MERİÇ'İN ANLATIMINDAN...
Kimdi bu? Beni ne zamandır izliyordu? Bütün her şeyi biliyor muydu?
Bu soruların cevabını ararken merakla arkamı döndüm. Karşımda Merve duruyordu. "Neyi söylemeyeceksin?" dedi tekrar. "Hiç güzelim. Aklıma bir şey geldi de onun için karar veriyordum." dedim tekrar önüme dönüp çaktırmadan gözlerimi silmeye çalışırken.
MERVE'NİN ANLATIMINDAN...
Gözlerimi açtığımda karavanda tek başımaydım. Üzerimdeki eşofmanlarla dışarı çıkarken yanıma bir tane hırka aldım. Karavandan çıktığımda bir yandan hırkayı giyiyor bir yandan da etrafıma bakınıyordum. O sırada karavanın biraz ilerisinde yerde bir şey gördüm. Oturuyordu sanki. Bir insandı büyük ihtimalle. 'Belki Meriç'tir.' dedim içimden ve o tarafa yürümeye başladım.
Ona ulaştığımda Meriç olduğundan emindim. Başında bandajı, üzerinde çok sevdiği ceketi vardı. Yanına oturacaktım ki "Söylemeyeceğim." diye fısıldadı. Neyi söylemeyecekti? Ellerimi omuzlarına yerleştirdim ve "Neyi söylemeyeceksin?" dedim sessizce. Anında omuzları kasılırken nefesi kesildi. Birden başını çevirdi ve yüzüme baktı. Gözlerinde endişe ve korku vardı. Beni görünce rahatlamış gibi bir hali vardı. "Hiç güzelim." dedi geçiştirmeye çalışır gibi. "Aklıma bir şey geldi de onun için karar veriyordum." dedi önüne dönerken. Yanına otururken birden başını eğdi ve elini yüzüne götürdü. Yüzünü görmemi engelliyordu.
Başını kaldırdığında "Meriç denize gideli mi?" dedim gülerek. "Güzelim hasta oluyorsun. O yüzden şimdi gitmeyelim." dediğinde gülümsemem solmuştu. "Ama Meriç lütfen." dedim gözlerine bakmaya çalışırken. Ben gözlerine bakmaya çalıştıkça Meriç benden gözlerini kaçırıyordu. "Hayır güzelim. Daha yeni çıktık hastaneden. Ateşin çıkarsa..." dedi kesin bir tonla. "Söz veriyorum denize girmeyeceğim. Yürümek istiyorum Meriç." dedim ona karşılık olarak. Çok istiyordum. "Yatmaktan çok sıkıldım Meriç." diye devam ettim.
Bir süre sonra umudumu kesmiştim artık. Beni düşünüyordu biliyordum fakat ben de sıkılmıştım. "Tamam ama denize girmek yok ve hırkanı da giyeceksin." dediğinde ayağa kalktım ve heyecanla zıplamaya başladım. Meriç'in elinden tuttum ve ilerlemek için çabaladım. Meriç oturduğu yerden kalkarken ben hızla yürüyordum. Meriç'ten önce karavana ulaştığımda ön koltukta duran iki hırkayı aldım.
Meriç'le deniz kenarına ilerlerken kendimi çok mutlu hissediyordum. El ele tutuşmuş yürüyorduk. Deniz kenarına geldiğimizde "Ayakkabılarımızı çıkarmayacak mıyız?" dedim. "Hayır güzelim. Çünkü kumlardan yürümeyeceğiz." dediğinde şaşkınlıkla açılan gözlerimi Meriç'e çevirdim. "Ama ben kumlardan yürümek istiyordum." dedim üzülerek. "Güzelim ateşin zar zor düştü zaten." dediğinde içimden 'of' diye geçirdim. Meriç'le kumların üzerine yapılmış kaldırımlardan yürürken konuşmuyorduk. Sadece denizin kıyılara vurduğu hırçın dalgaların sesini dinliyordum. "Üzülme güzelim." diyerek sessizliği bozdu Meriç. "Üzülmüyorum." dedim kısık çıkan sesimle. "Geldiğimizden beri hiç konuşmadın ve yüzünden düşen bin parça. Bu durumda üzülmediğini mi söylüyorsun?" dediğinde sessiz kalmayı tercih ettim. "Kumlardan yürümek istediğini biliyorum güzelim fakat buna izin veremem. Üşütürsen yine ateşin çıkabilir ve ben bu durumdan çok korkuyorum." diyerek devam etti konuşmasına.
Tüm yol boyunca konuşmadan yürümüştük. "Dönelim yoruldum." dedim sessizliği bozarken. "Dönelim güzelim." dedi bana karşılık olarak. Geri dönmeye başlamıştık. Bir süre daha yürüdükten sonra Meriç "Güzelim sana bir şey söylemem gerekiyor." dediğinde "Söyle." dedim kısaca. Derin bir nefes aldı ve "Güzelim geri dönelim mi artık?" dediğinde "Karavana gidiyoruz zaten." dedim. "Yoo ben ondan bahsetmiyorum güzelim. İstanbul'a geri dönelim mi?" dediğinde şaşırmıştım. "Daha yeni başlamamışmıydık?" dedim şaşkın gözlerimle ona bakarken. "Öyle güzelim ama İstanbul'da halletmem gereken şeyler çıktı." dediğinde gözlerime bakmıyordu. Gözlerini denize dikmiş yürüyordu. "Meriç yalan söylüyorsun." dediğimde "Hayır güzelim yalan söylemiyorum." dedi. Anında cevap vermesi beni şaşırtırken "Meriç lütfen." dedim. Doğruyu söylemesini istiyordum fakat söylememekte direniyordu. "Gerçekten yalan söylemiyorum." derken bile gözlerini kaçırıyordu benden. "Buna inanmamı beklemiyorsun değil mi?" dediğimde "Güzelim yapma." dedi yalvarır gibi çıkan ses tonuyla. "Meriç konuşurken bile gözlerini kaçırıyorsun. Çok çabuk cevap veriyorsun." dediğimde elimi elinden çekmiştim. "Daha sonra yeniden çıkarız Merve." dedi başını yere eğerek. "Peki Meriç." dediğimde gerçekleri söylemeyeceğini anlamıştım. "Öyle olsun."