördüm.

- Ya ben anlamıyorum, nasıl ya nasıl.. Nasıl sevgilin olmuş olabilir? Hapisteyken nasıl sevgili yapmış olabilirsin.. Çıkmadan önce eski sevgililerinden birini mi aradın naptın ya? Ben neler çektim biliyor musun sen! Asıl ben seni affetmiyorum.. O kadar iğrenç hissettim ki sen yokken.. O yazdığım mektupları da okudun değil mi? Bilerek cevap vermedin.. Sen gerçekten çok kötü birisin. Senin için Antalyaya kadar geldim, peki gördüğüm manzara? Nefret ediyorum senden tamam mı, nefret ediyorum Hakan!

ortalarına doğru ağlamaya başlamıştım, o donuk yüz ifadesinden hiç ödün vermiyordu.

- Benim ne hissettiğimi anlayabildin mi?

dedi. Gözlerine baktım, ne demek istediğini anlamıştım ama o yine de açıklamıştı.

- Ben de senin için İzmire geldim, sen ne yaptın? İstemiyorum dedin ve beni engelledin. Benim yerimde başkası olsaydı emin ol çekip gitmezdi. O zile basar, gider ailenle konuşurdu.

- Mutlu musun, sana yaşattığımı yaşadım. Mutlu musun Hakan? İstediğin oldu mu?

- Başına ne geldiyse, senin yüzünden geldi.

- Hâlâ beni suçluyorsun ya.. İnanmıyorum sana, seni sevdiğim için o kadar pişmanım ki..

ben ağlarken, karşımda umursamayan tavırlarla duran bir adam vardı ve ben bu adamı seviyordum. Hem de çok seviyordum. Titreyen dudaklarımı birbirine bastırdım. Anladım ki beni bir daha sevmeyecek.. Arkamı dönüp gittim, bekledim belki bana seslenir durdurur diye ama öyle bir şey olmadı..

Hakan*

Ona duygularımı belli etmemek için o kadar direniyordum ki.. Biraz daha zorlasaydı kendimi tutamayabilirdim. Arkasını dönüp giderken onu bu şekilde bırakmayacağımı biliyordum ama durmasını da söyleyemezdim çünkü aramızdaki şeyin bittiğini anlaması lazımdı.

Evden uzaklaşınca peşine takıldım, sokakları ağlayarak geçiyordu. Hatta bazı yerlerde yere çömelip hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Onu böyle görmeye dayanamıyordum. Beni ne kadar çok sevdiğinin farkındaydım artık ama bir yanım ona gitmemi engelliyordu.

Çöktüğü yerden kalkıp ilerlemeye devam ederken onun peşinde hâlâ onu izliyordum. Ağlaması hiç kesilmiyordu. Hava aydınlıktı ve insanlar yavaş yavaş evden çıkıyordu. Bir kadın çıkarken ağladığını görünce onu durdurup sorular sordu, onları izlerken Badenin birden bana döndüğünü ve adımı söylediğini farkettim.

Yavaşça yanıma geldi, içimden yakalandığım için küfürler ediyordum. Sanırım o kadın Badenin peşinde olduğumu düşündü, tabii bir de Badenin ağladığını görünce beni sapık sandı. Badeye söyledi, Bade de arkasını döndü ve ben.

- Sen beni mi takip ediyordun?

dedi gözyaşlarını silerken.

- Seni öyle bırakmak istemedim.

- Bıraktın ama.. Neden böyle yapıyorsun Hakan, görmüyor musun ne kadar pişman olduğumu.. Neden eziyet ediyorsun bana?

- Çünkü benim bir sevgilim var.

bunu söylememle beraber Badenin bütün yüz ifadesinin değiştiğini farkettim. Sanki daha yeni duymuş gibiydi.

- Doğru, sevgilin var senin.

dedi. Gözyaşlarını son kez sildi.

- Benden buraya kadar. Senin için fazlasıyla uğraştım, artık yeter. Sevgilinle de mutluluklar.

fazla ciddiye almıştı bu cümlemi, aslında Ecemi hiç sevmiyordum sadece benden uzak durması için sevgilim var dedim. Ama tahmin ettiğim gibi olmadı. Peşimde biraz daha koşar sanıyordum. Diğer kızlar gibi.. Ama o bunu yapmadı. Arkasını dönüp gitti, bu sefer ağlamadan..

Onu tamamen kaybettiğimi sandım. Bu düşünce beynimi sararken beni ne kadar çok sevdiğini hatırlıyordum. Ecemin ise nasıl bir yalancı olduğunu.

- Ama ben seni seviyorum..

dedim. Olduğu yerde durdu. Arkasını dönmeden bir süre öylece bekledik. Ağzımdan kaçmıştı bu cümle, açıkçası bende söylemeyi beklemiyordum. Hafif döndü bana, ağlamaktan kırmızı olmuş dudaklarıyla gülümsedi biraz. Bu gülümseme "Artık her şey için çok geç." gülümsemesiydi.

Tekrar döndü ve hızlı adımlarla uzaklaştı yanımdan.

SADİST +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin