Multide Meriç..
Meriç ben yüksekten korkarım...
Dedim. Acaip korkuyordum.
+Tamam Merve sakin ol ve aşağıya bakma. Dedi. Meriç yanıma geçti. Ve bana sarıldı aşağıya bakmamı önlüyordu. Ona çok sıkı sarılmıştım. Ona sarılırken ağlamaya başladım. Ağladığımı anlamış olacak ki kendini benden ayırdı ve:
+Merve neden ağlıyorsun?
-Senin bana yaptığın gibi bende sana süpriz yapmak ve seni çocukluğuna döndürmek istedim. Fakat bunuda yapamadım. Ben hiç bir şey yapamıyorum zaten.
+Merve öyle düşünme. Seninle bisiklet binerken bende çocukluğuma döndüm bunları düşünme. Ve eğer sen ağlamazsan bu akşam çok güzel olabilir...
-Nasıl yani bana kızmadın mı?
+Hayır. Bunu nasıl düşündün baş belası... Ben sana kızamam ki. Şimdi ağlamayı kes ve gökyüzünü seyredelim. dedi. Ben gözlerimi sildim. Başımı omzuna yasladım. Yıldızlar çok güzeldi. Helede Meriç yanımdayken daha bir güzel gelmişti. Birden harekete geçtik ben korkuyla gözlerimi kıstım ve Meriç'e sarıldım. Kokusunu içine çekmek çok güzeldi. Meriç aslında asi ve hırçın değil tam tersine duygusal korumacı ve iyi birisi. Bunu kesin öğrenmiştim. Meriç ona çok sıkı sarıldığımı fark etmişti. Ve bana gülüyordu. Aynı zamanda o da bana sarılmıştı. Sonra hemen indik. Meriç bana
+Ee neye biniyoruz?
-Hâlâ bir şeylere binmek istiyormusun??
+Tabi sen istersen neden olmasın.
-Meriç sen mükemmelsin. Dedim. Ve birkaç şeye daha bindik. Çok güzel zaman geçirmiştik. Gece geç saatler olmuştu. Ben hâlâ Meriç'le vakit geçiyordum. Sonra Meriç saate baktı ve:
+Merve saat çok geç olmuş gidelim mi?
-Peki. Ama beni sen bırakırmısın?
+Tamam baş belası hadi yürü. Yürümeye başladık. Geç olduğu için taksi bulmak zordu. Bizim şansımıza önümüzden boş taksi geçiyordu. Hemen durdurduk ve bindik. Adresi verdik. Kafamı Meriç'in omzuna yasladım. Kokusunu bu gece son kez içime çekiyordum. Ve yarın çekebilecekmiydim bilmiyordum. Bu yüzden bu anı doyasıya yaşamak istiyordum. Eve gelmiştik.
-İyi geceler Meriç. Yarın görüşürüz.
+İyi geceler Merve. Yarın görüşürüz.
-Meriç ben senin başının belasımıyım?
+Evet sen benim Başımın Tatlı Belasısın..Dedi ve gitti. Bende eve girdim. Odama gittim. Telefonumu açtım. O sırada kapı çaldı. Gidip baktım. Gelen Poyraz'dı. Poyrazı içeri aldım. Oturdu ve:
+Merve nerelerdesin?. Ben Güneş ve Aslı meraktan öldük.
-Güneş ve Aslı'yı anladımda sen beni neden bu kadar çok merak ediyorsun. Sürekli etrafımdasın.
+Seni korumak istiyorum.
-Kimden? Meriç'ten mi?
+Evet Meriç'ten. Bunu bağırarak söylemişti. Ona döndüm ve kızgın bir ses tonuyla konuştum.
-En son bana bağırdığında olanları hatırlıyorsun dimi? Şimdi çık dışarı.
+Merve özür dilerim.
-Poyraz beni yalnız bırak. Dediğimde Poyraz kalkmış ve gitmişti. Bugün çok güzel bir gündü. Bunu berbat etmesine izin vermeyecektim. Telefonumu aldım ve kurcalamaya başladım. Güneş arıyordu:
+Ali Merve neden gelmedin okula? Seni çok merak ettik.
-Bazı işlerim vardı Güneş.
+Merve iyi misin peki?
-Evet teşekkür ederim.
+Merve aslında bir şey daha söylemek istiyorum. Fakat kızarsın diye korkuyorum.
-Güneş söyleyebilirsin.
+Merve ben Poyraz'dan galiba hoşlanıyorum.
-Oha inanmıyorum. Neyse ders notlarını bana yarın getirirmisin? Fotokopi çektirsem?
+Tabi ki. Yalnız sana bu söylediklerimi kimseye söyleme olur mu?
-Tabii.. Dedim ve kapattım. Birçok bildirim vardı. Bakmadan odama geçtim ve üzerimi değiştirdim. Yastığa kafamı koydum. Uyuyordum ki telefonum titreşti. Mesaj Poyraz'dandı:
"Her şey için özür dilerim. İyi misin?" yazmıştı. Fakat cevap vermemiştim. Sonra bir tane daha mesaj geldi. Açmadım. Bir tane daha,bir tane daha....Uyandığımda okula 1 saat kalmıştı. Kahvaltı yapıp hazırlanmak için odama geçtim. Bir şort ve salash bir t-shirt giydim. Ayakkabı olarak converslerimi giydim. Saçlarıma hafif bir maşa yaptım ve çıktım. Yürümek istiyordum. Fakat kapıda Poyrazla karşılaşmıştım.
+Günaydınn. Demişti cevap vermedim.Daha sonra:
+Okula beraber gidelim mi?
-Hayır.
+Merve yapma böyle.
-Yürümek istiyorum.
+Beraber yürüyelim.
-Koca yol istersen yürüyebilirsin.Cevap vermemişti. Çantamı kapının önünden aldım ve çıktım. Poyraz arkamdaydı. Bunu hissedebiliyordum. Ben kulaklıklarımı taktım ve yürümeye devam ettim. Okula hızla girdim. Meriç'in yanı boştu. Hemen Meriç'in yanına gittim.
-Meriç yanın boşsa oturabilir miyim?
+Tabi ki. Biliyorsun yalnız oturuyorum.
-Teşekkür ederim. Dedim ve çantamı sıraya koydum. O sırada Poyraz girdi içeri. Bana boş ve şaşırmış bakışlar atıyordu. Umursamadan Meriç'in yanına oturdum. Meriç duvar kenarında oturuyordu. Şortumu görünce hemen ayağa kalktı:
+Kızım düzgün pantalonun yok mu? Ne bu böyle okulda! Kalk yer değiştiriyoruz.
-Nereye geçicem?
+Sen duvar kenarına oturacaksın. Bende senin yerine. Şaşımıştım. Beni kıskanıyordu. O sırada Ege Meriç'in kulağına eğildi ve fısıltı halinde:
-Yeni bebeğin güzelmiş Meriç. Dedi. O sırada Meriç, Ege'ye bir yumruk indirdi. Ege yere serildi. Ben ise korkuyla Meriç'in kollarından tutup onu kendime doğru çekiyordum. Meriç Egenin kulağına eğilmiş bir şeyler fısıldıyordu. Ben duymadım. Meriç'i zor ayırmıştım. Zorla Meriç'i aldım ve merdivenlerin olduğu yere götürdüm.Sinirliydi.
+Merve bir daha şort giymiyorsun.
-Neden?
+Merve sana giymiyorsun dedim o kadar.
-Ama Meriçç...
+Hayır Merve bir daha okulda şort giymek yok. Anladın mı?
-Peki sen yeter ki kızma. Hâlâ öfkelimisin?
+Evet..! Elini tuttum. O anda rahatlamış gibiydi. Tenim tenine değince rahatlıyordu. Hemen sınıfa girdik. Ege çok pis sırıtıyordu. Ben duvar kenarına oturdum. Meriç ise yanıma. Butün ders boyunca sakinleşmesi için sıranın altında Meriçin elini tuttum. Çıkışta eve Meriç ile gelmiştim. Meriç beni eve bıraktı ve gitti. Televizyon izliyordum. Saat 19.00 olmuştu. Bugün erken yatmak istemiştim. Yatağıma doğru ilerlerken telefonum çaldı. Arayan Poyraz'dı. Hemen açtım. Bana bir adres vermişti. Fakat bu sefer önceki gittiğim eski depo değildi. Poyraz bana Meriç'in orda Ege'yi döveceğini söylemişti. Heme bir taksiyi durdurup adresi verdim. Burası daha kötüydü. Her yer dumandı. Poyraz beni deponun önünden aldı. Ve dövüşülen yere götürdü. Oraya gittiğimde çok geçti...