27. Bölüm -Çıkış-

5.5K 140 9
                                    

Aradan haftalar geçmişti ama mektubuma cevap gelmemişti. Yani ya beni artık istemiyordu ya da mektubum ona ulaşmamıştı. Ben ulaşmama ihtimali çok düşük olan o yola sığındım. Tekrar yazıp tekrar gönderdim. Gelmiyordu, bir haber alamıyordum ondan. Beni artık istemiyordu, bunu anlamıştım. Ama yine de eğer karşısına çıkarsam beni geri göndermez diye düşündüm. Çıkmasına 3 ay kadar vardı daha. Bu süreç içerisinde onu sürekli rüyamda görmeye devam ettim. Rüyamda bana mektup gönderdiğini barıştığımızı ve çok mutlu olduğumuzu görüyordum. Bu çok ağır geliyordu ama rüyamda onu görmek beni ona biraz daha yaklaştırıyordu.

Hakan*

Badenin gönderdiği mektupların hepsini saklıyordum. Geri cevap vermiyordum çünkü onu sildiğimi bilmesini istedim. Israrla birçok kez gönderdi hepsini heyecanla açıp okuyordum. Yine de onunla bir daha beraber olmayacağımı da biliyordum. Bir gün o da vazgeçecekti. Ve ben bunu bekliyordum.

Ecemle sevgili olmuştuk ama tabii ki onu sevmiyordum. Sadece kullanmak için beraberdim ve buradan çıktıktan sonrası için. Görüş saatlerinde gelir, konuşur ve giderdi. İzin verdikleri kadar öpebiliyorduk birbirimizi. 5 ayın sonunda, çıkacağım gün gelmişti. Heyecanlıydım, biraz alışmıştım buraya. Abim sadece bir kez aradı beni ben de sinirimden sesini duyduğum gibi kapadım ve bir daha konuşmadık. Yani hiç ziyarete gelmemişti. Onun bu kadar kıskanç ve kinli olması ikimizin de arasını açıyordu ama farkında değildi.

Bade*

Büyük gündü o gün, Hakan hapisten çıkıyordu. Onu çıktığı gibi görmek istiyordum. Mertten yardım istedim ve kabu etti. Aileme de söylemiştim, artık her istediklerimi yaptıkları için içim rahattı ama tabii ki Hakanı söylememiştim. Şehir değiştirdik beraber Mertle. Kapının önüne sabah 6 gibi gelip beklemeye başladık. Gece boyu heyecandan uyuyamadığım için cezaevinin önünde arabanın içinde biraz uyukladım.

Gözlerimi açtığımda havanın iyice aydınlandığını ve güneşin arabayı yakar derecesinde sıcakladığını farkettim. Ayrıca Mert uyuyordu. Direksiyona ellerini koymuş yüzünü kapatmıştı. Ona hiç karışmadan telefonuma baktım. Saat 10'a geliyordu. Heyecandan kalbim çıkacak gibiydi. Ne zaman çıkacağını bilmiyordum. Bekledim.. Bekledim.. Neredeyse öğle olmuştu ama Hakan çıkmamıştı. Merti uyandırdım. Hafif kalkar gibi oldu.

- Ne oldu.. Geldi mi..

- Yok daha çıkmadı da ben çok acıktım ya sen acıkmadın mı?

- Acıktım ben de ama gittiğimizde çıkmış olursa ne yapacağız?

- Sen yemek almaya git ben dışarda beklerim.

- Olmaz, baksana güneş tam tepede.

- Olsun Mert, hadi sen git bekliyorum seni.

- Peki, dikkatli ol.

- Sen de.

dedikten sonra arabadan indim ve Mertin arabasıyla gidişini izledim. O kadar heyecanlıydım ki onu göreceğim için. İçimden, umarım o da beni gördüğünde benim gibi hisseder, diyordum. Mert kırk dakika sonra geri gelmişti ve Hakan hâlâ çıkmamıştı. Arabaya binip gelmediğini söyledim ve yemekleri yedik. Yemekler bitti hâlâ bekliyoruz derken, sonunda çıkmıştı.

Oradaydı, görüyordum. Heyecanla Merte döndüm. Sakin kalmam için beni durdurdu. Tam arabadan inecekken kolumda beni tutan el hissettim. Döndüğümde bana bakan Merti gördüm.

- Emin misin Bade, üzülmeni istemiyorum.

- Buraya kadar geldik, o kadar bekledik.. Elbette eminim..

- Çok mutlu olmayı hakediyorsun. Bol şans.

- Teşekkür ederim, iyi ki varsın..

diyip ona sarıldım ve hiç vakit kaybetmeden arabadan indim. Telefonuna bakan Hakan kafasını kaldırınca beni gördü ve o an sanki hayat durmuş gibi hissettim. 5 ay sonra ilk defa görüyorduk birbirimizi. Yaşananlardan sonra ilk defa.. Bacaklarım titrerken yürümeye başladım. Nasıl bir yüz ifadesiyle gideceğimi bilmiyordum ama hafif sırıtıyordum. Hakansa donuk bir yüzle bakıyordu bana.

Yanına kadar yaklaştım ve gözlerinin içine baktım. İçimden, umarım dilim tutulmamıştır, dedim. Dudaklarımı araladım. Hakan dudaklarıma bakıyordu ne diyeceğimi merak ediyordu.. Açıkçası ben de ne diyeceğimi merak ediyordum. Çünkü her şey olağan gelişiyordu.

- Hakan.. Ben..

dediğim anda arkadan gelen bir kız sesi duydum.

- Aşkım!

hala Hakana bakıyorken kız yanımıza kadar gelip Hakana sarıldı ve yanaklarından tutup dudaklarından öptü. Kalbimin kırılan sesini o kadar net duymuştum ki. Gözlerim dolmuştu anında. Hakan bana sadece bakıyordu bense ona kırık gözlerle sitem ediyordum. Kız da bana bakınca bir adım geriye gittim.

- Merhaba.. Aşkım bu kız kim?

dedi hafif fısıldar gibi yaptı kulağına. İki adım daha geriye gittikten sonra arkamı dönüp koşarak uzaklaştım ordan, arkamdan herhangi bir ses duymamıştım. Arabaya bindiğim gibi ağlamaya başladım. Aylardır bu anı bekliyordum onun için buraya kadar gelmiştim ve gördüğüm manzara onu öpen bir kızdı. Mert beni sakinleştirmeye çalışıyordu ama yapamadığını anlayınca arabayla beni oradan uzaklaştırdı.

SADİST +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin