Multide Meriç
Nereye gittiğimizi çok merak ediyordum fakat söylememişti. Bir taksiye bindik sahile doğru ilerliyorduk. Geldiğimizde Meriç nazik bir şekilde kolumu tuttu ve yürümeye başladık. Daha sonra durduk. Bana döndü ve gözlerimi elleriyle kapattı. Ben korkuyordum.
-Meriç dikkat et düşmeyelim. Korkuyorum ben..
-Korkma yanında ben varım. Hem seni düzgün yürütebiliyorum.Birden durduk. Meriç gözlerimi açtı. Çok güzel bir yere gelmiştik. Bir çok ağaçlar vardı. Park gibi bir yerdi. Karşımda birçok bisiklet duruyordu. Şaşırmıştım. Hemen anladım. Meriç'e doğru döndüm:
-Meriç çok teşekkür ederim. Mükemmel birisin sen.
+Ee hangisine binmek istersin? Çiftlerde var teklerde seç hadi.
-Binmesini bilmiyorum Meriç unuttunmu? Dediğimde yüzüm düştü ve üzülmüştüm. Ama Meriç neşemi geri getirmeyi başarmıştı.
+Ben sana öğreticem. Yani çocukluğumda pek binmedim fakat biraz biliyorum.
-O zaman önce tek bisikletlerle başlayalım. Bana binmesini öğrettikten sonra çiftlere bineriz olur muuu??
+Tabii ki de. Seç hadi.
-Mavi olsun. Dediğimde Meriç bisikleti kaptığı gibi bana getirdi. Bisikletlerin sahibi anlamıştı. Bize gülümseyerek bakıyordu. Meriç bisikleti tutuyordu. Ben bisiklete oturdum fakat korkuyordum.
-Meriç ben korkuyorum.
+Neden?
-Meriç ya düşersem?
+Merak etme tutucam ben seni.Dedi. Ona güveniyordum. Ve bisikletin pedallarına ayaklarımı koyduğumda Meriç'in bir eli belimde bir eli de bisikletin direksiyonundaydı. Yavaş yavaş ilerliyorduk. Sonra direksiyonu ben tuttum. Bu sefer Meriç sadece belimden tutuyordu. Çok mutluydum. Çocukluğumu şimdi yaşıyordum. Meriç'e bundan dolayı minnettardım. Ve bende ona çocukluğunu yaşatacaktım. Fakat nasıl yapacaktım bunu düşünürken Meriç ellerini yavaşça çekmiş,bisikleti kendim sürüyordum. Bunu fark edince korktum ve "MERİÇÇ" diye bağırdım. Düşecektim ki birden bir el hissettim belimde. Bir elde direksiyondaydı. Ben düşmeken kurtarmıştı. Ellerin sahibi Meriç'ti. Bana gülüyordu.
-Ne gülüyorsun yaa!! Senin yüzünden düşüyordum.
+Merve çok komiktin. Ellerimi çekiyorum korkma dedim sen dinlemedin. Bir yerin acıdı mı?
-Hayır. Meriç ben çok korktum. Beni bıraktın gittin diye. Beni bırakma olur mu?Buna cevap vermemişti. Sadece bana bakıyordu. Ona sıkıca sarıldım. Başımı göğsüne yasladım. Oda beni sıkıca kollarının arasında sardı. Çok huzurluydum. O sırada tüm romantizmin içine eden telefon çaldı. Arayan Poyraz'dı. Meriç gördü ve çok sinirlendi. Telefonu kapattım. Ve sakinleşmesi için elini tuttum. Yumuşamıştı. Bir kez daha telefon çaldı. Sinirle açtım.
-Ne var?
+Merve çok merak ettim seni. Sabah kapıyı çaldım yoktun. Okulda da yoksun. Neredesin? Aslı ve Güneş seni merak ediyorlar.
-İyiyim ve bugün okula gelmeyeceğim. Şu an kapatmam lazım. Bb. Dedim ve kapattım. Hâlâ Meriç'in elini tutuyordum. Elini çekti ve bisikleti yerden kaldırdı. Götürüyordu. Meriç'e doğru koştum.
-Meriç beklermisin lütfenn..
+Bisikleti koymaya gidiyorum.
-Ama lütfen. Bak özür dilerim. Hatta bak telefonumu kapattım. Telefonumu gerçekten kapatmıştım. Çünkü Meriç'in yanında mutlu,huzurlu ve güvende olabiliyordum. Meriç'e döndüm:
-Meriç çift bisikletlere binelim mi
+Neden?
-Sana güveniyorum. Beni düşürmezsin. Ve ben seninle binmek istiyorum.
+Peki baş belası... Demişti ve çift bir bisiklet aldı. Öne Meriç arkaya ise ben binmiştim. Meriç pedalları çevirirken ona bakıyordum. Onun gibi yapmaya çalışıyordum. Ve sonunda başarmıştım. Meriç bisikleti durdurdu ve arkasına döndü. Gülümsüyordu.
-Heyy neden gülüyorsun??.
+Çok komiksin
-Gülme... Diyordum fakat ben bile gülüyordum. Pedalları çevirirken çok komiktim. Ona gülüyorduk. Zaman nasıl geçti anlamamıştık. Akşam olmuştu. Hava kararmıştı. Bisikletlerin sahibi bizi bekliyordu. Ondan geç kaldığımız için özür dileyip aynı zamanda teşekkür ederek bisikleti verdik. Bisikletlerin sahibi anlayışlı biriydi. Bize gülerek karşılık vermişti. Meriç ile yürümeye başladık. Parka doğru yürüyorduk. Bir banka oturduk. İki çocuk vardı. Çok tatlılardı. Başımı Meriç'in omzuna koydum ve hayal kuruyordum. Meriç elini koluma uzatmıştı.
-Meriç ben üşüdüm. Dedim. Ceketini çıkarıp bana vermişti. O sırada küçükler bizi görmüş olacak ki erkek çocuğu ceketini çıkardı ve kıza giydirdi. Çok tatlılardı. Gülümsüyordum. Meriç'e doğru kafamı çevirdiğimde fark ettim ki o da gülümsüyordu. Meriç'e döndüm ve:
-Meriç hava çok soğuk.
+Anladım üşüdün. Eve gidelim mi?
-Burda biraz daha kalamazmıyız?
+Sen istersen neden olmasın. dedi ve bana sıkıca sarıldı. Isınıyordum.Ona döndüm ve:
-Kalk gidiyoruz.
+Nereye?
-Yaaa hadi ama gell.Onu lunaparka götürecektim. Taksiye bindik. 20 dakika sonra varmıştık. Çok şaşırdı. İlk bineceğimiz şey dönme dolap oldu.Dönme dolaba bindiğimizde biz en üste çıkınca oyuncak bozuldu. Ben korkuyordum.
-Meriç ben yüksekten korkarım.....